• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam160
Toplam Ziyaret5138234
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Asabiyet Hiçbir Zaman Çare Değildir
25/04/2013

İslam insanların her iki dünyada da nasıl mutlu olacaklarının ilke ve esaslarını ortaya koyan son dindir. Hz. Peygamber bu kuralların nasıl uygulanacağını yaşayarak göstermiş son peygamberdir. Müslümanların problemlerinin çözümü için bu iki kaynağa bakmaları yeterlidir. Ancak bu iki kaynağın ne dediğine bakmak yerine şeytan ve taraftarlarının peşinden gidenler ve kendi şahsi çıkarlarını önceleyenler olabilecektir. Böyle kimseler ahiret günü kaybettiklerini anlayacaklardır ama o zaman da iş işten geçmiş olacaktır.

İslam’a göre bir ülkenin yönetiminde belli bir kavmin mensuplarının egemen ve ayrıcalıklı olması hiçbir zaman söz konusu değildir. İslam her zaman liyakate bakar ve ehliyeti esas alır. Bir insanın işinin uzmanı olması önemlidir. Ahlaklı, becerikli ve güvenilir olması mühimdir. Kadın veya erkek olması, şu veya bu ırktan gelmesi önemli değildir. Önemli olan o kişinin yaptığı işin hakkını vermesidir. Müslümana düşen görev böyle birini seçmek ya da böyle bir kişinin hak ettiği göreve gelmesi için çabalamaktır.  “Bizden değil” veya “tamam işte bu bizden” düşüncesi yanlıştır. Bir Müslümanın ölçüsü bu değildir ve olamaz. Atanan ya da seçilen o kişi eğer görevinin hakkını veremiyorsa, onun değiştirilmesinde hiçbir sakınca yoktur.

Diğer taraftan bir ülkede hukuk kurallarını parayı ve silahı elinde bulunduranlar belirleyemez. Konunun uzmanı kimseler bu kuralları, kaynağını vahyin evrensel ilkelerinden alarak uzun istişareler sonucu ortaya koyarlar. Alınan bu kararlar o toplumda yaşayan insanlara tek tek anlatılır.  İnsanlar bu ilkeleri uzunca bir zaman tartışırlar, varsa aksaklıklar ve eksiklikler giderilir, daha güzeline ulaşılır ve nihayet bu kararlar halkın oyuna sunulur. Çoğunluğun dediğine göre o kurallar kabul edilir ve herkes kabul edilen bu kurallara uymak zorundadır. Burada hiçbir etnik kökene ayrıcalık ve üstünlük tanınamaz. Herkes dinini özgürce yaşar; dilini konuşur ve kültürünü ve geleneklerini yaşatır. Hz. Peygamber’in soyundan gelmek bile bir imtiyaz ve üstünlük nedeni olarak görülüp gösterilemez.

Konulan ilke ve kurallara herkes uymak durumundadır. Özgürlükler esastır. Kimse kimseye dayatmada bulunamaz. Şiddet içermeyen her türlü düşünce özgürce ifade edilir. Nefret söylemi yasaktır.

Nihayet din kardeşliğe dayanan bir birlik kurulur ve herkes belirlenen esaslara harfiyen uyar. Birliği bozmaya kalkışan, fitne çıkartan, bölünmeyi ve parçalanmayı savunan, ayrımcılık yapan, kendilerine özel imtiyazlar isteyen, hukukun ilkelerine aykırı davrananlar suç işlemiş sayılırlar. Hakların ve özgürlüklerin kullanılması, konulan bu kardeşlik ve birlik esaslarına aykırı olamaz. Yanlış yapanlar cezasını mutlaka çeker.

Öte yandan farklı din ve inanç mensupları İslam devleti sınırları içinde özgürce dinlerini ve inançlarını ya da inançsızlıklarını yaşarlar. Kimse onlara genel ahlak kurallarına aykırı davranmadıkça hiçbir zorlama ve dayatmada bulunamaz. Hukuk önünde onlar da eşit vatandaştır. Hakları kısıtlanamaz. Onlardan suç işleyenler olursa hukuk kuralları içinde belirlenen cezalar onlar için de geçerlidir.  

Etnik milliyetçilik yaparak kendi kavmini en üste çıkarmak ve diğer ırkları küçük görmek yanlıştır. Çünkü insanların farklı ırk ve renklerde yaratılmaları, farklı dilleri konuşuyor olmaları onların bir tercihi olmadığı gibi bu bir eksiklik nedeni de değildir. Aksine bütün bunlar Allah’ın varlığının ve birliğinin delillerindendir. Bu insanlarla oturup konuşmak, tanışmak ve birlikte yaşamak yerine başka ırk, renk ve dinden insanları sırf bu yüzden suçlamak, dışlamak ve ötekileştirmek yanlıştır.

Sonuç olarak toplumun ve tüm insanlığın sorunlarının çözümü için Kuran ve Sünnete bakmak yeterlidir. Bu iki kaynağın tavsiyelerine almak yerine sürekli kavga etmek, ortak aklı kullanmamak, tefrikaya düşmek, savaşlar çıkartmak ve ırkçılık yapmak yanlıştır. Dar kalıplar içinde düşünmek ve toplumun sorunlarını daha da büyütmek doğru değildir. Hakiki bir mümine düşen görev bu ilkeleri öğrenmek ve bu ilkeler ışığında karar vermektir. Bu şaşmaz ilkelere bakarak ve bunları ölçü alarak yanlış yapan, hatada ısrar eden, menfaatini önceleyenleri iyi tanımak ve bunlara hak ettiği dersi vermektir. Bu evrensel ilkeleri savunan, özü ve sözü bir olan, onurlu ve ilkeli müminlere her zaman destek olmaktır. (08.02.2013)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



3331 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder - 28/12/2019
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak! - 28/12/2019
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak!
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Saat