Kurban kesmek İbrahim olmaktır aslında. Hem İsmail olabilmektir kurban kesmek. Öyle basit bir hayvan boğazlamaktan ibaret değildir kurban kesmek. Dolayısyla kurban kesmek bir yönüyle iki şeyin altına imza atmaktır.

Birincisi:  Kurban kesen kişi  İbrahim atamız gibi sadakatını(Bkz Saffat 37/103) ve teslimiyetini göstermiş olmaktadır. Zira İbrahim (as)Kur’an’ın ifadesiyle rüyasını tasdik ederek oğlu İsmail’i Allah için boğazlamayı göze almıştır.Böylelikle o aynı zamanda teslimiyetini de göstermiştir. (Bkz Saffat 103)

İbrahim babamız  Allah tarafından büyük imtihalara tabi tutulmuş, nihayette O bu imtihanlardan tam not almış, Kur’an’ın ifadesyle –fe etemmehünne- bunları başarıyla tamamlamıştır. (Bk.Bakara 2/124 ) İşte O‘nun biricik ciğerparesi İsmail’i hiç tereddütsüz kurban edebilme teslimiyetini göstermesi de bu imtihanın bir cüzüdür.

İkincisi : Kurban kesen kişi İsmail olabildiğini göstermiş oluyor aslında. Yani kurban kesen kişi hiç tereddütsüz Allah yoluna başını verebilmeye hazır olduğunu ilan etmiş oluyor.İsmail’in kurban edilmesinin anlatıldığı Kur’an ayetlerine bir bakalım:

“ Çocuğu (İsmail) kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince (İbrahim) ona “ Yavrucuğum ! Ben rüyamda seni boğazladığımı görüyorum. Düşün bakalım, ne dersin? “ dedi. O da, “ Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.” dedi.  Nihayet her ikisi de ( Allah’ın emrine ) boyun eğip, İbrahim de onu ( kurban etmek için ) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik.“Ey İbrahim! Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz, iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.Biz (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık.” (Saffat 102-107)

Olayın bir diğer boyutu da şeytanla mücadele boyutudur şüphesiz. İbrahim (as) Allah’a tam bir teslimiyetle teslim olarak rüyasındaki mesajın gereğini yerine getirmek üzere oğlu İsmail(as) ile birlikte Mekke’deki Mina bölgesine gittiğinde şeytan hemen devreye giriyor. Önce anne Hacer validemize yaklaşarak baba-oğulun nereye gittiklerini soruyor.Gezmeye çıktıklarını falan söylüyor Hacer validemiz. Bu sefer İbrahim’in İsmail’i boğazlamaya götürdüğünü, bunu ona Rabbinin söylediğini ağzından kaçırıveriyor.Bunun üzerine Hacer validemiz yerden taş alarak “pis şeytan defol git, bunu ona Rabbi söylemişse sana ne bana ne!“ diyerek o da teslimiyetini gösteriyor.Sonra İsmail ve İbrahim‘e yaklaşıyor Ademoğlunun amansız, iflah olmaz düşmanı şeytan.Ancak burada da sert kayaya çarpıyor ve baltayı taşa vuruyor şeytan. Onlar da duruşlarını hiç bozmadan Allah’ın emrini yerine getirmeye koyuluyorlar.Ve baba oğul tıpkı Hacer validemiz gibi yerden taş alıp şeytanı taşa tutuyorlar.İşte bugün Mina’da Cemaraat bölgesindeki üç şeytan sembolüne hacılarımızın taş atmaları ritüelinin temeli bu olaydır.

Kurban kesen kişi aynı zamanda şeytana ve şeytani güçlere savaş açmış oluyor.Tıpkı İbrahim, İsmail ve Hacer validemiz gibi. Kurban kesen kişi günahlarını da taşlamış oluyor.Bir daha bu günahlara bulaşmayacağına tevbe etmiş oluyor kurban keserek.

Kurban kesen kişi, Allahın verdiği mal ve evlatların, Allah yolunda engel değil, tam tersine kendisini Allaha yakınlaştıracak birer vesile olduğu şuuruyla hareket ediyor demektir. Kurban bu şuurla kesilmelidir.

Kısaca Kurban kesmek sadakattir.Kurban kesmek teslimiyettir.Kurban kesmek tevbe etmektir, temizlenmektir.Kurban kesmek şeytan ve taifesini taşlamaktır.Kurban kesmek şeytandan uzaklaşıp Allah’a yaklaşmaktır, şeytan ve nefsin hilelerinden Allah’a sığınmaktır. Kurbanınız ve Kurban Bayramınız mübarek olsun.20.10.2012/Viyana