• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam94
Toplam Ziyaret5113452
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Lideri değil, ilkeleri esas alan bir nesil!
15/01/2014

 

Lideri değil, ilkeleri esas alan bir nesil!

 

“Tarih tekerrür etmez hatalar tekerrür eder” sözü son derece haklı, yerinde ve doğru bir sözdür. Zira ibret alınırsa tarihin tekerrür etmeyeceği açıktır.

Nitekim Hz. Peygamber bir müminin aynı delikten iki defa ısırılmayacağını söylemiştir. Yüce Allah insanların geçmişte yaptıkları hatalardan bahsederek aynı yanlışları sonraki nesillerin tekrarlamamasını istemektedir. Maalesef insanların çoğunluğu akıllarını kullanmadıkları ve geçmişten ders almadıkları için aynı yanlışa defalarca düşmekte ve kendi sonlarını kendileri hazırlamaktadırlar. Dolayısıyla eğer insanlar ilkelerin ve ulvî hedeflerin peşinde koşmaz, sağlıklı bir tefekkür faaliyeti gerçekleştirmez, liderlerini ve atalarını körü körüne taklit eder, onların her emrine harfiyen itaat eder ve bu yüzden de yanlış kararlar alırlarsa işte o takdirde tarih mutlaka yeniden tekerrür edecektir. Bir başka ifadeyle bu gibi kimseler, aynı yanlışı yapıp farklı sonuçlar bekleyen akıl yoksunu kimselerin durumuna düşebileceklerdir.

Bu itibarla, liderlerin yanılmaz kabul edilip kutsanması, hata yapmayacaklarının düşünülmesi ve her söylediklerinde bir hikmet aranması gibi yaklaşımlar son derece tehlikeli ve yanlıştır.

Zira bir lidere körü körü itaat yerine, ilke ve prensip eksenli düşünerek hareket etmek gerekir. Sorgulamadan her söyleneni doğru kabul eden kadın, erkek, genç, yaşlı herkes ciddi hatalara düşmekten ve ülkelerini felaketlere sürüklemekten kurtulamazlar.

Çünkü bir lider etrafında kümelenip ortak aklı devre dışı bırakanların, eleştiriye kapalı olanların hakikate ulaşmaları ve doğru kararlar verebilmeleri oldukça zordur. Zira şeytan ya da şeytanlaşmış kimseler, bir lideri aldattıkları veya yanlış yönlendirdikleri zaman liderin tüm “bağımlılarının” aynı yanlışa düşüp kendilerini koyun sürüsü gibi yardan aşağı atmaları kaçınılmazdır. Dolayısıyla ortak aklı ve ilkeleri devre dışı bırakarak yanlış kararlar almak ve sürü psikoloji ile hareket etmek asla ve kat’a doğru değildir. Böyle yapanların ahirette kendilerini ebedi azaptan kurtarabilmeleri neredeyse imkânsızdır. Zira Kur’an, bunu çok önceden haber vermekte ve ahiret günü liderlerin peşinden giden kimseler ile liderler arasında yaşanacak konuşmaları şimdiden bildirerek insanları uyarmakta ve suçu liderlerine ya da atalarına atmalarının onları sorumluluktan kurtarmaya yetmeyeceğini haber vermektedir. (Ahzâb, 33/66-68; İbrahim, 14/21-22; İsrâ, 17/71; Şuarâ, 26/99-103)

Bu itibarla, bir lidere bağlanıp onun görüşlerine saygı duymak ile bir liderin bağımlısı olup onun her dediğine harfiyen uymak aynı şeyler değildir. Birincisi normal iken ikincisi son derece anormal ve tehlikelidir. Zira “bağlılık” ile “bağımlılık” arasında ciddi farklar vardır. Bu farkı fark etmeyenler çok büyük bir yanlış yaptıklarını ilerleyen yıllarda itiraf etseler bile bu durum onların veballerini azaltmaya yetmeyecektir. Zira bu tipler, zamanında onlara yapılan haklı ve yerinde uyarıları dikkate almamış, körü körü aynı yanlışta ısrar etmiş ve bu sonu kendi elleriyle hazırlamışlardır. Bu nedenle meselelere adaletle yaklaşmayanlar, Kur’an ve Sünnet’in ilkeleri ışığında hayatlarını şekillendirmeyenler mutlak surette sorumlu olacaklarını bilmelidirler.

Bir gruba sevgi, saygı ve sempati duymak demek, o grubun liderinin her emrine körü körüne itaat etmek ve kayıtsız şartsız teslim olup biat etmek anlamına gelmez ve gelmemelidir. Liderin de insan olduğu ve yanılabileceği gerçeği hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Lider yanlış yaptığında onu uyaracak aklı başında, muhakemesi sağlam, basiretli danışmanlar heyeti mutlaka olmalıdır. Lider, sürekli onlarla istişare halinde olmalı, konunun uzmanlarına danışmalı ve her kararını ortak aklı devreye sokarak almalıdır. Aksi halde sinsi ayartıcılar lideri yanlış etkileyerek tüm grubu ve o insanların yaşadığı vatanın çıkarlarını tehlikeye atabileceklerdir.

Gerçek bir lider, etrafında bulunanların sadece ona itaat etmesini değil, sağlıklı düşünmelerini ve kendisi bir yanlış yaptığında onu uyarmalarını istemeli ve böyle düşünen basiret ve feraset sahibi danışmanlar heyeti oluşturmalıdır. Onlar da korkmadan, çekinmeden, hain ve ajan damgası yemeden liderin yapması muhtemel hataları veya yanlış kararları yapıcı bir üslupla eleştirip doğru teklifler ortaya koymalı ve liderlerini uyarmalıdırlar. Böyle bir yapıyı “kurmayan ve işletmeyen lider” ise kesinlikle sorumlu olacağını bilmelidir.

Lider, başında bulunduğu devleti/ örgütü/ partiyi/ hareketi/ camiayı/ tarikatı ayakta tutmalı ve kurumun ideallerine uygun plan ve projeler geliştirmelidir. Kendisinden sonrada inşa ettiği ya da edilmiş yapının ayakta kalmasını sağlayacak tedbirleri çok önceden almalı, küçük hesaplar yaparak büyük hedeflerden asla vazgeçmemelidir. Amaçlarla aracı karıştıranların, amacı unutup araçları kutsallaştıranların hakikati doğru kavradıkları hiçbir zaman görülmemiştir. Dolayısıyla liderler de gelip geçici olduklarını hiçbir zaman akıllarından çıkarmamalı ve ahirette yaptıklarının hesabının onlara da sorulacağını düşünmelidirler. Zira iyi bir çığır/sünnet açana o iyilik sürdüğü müddetçe sevap olduğu gibi, kötü bir çığır açana da o kötülük devam ettiği müddetçe günah vardır ve bu günahlar onların amel defterlerine mutlaka yazılacaktır. (Nisâ, 4/85. Ayrıca bkz. Müslim, 12/Zekat, 20 (I, 705); İbn Mâce, Mukaddime, 14 (I, 74).

Bu itibarla, hakiki bir lider ağaca bakarak değil tüm ormanı görerek karar vermelidir. Bir başka ifadeyle lider, meselelere parçacı değil bütüncül bakmalıdır. Resmin bir kısmını değil tamamı okumalı, hâdiseleri hallaç pamuğu gibi atmalı, irdelemeli, incelemeli, çok yönlü analiz etmeli ve sonunda en doğru ictihadı ortaya koymalıdır. Aksi takdirde eksik araştırma ve soruşturma sonucu yanlış bir karar verirse bundan sorumlu olacağını da bilmelidir. Bırakınız bu eksik ictihadından bir sevap kazanmayı bir sürü günahın bile sahibi olabileceğini unutmamalı, mükâfat beklerken büyük bir ceza/azap ile karşı karşıya kalabileceğini de aklından çıkarmamalıdır. Çünkü resmin tamamını görmeden acele karar vermek, ilkelere göre değil duygulara göre hareket etmek, oyuna gelmek, güvenilir müşavirler heyeti oluşturmamak, yanlış yönlendirilmelere açık bulunmak, kurumunun yaptığı yanlışlara göz yummak, felakete sürüklendiğini fark edememek ve geçmişte yaptığı büyük konuşmaların bedelini bu şekilde ödemiş olmak, bir lider için affedilmez hatalardır. Dolayısıyla böyle bir liderin yine suçlaması gereken kendisinden başkası değildir.

Sonuç olarak, İslam toplumları liderleri değil, ilkeleri esas alan bir yapı oluşturmak ve böyle düşünen bir nesil yetiştirmek zorundadır. Elbette lidere itaat etmek gereklidir. Ancak liderin İslam’ın temel ilkelerini göz ardı eden hukuk ve ahlak dışı emir ve uygulamalarına uymamak da bu dinin bir emridir. Bu nedenle, Yüce dinimiz İslam’ı tüm dünyaya en güzel şekilde temsil ve tebliğ etmek isteyenlere düşen görev, lider peşinde koşmak değil, ilkelere sımsıkı sarılmaktır. Liderin yaptığı yanlış ve haksız uygulamalara kayıtsız şartsız teslim olmamaktır. Lider, hatada ısrar ettiğinde onu en güzel şekilde uyarmaktır. Yanlışından dönmediğinde ise hakkın, hukukun, ilkelerin ve doğrunun yanında yer almak ve yanlış yapanlarla sonuna kadar mücadeleye devam etmektir. (17.01.2014)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

 

 



9973 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar! - 28/12/2019
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar!
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır - 28/12/2019
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine - 28/12/2019
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir? - 28/12/2019
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir?
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler - 28/12/2019
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Saat