Cennet her Müslümanın hayalidir. Rabbimiz bizi bu dünyada sınava tabi tutuyor. Bu sınavın neticesine göre ödül olarak cennete veya ceza olarak cehenneme sevk olacağız. Ancak gerek cennet gerekse cehennemin kazanılma yeri burasıdır. Bunun için bu dünya çarçur edilmemeli, çok iyi değerlendirilmelidir. Akıllıca değerlendirilirse hayatın tamamı bizim için “hayır” olur. Bakınız Allah Rasûlü(as) akıllı kişiyi nasıl tarif ediyor.

“Akıllı kişi nefsini hesaba çeken ve öldükten sonrası için çalışan kimsedir…” İşte hayat bu anlayış çerçevesinde yaşanırsa cennet hiç de zor değildir.

Aslında Müslüman için cennete götürecek amel çoktur. Allah’ın helalleri belli, haramları da bellidir. Haramların sayısı azdır. Bizim için geniş bir “helal” alanı vardır. İşte bunlara dikkat ettin mi, kırmızı çizgileri aşmadın mı inşallah cennettesin demektir. Rabbimiz Kur’an’ında cennete götürecek amelleri de bize sunmuştur.

İşte bunlardan birisi de  “İNFAK” tır. Kur’an’ın üzerinde çok durduğu bir kavramdır infak. İnfak genel olarak sahip olunan malı-serveti Allah yolunda harcamaktır. Tüm mali ibadetlerin çatı kavramıdır infak. Bu manada zekat da bir infak türüdür.

Bu kelime kök itibariyle TÜNEL manasına gelir. Buradan şunu anlıyoruz. Biz infak ile aslında cennete tünel açıyoruz. Yani cennet yolunu açıyoruz kendimize. Bu cennet tüneli ya da cennet yolu öyle bir yol ki bir ucu dünyada diğer ucu ahirette. İşte biz infak ile tünelin dünya tarafında kalan ucundan gönderiyoruz ahiret tarafındaki ucundan da alacağız. Hem de kat kat alacağız. Nereden mi biliyoruz? Kur’an haber veriyor da ondan.

  “Mallarını Allah yolunda harcayanların misali, her başağında 100 danenin bulunduğu 7 adet başak bitiren bir tohum tanesi gibidir…”(Bakara 2/261)

Gördünüz mü? Toprağa bir tane ekiyorsun Allah ondan 700 tane çıkarıyor. Bir koyup 700 alıyorsun. Rabbimiz bize tarım üzerinden infak dersi veriyor. Allah yolunda harcanan 1 lira defterinize 700 lira yazılacaktır. Aslında buradaki 700 ifadesi çokluktan kinayedir. Belki de 7 bin yazılacaktır bilemeyiz. Ama şurası kesindir ki yapılan her hayır, her iyiliğin karşılığı kat-kat verilecektir. Peki, tersi doğru mu? Değil. Yani yapılan kötülükler de böyle kat kat yazılsaydı halimiz ne olurdu? Onu da şu ayetten anlıyoruz.

“Kim bir iyilik yaparsa ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da o kötülüğün misli ile cezalandırılır…” (Enam 6/160)

İnfak ayetleri 1400  senedir Kur’an’da duruyor. Kur’an’ın indiği dönemde bu ayetler muhataplarının hayatlarını değiştiriyordu. Bu ayetler bugün de elimizdeki Kur’an-ı Kerimlerde ilk günkü gibi duruyor. Peki Kur’an’ın bugünkü muhataplarının hayatın dokunuyor mu? “Bir ayet okudum hayatım değişti” diyebiliyor muyuz? Ama Allah Rasûlünün ashabının hayatı bir tek ayetle değişiyordu. Mesela Âl-i İmran 92. Ayet inince Ebu Talha’nın hayatı değişti. Medine’nin en gözde arazisini Allah yolunda infak etti.

Kur’an Cennete koşunuz diyor. Cennete nasıl koşulur? Ben cenneti istiyorum demekle, kuru bir iddia ile cennete ulaşılamaz. Genişliği yer ile gök arası kadar olan ve sorumluluk bilincine sahip(müttakî) kimseler için hazırlanan cennete koşun….( Âl-i İmran 3/133)   İş bu müttakiler ne yaparlar mesela? Mesela genişlikte de darlıkta da infak ederler.

İçinde bulunduğumuz bu zorlu günlerde, malum salgın hastalık dolayısıyla işini aşını kaybeden bir çok kardeşimiz var. Sorumluluk bilinciyle hareket ederek, Ramazanı da fırsat bilerek bu kardeşlerimizi gözetip elinden tutmak lazım. Gerek devletimizin gerekse STK’ların başlattıkları yardım kampanyalarına katılmayı ihmal etmemek lazım. En basitinden cep telefonumuzdan 1 adet SMS atarak 10 TL bağışlamak çok zor olmasa gerek. Elbette 10 lira kimseyi fakir etmez. Ama bunlar milyonlar tarafında yapılınca büyük bir yekün tutar. İşte o zaman senin de bu hayır çorbasında tuzun olmuş olur. Yine zekat ve fitrelerimizi de bu kardeşlerimize vererek onların elinden tutmuş oluruz.02.05.2020