• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam220
Toplam Ziyaret5141517
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Bağlılık ve Bağımlılık Arasındaki Farka Dikkat!
24/09/2014

 

Bağlılık ve Bağımlılık Arasındaki Farka Dikkat!

Bir lidere sadık kalmayı doğru değerlendiremeyerek onun yanlışlarını da onaylamak, o ne derse desin kayıtsız şartsız kabul etmek, körü körüne onun emirlerine uyup peşinden gitmek ve böyle bir sadakat anlayışını savunmak bağlılık değil tam bir bağımlılıktır. Kendi iradesini yok sayan ve buna başkalarının ipotek koymasına rıza gösteren kişi büyük bir yanlış yapmaktadır.

İslam’ı doğru kaynaklardan öğrenememiş, dinî ve ahlâkî değerleri özümseyememiş bazı kimseler, liderinin/ şeyhinin/ hocasının her dediğini tasdik etmeyi marifet zannetmekte, “Sadık olmak dürüst olmaktan daha iyidir” gibi sakat bir mantıkla hareket edebilmektedir. Oysa bu, sadakat değil resmen hamâkattir.

Hz. Ömer bile kendisi hata ettiğinde nasıl davranacaklarını arkadaşlarına sormuş, onlar da kılıçlarıyla düzelteceklerini söyleyince Hz. Ömer, kendisine böyle yol arkadaşları verdiği için Yüce Allah’a hamd ve şükür etmiştir. Görüldüğü üzere hatasız kul olmaz. Önemli olan hatadan dönmek ve yanlışta ısrar etmemektir. (Âl-i İmrân3/135) Nitekim lider de insandır; hata edebilir; yanılabilir ve yanlış yapabilir. O yanlış yaptığında çevresinde onu uyaracak ve doğruyu gösterecek kimseler olmalıdır. Gerçek sadakat işte budur.

Ancak lider ve yakın çevresi, kendilerini uyaran böyle kişileri hainlikle suçlar ve yanlışta ısrar ederlerse sonunda kaybetmeleri ve duvara toslamaları kaçınılmazdır. O yüzden doğruları hatırlatanlara minnettar olmak yerine onlara kin kusmak ve onlardan kurtulmaya çalışmak tam bir aptallıktır.

Nitekim hata ve günahta ısrar edenlere arka çıkmak, onları savunmak yanlıştır. Şu âyeti birlikte okuyalım:

“Ve asla zulümde ısrar edenlerden (gerçeği çarpıtan, menfaatleri icabı hukuk ilkelerini çiğneyen, hukuksuzluğu alışkanlık haline getirenlerden) yana eğilim göstermeyin (onlara sevgi, saygı ve sempati beslemeyin! Çıkarınız gereği onlara yağcılık/dalkavukluk yapmayın, destek olmayın).  Yoksa, [ahirette] ateş size de dokunur ve Allah'tan başka koruyucunuz olmadığına göre, o zaman [O'nun tarafından da] yardım edilmez size!” (Hûd, 11/113). 

Görüldüğü üzere lidere bağlılık diye onun için yalan söylemek, her türlü yanlışını savunmak, haramı helal saymak kesinlikle doğru değildir. Çünkü yukarıdaki âyet gayet açık ve nettir. Zira sadakat adına Kur’an ve Sünnet’in ilkelerine aykırı davranmak ve peşine takıldığı kişinin her dediğini sorgusuz sualsiz kabul edip yapmak sıddıkiyet değil rezalettir. Böyle bir taassup, mahcubiyet doğurur ve insanı zillete götürür. Bu tür bir fanatizm, insanı helak eder.

Kanaatimizce gerçek sıddık; lideri/ hocayı/ şeyhi değil, -eğer savunuyorlarsa bunların savunduğu- vahyin ilkelerini ve ahlâkî değerleri tasdik eden ve bunları kendine rehber edinen kimsedir. Lideri yanlış yaptığında onu uyarandır. Onların peşinden giderek hatada ısrar etmeyendir. Liderinin de yanılabileceği ihtimalini göz ardı etmeyen ve “ilke eksenli” düşünendir. Bütün bunlara rağmen liderini ve yakın çevresini hatadan döndüremediğinde ise onları terk edip hakikatin yanında yer almasını bilendir. Bunu da korkmadan etrafına haykırandır. Yanlıştan döndüğünü her platformda gösterendir. Kabuğuna çekilip pısırıkça oturmayandır.

Sonuç olarak, menfaati icabı işin kolayına kaçmak, iradeyi rafa kaldırmak, yanlışa arka çıkmak, zulme sessiz kalmak, sorumluluk almaktan kaçınmak ve bedel ödemeyi göze alamamak insana her iki dünyada da kaybettirir. Lidere sadakat; o doğru yaptığı sürece ona arka çıkmaktır. Yanlış yaptığında ise “bu yanlış!” diyerek tavrını göstermektir. Kendini ona bağımlı hale getirmemektir. Çünkü her türlü bağımlılık; sonuçta insanı mutlaka ama mutlaka felakete sürükler ve tepetaklak cehennemi boylamasına da neden olur. (26.09.2014)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

 



6125 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler - 28/12/2019
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine - 28/12/2019
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır - 28/12/2019
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar! - 28/12/2019
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar!
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak! - 28/12/2019
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak!
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Saat