Yaşadığımız bu dünyada  bize “geçici iskan” hakkı verildi. Sürekli oturum hakkımız yok. İskan süremiz bittikten sonra göçeceğiz. Bundan sonra bizi  ÖDÜL veya CEZA bekliyor. CENNET ödül yeri, CEHENNEM de ceza yeridir. Cenneti hayal  ediyorsan bu hayalinin gerçekleşmesi yolunda somut ve ciddi adımlar atmalısın. Allah bunun için insanlığa peygamber ve kitap gönderdi. İnsanlara cennete giden yoları göstersin rehberlik etsinler diye gönderdi. Kur’an ve onun tebliğcisi Peygamber(as)’in sunduğu kurtuluş reçeteleri hayata tatbik edilmeli ki felaha ulaşılsın. Yoksa reçeteler durduk yerde şifa vermez. Cennete sırf hayalle varılmaz. Hayal hayata geçerse fayda sağlar. Elbette hayal ile başlar her önemli icat. Lâkin hayalde kalırsa icat olmaz. Bunun gibi sadece hayalle cennet de hayaldir. Demek önce hayal edilecek sonra da bu hayal, bu ideal yolunda somut adımlar atılacak.

Farkında mısınız bilmem? Günde beş defa KURTULUŞA çağrılıyoruz. Ama anlayana. Anlamayan için minareden yapılan bu “kurtuluş çağrısı” belediye anonsundan farksızdır. İnsan unutkan yaratılmıştır. Bunun için günde beş defa kulluğumuz hatırlatılıyor. İyi kul olmak için günde beş defa güncelleniyoruz. Bünyedeki virüsler temizleniyor.

Haydin kurtuluşa! Kurtuluş namazda. Kurtuluş camilerdedir. Kurtulmak için “cami adamı” olacaksın. Mahşerde arşın gölgesinde gölgelenecek yedi sınıftan biridir cami adamı olmak. Camiler kurtuluş mekanlarıdır. Namaz aynı zamanda ilahi bir içtimadır. Yoklama almadır. Günde beş kez ismin okunuyor, yoklama alınıyor aslında. Bunların hangisinde varsın hangisinde yoksun bir düşün.

Kur’an baştan sona kurtuluş reçetesidir. Mühim olan Kur’an’la arkadaşlığımız. Hatâya düşülen nokta şurası. Oku, üfle gönder. Bu Kur’an’ı biraz da kendimize okuyalım. Ölü zaten gitti. Artık yok.Yapacak bir şeyi yok. Artık namaza başlatamazsın ölüyü. Ölüye karşı yapılacak tek şey hayır duadır. Kabre girdikten sonra artık onun namaz günahlarını sildiremezsin. Kul hakkıyla göçmüşse telafi ettiremezsin. Onun işi Allah’a kalmıştır. Biz de zaten bağışlanması için dua ederiz.

Ama sen halen hayatta olduğuna göre bu ilahi reçetelerden faydalanabilirsin. Kulluk noktasında yaptığın hataları düzeltebilirsin.

Meselâ Müminûn suresi kurtuluş müjdesiyle başlıyor. “Müminler kurtuldu” diyor Yüce Yaratıcımız. Sonra da kurtuluşun şartlarını sayıyor aşağıya doğru. Burada hepsini sayıp dökmeye yerimiz müsait değil. Lakin kurtuluş reçetesinin ilk ilacının İMAN olduğunu bilelim. Mümin, güvenilir insan olmaktır. Mümin güven veren, güvenilen insandır. Amel de imanın ispatıdır. Zorunlu neticesidir. Bunun için kurtuluş reçetesine NAMAZ, boş şeylerden yüz çevirme, maldan fedakarlık etme, namusu koruma, emanete riayet gibi önemli kalemler de eklenmiştir.

Bir örnek de Allah Rasulü(sav)den verelim. O da şöyle bir reçete sunuyor. Mahşerde arşın gölgesinde gölgelenecek 7 sınıf insanı sayıyor. Kim bunlar?

1- Adaletli idareci 2-Allah’a ibadet ile büyüyen genç,3-Kalbi mescitlere bağlı adam, 4-Birbirini Allah için sevenler,  5-Zina teklifinde bulunan kimseye “ben Allah’tan korkuyorum” diyebilen kimse. 6-Sağ elinin verdiğini sol eli duymayan hayır sahibi, 7-Gizli gizli Allah’ı anıp da göz yaşı döken adam.