• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam39
Toplam Ziyaret5141336
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Emaneti Ehline Vermek Konusuna Farklı Bir Bakış
25/04/2013

Günümüzde bazı Müslümanların Kur’an’ın şu ayetinden habersiz oldukları ve yanlış kıyaslar yaparak hataları sonuçlara ulaştıklarıgörülmektedir. 

Nitekim bu kimseler “eşitlik” kılıfının arkasına gizlenerek, bilerek ya da art niyetle, bir savaş zamanında öncelikle farklıalanlarda uzmanlaşmış değişik meslek mensuplarının gidip en ön safta savaşmalarını ve şehit olmalarını istemekte, bilgiye, tecrübeye, ihtisaslaşmaya yeterince önem ve değer vermediklerini böylece ortaya koymaktadırlar. Oysa böyle yaparak hakkı ve adaleti savunduğunu zanneden bu cahiller kanaatimizce şu ayetten habersiz gibidirler.

Ayeti birlikte okuyalım.

Bütün bunlarla birlikte, [savaş zamanı] müminlerin hepsinin toptan yola çıkması doğru olmaz; onların arasında her gruptan bazılarının seferden geri kalmaları, [bunun yerine] Din hakkında derin ve sağlam bir bilgi elde etmek yolunda çaba göstermeleri ve [böylece] seferden dönen kardeşlerini aydınlatmaya çalışmaları daha yerinde olacaktır; böylece belki, onlar [da] kötülüğe karşı kendilerini (daha iyi) korumuş olacaklardır.(Tevbe, 9/122)

Görüldüğü üzere bu ayet çok açıktır. Savaş anında gereken mücadeleyi sahasında uzman profesyonel ordunun yapması tavsiye edilmekte ve toptan herkesin savaşa çıkması uygun görülmemektedir. 

Geride kalan uzman kimselerin ise her alanda eğitim ve öğretime devam etmeleri, nitelikli insan yetiştirmeleri, dini ilimlerle uğraşanların da sağlam dini bilgi elde etme konusunda derinleşmelerinin uygun olacağı ifade edilmektedir. 

Diğer taraftan bu ayette sadece dini ilimlerle uğraşanlara vurgu yapılmış olması diğer tüm mesleklerin değersiz olduğu anlamına asla gelmemekte, tam tersine zımnen her mesleği icra edecek olanların en güzelşekilde eğitilip yetiştirilmesine işaret edilmektedir. 

Dolayısıyla savaştan geri kalanların yaptıkları işlerine aynen devam etmeleri ve kesintisiz eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmeleriİslam’ın bir emridir. Zira İslam ilme, teknolojiye, gelişmeye, yenilikleri takip etmeye, kaliteli bilgi, mal, ürün ve hizmet üretmeye büyük önem vermekte ve bu konuda Müslümanlara büyük sorumluluklar yüklemektedir. 

Nitekim bir gazeteci sağlam ve güvenilir haber yapmakla görevlidir. Onun öncelikli görevi gidip en ön safta savaşmak değildir. Zorunlu hallerde elbette o da savaşa katılabilir. Ancak onun esas görevi bellidir, uzmanlık alanı farklıdır. Savaşmak bu konuda eğitilmiş askerlerin ve profesyonel bir ordunun işidir.

Aynı şekilde bir akademisyen bilgi üretir, öğrenci yetiştirir ve ürettiği bilgiyi toplumla paylaşır. Onun öncelikli görevi gidip en ön safta savaşmak değildir.

Bir doktor hastalarını en güzel şekilde tedavi eder. Onun öncelikli görevi gidip ilk safta savaşmak değildir.

İnşaat mühendisleri ve mütaahhitler sağlam binalar yaparlar. Onların öncelikli görevi gidip ön safta savaşmak değildir.

İş adamı ise kaliteli mal üretir, uluslararası ithalat ve ihracat yapar, istihdamı artırır. Onun öncelikli görevi gidip cephede savaşmak değildir.

Bir diplomat ise bulunduğu yabancı ülkede devletinin çıkarlarını savunur ve ülkesini doğru tanıtır. Onun öncelikli görevi gidip en ön saflarda düşmanla bedenen savaşmak değildir. Onun diplomatik yollardan ülkesine yapacağı katkı belki cephede savaşan askerlerin yapacağı katkıdan çok daha fazla olabilecektir.

Siyasetçi ise ülke yönetiminde doğru ve adil kararlar almakla yükümlüdür. Hakkın ve haklının yanında yer alır. Eşi ehline verir, meritokrasiyi savunur. Ayrımcılık yapmaz. Hukuk devletini inşa eder. Onun öncelikli görevi gidip cephede en ön safta savaşmak değildir.

Yine ordunun komuta kademesi savaşı sevk ve idare eder. Onların öncelikli görevi gidip en ön safta askerlerle birlikte savaşmak değildir. Onu yapacak başka komutanlar vardır ve onlar da zaten görevlerini en iyi şekilde yapacaklardır.

Dolayısıyla her zaman olduğu gibi burada da emanet ehline verilmeli (Nisa, 4/58; Enfal, 8/27; Mü’minun, 23/8; Mearic, 70/32) ve herkes görevini en iyi şekilde yapmalıdır. Öncelikler ve hedefler doğru belirlenmelidir. 

Kanaatimizce savaşmak profesyonel bir ordunun işidir. Sürekli kendini yenileyen, yeni harp taktikleri geliştiren, silah ve mühimmatını zamanında hazır eden, çağın ihtiyaçlarına uygun donanımlı orduyu savunmak ve savaşma görevini onlara vermek yerine, sahasında iyi yetişmiş İslam alimlerinin en ön safta savaşıp şehit olmalarınıbeklemek, bu kimseleri savaşmaları için ilk önce cepheye sürmek, emaneti ehline vermemek olacağı gibi yukarıda zikrettiğimiz Tevbe suresinin 122. ayetine de resmen karşı gelmek olacaktır.

Elbette orduya moral veren din subaylarına ihtiyaç vardır. Onlar askerlerle sürekli savaş meydanlarında olmalıdır. Ama ilimle ve insan yetiştirmekle meşgul, din hakkında derin ve sağlam bir bilgi elde etmek için gece gündüz uğraşan, seferden dönen kardeşlerini aydınlatmak için sürekli kendini yenileyen İslam alimlerini cephede savaşırken ve ölürken görmek arzusu, kanaatimizce “ucuz Müslümanlık gösterisinden” başkası olmayacaktır. 

Sonuç olarak, yukarıda zikredilen ayetler açıktır. Hala inatla tersini savunan, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, amacı ve niyeti başka olan cahil ve cühelanın bu ayet üzerinde düşünmeleri, (!) bu ayetle ilgili yapılan yorumları bütüncül bir gözle okumaları ve değerlendirmeleri hem kendileri hem de yanılttıkları kimselerin hayrına olacaktır. (23.08.2012)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

 

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



3586 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır - 28/12/2019
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar! - 28/12/2019
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar!
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Saat