• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi11
Bugün Toplam563
Toplam Ziyaret5136465
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Kimlere Oy Verilmez!
27/03/2014

Tarafsızlık Yoktur Hakk’tan Yana Taraf Olmak Vardır!

İnsanoğlu hayatı boyunca hemen hemen her konuda tercih yapmak zorundadır. Ölünceye kadar da bu tercih yapma işlemi aynen devam edecektir. Yaptığı iyi ve güzel tercihler nedeniyle mükâfat alırken, kötü, zararlı, çirkin ve yanlış tercihler sebebiyle de cezalandırılacaktır. Herkes amel defterini yaptığı tercihlerle doldurmaktadır. Seçimini iyi yönde yapmayan, akl-ı selime uygun hareket etmeyen, sağlam ve güvenilir bilgiler ışığında karar vermeyen bir insan kendi sonunu kendisi hazırlamaktadır.

Şeytanlaşmış insanların telkinlerine kanan, aldatılmayı istediği için tercihini aldatılmaktan yana kullanan, aklını ve iradesini sahte lider/şeyh/mürşidlere teslim eden sonra da çok yanlış seçimlerde bulunan kişi kendine yazık etmektedir.

Her türlü tercih için uyulması gereken evrensel, özlü ve şaşmaz kurallara uymak yerine, gelişigüzel hareket eden, bir döner ya da tavuk ekmeğe göre kararını/oyunu değiştiren/satan, nelere alet olduğunu bir türlü hesap edemeyen kimse çok büyük bir yanlış yapmaktadır.

Toplumun bir ferdi olarak ülkeyi, şehri, ilçeyi veya köyü yönetmesi amacıyla en güvenilir, imanlı, merhametli, azimli, kararlı, ilkeli, ahlaklı, dürüst, yardımsever, sorun çözen, özü sözü bir, cesur, çalışkan, göründüğü gibi olan, olduğu gibi görünen, Allah’tan korkan vicdan sahibi bir lideri bulup seçmek gerekirken sahtekâr olduğu her halinden belli olan birine arka çıkmak yanlıştır. Dolayısıyla bu özellikleri haiz olmayan birine destek olmak ve onu seçmek, yaptıklarını onaylamak ve sorumluluk almak demektir. Zira oy veren kişi, kendi adına yönetme yetkisini o şahsa devretmekte ve onu kendine vekil tayin etmektedir. Böylece, o liderin/yöneticinin yaptığı tüm hayırlı hizmetler için sevap kazanırken yaptığı her türlü rezalet nedeniyle de onun günahlarına ortak olmaktadır.

Bu itibarla, seçim yapmak çok önemlidir. Kime destek olacağını bilmeyen, şahsi çıkarları için oy kullanan, emaneti ehil olanlara teslim etmeyen kişi büyük bir zararda ve ziyandadır.  Zira akıllı bir insan, tarafını belli eder; ilkelerden/umdelerden/hakikatten yana bir duruş sergiler. Asla omurgasız, kişiliksiz ve kimliksiz olmaz. İradesini hiçbir kimseye peşkeş çekmez.

Diğer taraftan seçimde tarafsız ya da çekimser kalarak iyileri desteklememek, ülkeye/şehre/beldeye veya köye zarar verecek kişilerin yönetici olarak iş başına gelmesine zımnen (üstü kapalı) destek vermek de ciddi bir vebaldir.

Ya da oyunu geçersiz hale getirecek bir işlem yapmak veya boş oy kullanarak safını belli etmemek de sorumluluk almak demektir. Oy vermeye hiç gitmemek de aynen böyledir. Nitekim “Oy kullanmak küfürdür, küfre ortak olmaktır, dinden çıkmaktır” gibi zırvalara itibar ederek sandığa gitmemek kesinlikle yanlıştır. Zira bu tür söylemler, sayıları az ve akılları da oldukça kıt olan günümüz Hâricîlerinin söylemleridir. Dolayısıyla oyları geçersiz hâle getirmek ya da sandıktan kaçmak, zalimlerin kazanmasına dolaylı olarak destek sağlamaktır ki bu da son derece yanlıştır.

Ya da verdiği oyun hiçbir işe yaramamasına, heder olup gitmesine, ülkeye veya şehre hiçbir fayda sağlamamasına neden olmak da vebaldir. Nitekim verdiği oy, eğer baraja takılıp boşa gidecekse bu doğru ve yerinde bir tercih olmayacaktır. Zira böyle bir oy kullanmak, bile bile yanlış yapmak ve gerçeğe gözlerini kapamak demektir. Çünkü böyle oy kullanan kişi, bu tercihiyle “ihtiraslarının esiri olmuş kifayetsiz muhterislerin peşine takılmış, ana gövdeye zarar vermiş, onların yalanlarına kanmış, hakikatin gür şekilde haykırılmasına engel olmuş ve zalimlerin elini dolaylı olarak güçlendirmiş” olmaktadır. Bu nedenle baraja takılacak bir partiye oy vermek, göz göre göre zalime payanda olmak demektir. Kanaatimizce aklı başında bir mümin, ehven-i şer düsturu ile hareket etmeli ve en doğru kararı vermeye çalışmalıdır.

Veya ülkenin değil de kendi aşireti/tarikati/cemaatinin çıkarlarını düşünen sözde liderlerin peşinden giderek karar vermek ve hiç ehil olmayan birilerinin seçilmesine neden olmak da sorumluluk almak demektir. Zira emaneti ehil olana değil de, kendi çıkarlarına hizmet edecek kişiye teslim etmek, ilkeyi değil, çıkarları öncelemek demektir ki bu da son derece büyük bir yanlıştır.

Veya her türlü ırkçılığı yapan, ırkçılık söylemiyle oy toplamaya çalışan, birleştiricilik değil bölücülük yapan, toplumu kamplara bölerek çatışmadan ve şiddetten medet uman, nefret söylemleri yayan, kandan beslenen ve bu şekilde koltuğa oturmayı marifet sanan adamlara destek olmak vebaldir.

Veya geçmişte İslam düşmanlığı yapan, eline imkân geçtiğinde aynı düşmanlığı yapmak için fırsat kollayan, gizli ya da açık dinî değerleri aşağılayan, dinden nefret eden, dini “afyon/uyuşturucu” olarak gören, Müslümanların kutsallarına sürekli hakaretler yağdıran, ancak seçim zamanlarında takiyye yaparak Müslümanları aldatmaya çalışan adamlara oy vermek de ciddi vebali omuzlamak demektir.

Veya ciddi hiçbir proje ortaya koymayan, bol keseden tüyü bitmemiş yetimin hakkını ona buna dağıtan, uçuk kaçık vaatlerde bulunan, ağzına geleni söyleyen yalancı birine oy vermek de ciddi bir vebaldir. Zira ayağı yere basmayan, inandırıcı olmadığı her halinden belli olan koltuk ve makam düşkünü böyle adamlara/kadınlara aldanarak oy vermek son derece yanlıştır.

Dolayısıyla aklı başında bir mümin resmin tamamına bakarak karar vermek zorundadır. Çünkü kâmil bir mümin tek bir ağaca değil, ormanın tamamına bakarak karar verir.

Mesela, dürüst, emin, ahlaklı ve güvenilir bir liderin doksan beş tane doğrusu, beş tane yanlışı varsa onun yanında yer alır; ancak bu liderin yaptığı yanlışlara karşı hakkı ve adaleti her zaman savunur. Onu demokratik yollardan uyarır ve hatasından dönmesi için hukuk içinde kalarak etkin mücadeleye devam eder. Lakin asla belden aşağı vurmaz; ilkesizlik yapmaz ve hukukun ilkelerinden ayrılmaz. İftira, dedikodu ve yalana başvurmaz. Böylece birlik ve beraberliğin bozulmasına fırsat vermez; güven ve istikrar ortamının zedelenmesine de yol açmaz.   

Nitekim akıllı bir insan meseleleri çok yönlü değerlendirmekle mükelleftir. Herkes akıllı olduğunu iddia ettiğine göre yapılacak şey, tek bir argümana bakarak karar vermemektir. Hissi, keyfi ve indî kararlar almamaktır. Kin ve öfke ile hareket etmemektir. Adaletten ayrılmamak, hatasız kul arama lüksünden vazgeçmektir. En az hata ile yönetecek yahut yönetmiş ve kendini ispat etmiş çalışkan ve dürüst kişiye oy vermektir. Geçmişte yaşadığı zulüm dönemlerine bakarak doğru kararlar almaktır.

Beceriksiz, tembel, ahlaksız, yalancı, sahtekâr, hokkabaz, hilebaz, düzenbaz, vurdumduymaz, eyyamcı, nemelazımcı kimselere bir daha kanmamak ve emaneti onlara teslim etmemektir. Onların geçmişte neler yaptığını asla ama asla unutmamaktır. Bir delikten iki defa ısırılmamak, söylenen pembe yalanlara kanmamaktır. Zira akıllı olduğunu iddia eden bir insan tüm bunları düşünmek zorundadır. Bu uyarıları göz ardı ederek hatada ısrar etmeye devam eden ise tercihlerinin sonucuna katlanmak durumundadır.

Eğer bir kimse kendisini uyarana, yanlışını hatırlatana, doğru tercihin nasıl yapılacağını örneklerle ortaya koyana minnettar olup teşekkür etmek yerine körü körüne yanlışta ısrar ediyorsa böyle kimselere söylenecek şey şu olabilir: “Arkadaş karar senindir; istediğin tercihi yap; Sırf kendini ve çıkarlarını düşünme! Tüm dünyadaki mazlumların umudu olmak için çalışanlara destek ol! Ülke için yapılacak her türlü yanlış iş ve icraattan da pay sahibi olacağını aklından çıkarma! Ayrıca tercihlerinin kaydedildiğini ve mahşer günü karşına çıkartılacağını da sakın unutma!”

Zira kendi düşen ağlamaz; ağlayamaz; ağlamaya hiç hakkı yoktur. Yaptıklarının hesabını mutlaka ahirette verecektir. Böyle birinin yıllar sonra kalkıp; “Keşke o adamlara oy vermeseydim”, “Elim kırılsaydı da o kişiyi desteklemeseydim”, “Keşke oy vermeye gidip falancayı destekleseydim”, “Falancanın kıymetini bilememişiz, ona haksızlık etmişiz, şimdi çok ama çok pişmanız!” gibi laflar söylemeye kesinlikle hakları yoktur. Zira bu tür timsah gözyaşlarına, popülist söylemlere ve sözde mazeretlere akıllı bir müminin karnı her zaman toktur. Çünkü bu kimseler, bu masalları ancak kendileri gibi olanlara anlatarak rahatlayabilir ve günah çıkartabilirler.

Aklı başında bir mümin bu fâsıkları/ikiyüzlüleri/mücrimleri/müfsidleri Kur’an’ın ilkelerine bakarak çok iyi bildiğinden, onların bu tür ucuz laflarına inanmaz. Bunların içinin boş ve samimiyetsiz olduğunu bilir ve bunlara asla aldanmaz. Çünkü bu zalimler, zamanında kendilerine yapılan güzel ve içten uyarılara aldırmamış, kahkaha atmış, kibirlenmiş, karşıdakini küçümsemiş, üstelik dalga geçmiş ve burunlarını havaya dikip çekip gitmişlerdir.

Sonuç olarak, herkes tercihini Kur’an ve Sünnet’in ilkelerine göre yapmalı ve tarafını/safını belli etmelidir. İslam’da tarafsızlığın/çekimserliğin olmadığını ve hakka taraf olma mecburiyetinin olduğunu da asla unutmamalıdır. (28.03.2014)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

 

 



4111 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler - 28/12/2019
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler
Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır - 28/12/2019
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine - 28/12/2019
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir? - 28/12/2019
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir?
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder - 28/12/2019
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.439832.5698
Euro34.502534.6407
Saat