Ramazanı nerdeyse yarıladık. Ramazan bütün mübarekliği ile geldi ve gidiyor. Ülkemizde herkesin Ramazan ayı algısı farklı farklıdır

Kimisine göre yeme-içme ayıdır.Kimisine göre eğlence-festival ayıdır, kimine göre de Kur’an ayıdır, oruç ayıdır, sabır ayıdır yardımlaşma ve dayanışma ayıdır, merhamet ayıdır,paylaşma ayıdır vs.

Ramazan ayını SULTAN yapan yegane amil de KUR’AN’ın doğduğu ay olmasıdır şüphesiz.Bu yönüyle bu ayda Kur’an merkezli etkinliklere ağırlık verilmeli değil mi? Ancak gel gör ki yapılan haberlerde, düzenlenen programlarda Kur‘an’ın adı bile geçmiyor.Peki konu ne bu tür etkinliklerde? Oyun ve eğlence. Eski Ramazanlarda şöyle olurdu, böyle olurdu. Eskiden şu yemekleri yaparlardı vs.

Ramazan ayı yaklaşınca ve Ramazan ayı içinde Ramazan konulu haberlerin de ana konusu malesef çarşı-pazar oluyor. Deniliyor ki “ Ramazan ayı yaklaşıyor , çarşı-pazarlar hareketlendi.Pastırma sucuk fiyatları ne olacak, pide fiyatlarna zam yapılacak mı vs.“.Sanki Ramazan yeme ayıdır.Halbuki Ramazan yememe ayıdır. Malesef en “dindar“  medya kuruluşları dahi bu tür haberler yapıyor? Neden? Moda böyle de ondan. Başka kanalların rüzgarı onlara da vuruyor ve tabi etkileniyorlar, müşteri kaybetmemek için reyting için.

Bu arada Ramazan ayında Türbe haberleri de yoğunluk gösteriyor. Yine “dindar“ kanallardan bir tanesi, saydım üst üste 4 akşamdır Eyüp Sultan Türbesi haberi yaptı. Artık gına geldi bu türbe haberlerinden.Üstelik buralarda hurafeler havada uçuşuyor.Türbeden bebek isteyenler mi ararsın, kızına koca isteyenler mi,? Buralardaki bu hoş olmayan görüntüleri de haber yapıyor medya kuruluşları.Özellikle Ramazanda bu tür haberler çoğalıyor. Dolayısıyla Ramazandan geçiniyorlar.Madem mütedeyyin bir medya kuruluşusunuz, madem islami hassasiyetiniz var o zaman bu tür hoş olmayan, islamın ruhuna aykırı olan görüntüleri teşvik eder gibi değil islami olmadığını, haram olduğunu ilgili uzman hocalarımızın da görüşünü yansıtarak ekranlara taşısanıza.

 Diğer taraftan  Hırka-i Şerif in ziyarete açılmasını gösateriyor kanallar.Millet göz yaşı içinde ziyaret ediyor. Ben  o anda şunu düşündüm.Herşeyden evvel kimsenin kalbinin içini bilemeyiz. Samimi mi değil mi onu elbette Allah bilir. Ancak o ağlaşan kadınları görünce kendi kendime dedim ki, Hz. Peygamber’in hırkasını görüp duygulanarak ağlayan insanın acaba evinde islam ne kadar yaşanıyor. O ağladığı Peygamberin sünneti yaşanıyor mu? O evde namaz kılınıyor mu? O evde bülug çağına gelmiş genç kızlar tesettüre girmiş mi? Yoksa yarı çıplak mı geziyor. Hırka-i şerifi veya Sakal-ı şerifi görüp ağlamakla Efendimiz sevilmiş olamaz veya onun yolundan gidilmiş olmaz.

Yine özünde İslama ve müslümanlara düşman olan yabancı menşeli bir meşrubat firması bakıyorsunuz Ramazan ayı geldiğinde reklamlarını da Ramazanlaştırıyor. İslami söylemler kullanarak reklam yapıyor.İftar sofralarını kullanıyor reklamlarında. Bunlar da Ramazanı ranta çeviriyor. Aslında fırsatı değerlendiriyor.Bu tür içecekler biz müslümanların da iftar sofralarından eksik olmuyor malesef. Eskiden islama ve islami değerlere küfreden bir takım gazeteler Ramazan gelince kuponla Kur’an-ı Kerim ve bazı dini kitaplar verirdi.Bir yandan da  aynı gazetenin içinde çıplak hatun resimleri basılı olurdu.Bu gün artık kuponla Kur’an ve dini kitaplar veren gazete pek kalmadı.Ama o gazetelerin dine bakışları değişmedi.Yine dine şaşı bakıyorlar ama Ramazan ayında müslümanlaşmış görünüyorlar. Yani Ramazan ayından geçinmeyi de iyi beceriyorlar.20.07.2013/Viyana