• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam220
Toplam Ziyaret5138294
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
“O Adamın İpi Çekildi” Cümlesi ve Buna İnanmanın Zararları!
13/11/2014

“O Adamın İpi Çekildi” Cümlesi ve Buna İnanmanın Zararları!

Bazı kimseler, hasımlarına sürekli tuzaklar kurar, onları yok etmek için ellerinden geleni yapar ve asla mücadeleden vazgeçmezler. Mesela kâfirler, münafıklar, müşrikler, mücrimler, fâsıklar ve fâcirler her zaman peygamberlerin ve onların izinden giden Müslümanların düşmanları olmuşlardır. Bu hakikat inkârcıları sürekli müminlerle uğraşmış, saf Müslümanları yanlarına çekebilmek için de daima bir kara propaganda yürütmüşlerdir.

İşte bu İslam düşmanlarının bir türlü yıkamadıkları, öldüremedikleri, itibarsızlaştırmadıkları peygamberleri veya müttakîlere önder liderleri karalamak için kullanageldikleri değişik yöntemleri vardır. Bu metotlardan birisi de hiç şüphesiz şu cümleciklerdir: “Onun ipi çekildi!”, “Onun işi tamam”, “O artık bitti!”, “O yakında gidici” ve “O artık yok!”

Bu şeytan yandaşı/ yoldaşı herifler, yukarıdaki sözleri sürekli kullandıkları, temennilerini devamlı dile getirdikleri ve her seferinde de söylemleri geri teptiği halde, hâlâ bıkıp usanmadan aynı yalanları yıllardır tekrar etmekte ve maalesef “balık hafızalı insancıklar” da bu pembe yalanlara kanarak kendilerini avutup rahatlayabilmektedirler.  

Oysa kâfirlerin bir planı varsa Yüce Allah’ın da bir planı vardır. Bu hakikate inanmayarak zalimlere aldanmak kesinlikle doğru değildir. Şu âyetleri birlikte okuyalım.

“Öbürleri ise hileler yaptılar. Allah da onların tuzaklarını boşa çıkardı. Allah, hileleri boşa çıkarmakta pek güçlüdür.” (Âl-i İmrân, 3/54)

“Hani, inkârcılar seni bağlayıp bir yere hapsetmek ya da öldürmek veya seni yurdundan çıkarmak için tuzak/ tertip kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarken, Allah da karşı tuzak kuruyordu. Allah tuzağı boşa çıkaranların en güçlüsüdür.” Enfâl, 8/30.

“Onlardan önce geçenler de tuzak kurmuşlardı. Oysa tuzakların tamamı Allah'a aittir (Allah'ın tedbiri/ takdiri, onların tuzaklarını boşa çıkarır). Çünkü Allah, herkesin ne elde ettiğini ve edeceğini bilir. İnkârcılar da dünyanın sonunun kimin olduğunu bileceklerdir.” Ra’d, 13/42.

“Öyleyse, [hakkı inkâr edenlerin söylediklerine karşı] sabır göster ve daima hatırla ki, sana güçlüklere göğüs germe gücünü veren yalnızca Allah'tır ve onlardan yana üzülme; hele onların o asılsız iddiaları seni hiç sıkmasın (kurdukları tuzaklar seni kaygılandırmasın!)” Nahl, 16/127.

“Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de, kendileri farkında olmadan onların planlarını alt üst ettik. Bak, işte tuzaklarının sonucu nasıl oldu? Onları da ve onların peşinden giden toplumu da toptan helâk ettik.” Neml, 27/50-51.

“Kâfirler hep hile/ tuzak kuruyorlar.    Ama Ben onların bütün planlarını boşa çıkaracağım. Öyleyse bırak, hakikati inkâr edenler dilediklerini yapsınlar, yapsınlar kısa bir süre!” Târık, 86/15-17.

Aynı şekilde Yüce Allah’ın elçilerine ve müminlere hem bu dünyada hem de ahirette yardım edip destek olacağı vaatleri arasındadır. Âyeti okuyalım.

“Şüphesiz, peygamberlerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatında, hem şâhitlerin şâhitlik edeceği günde yardım ederiz.” Mümin, 40/51.

Yine Yüce Allah’ın izni olmadıkça müminlere hiçbir kimsenin zarar verebilmesi asla ve kata söz konusu değildir. Âyetleri okuyalım.

“(Günah, düşmanlık ve isyan hususundaki) gizli konuşma şeytandandır. (Şeytan insanları bu yola iletir ki) inananlar üzülsünler. Oysa şeytan, Allah'ın izni olmadıkça müminlere hiçbir zarar veremez. Öyleyse müminler Allah'a dayansınlar.” Mücadele, 58/10.

“…De ki: “Allah size bir zarar vermeyi dilerse yahut bir fayda murat ederse, onun sizin için dilediğine kim engel olabilir? Doğrusu şu ki, Allah sizin yaptıklarınızdan haberdardır.” Fetih, 48/11.

“Ve işte böyledir [çoğu insanlar]: Eğer onlara “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorarsan hiç tereddütsüz “Allah'tır!” derler. De ki: “Allah'ı bırakıp taptıklarınızın ne olduğunu hiç düşündünüz mü? Eğer Allah bana bir zarar vermek istese, bu [hayalî güçler] O'nun vereceği zararı önleyebilirler mi? Yahut bana rahmet dilese O'nun rahmetini [benden] esirgeyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter! [O'nun varlığına] emin olanlar, [yalnızca] O'na güven duyarlar.” Zümer, 39/38.

Görüldüğü üzere tüm bu âyetleri anlamayan, Yüce Allah’ı hakkıyla bilip takdir etmeyen, O’nun hayata “her an müdahil olduğunu ve sürekli yarattığını” unutan, (Rahman, 55/29) O’na tam anlamıyla güvenip teslim olmayan birisi yukarıdaki palavralara/ zırvalara kanabilir. Oysa Yüce Allah’ı hesaba katmamak tam bir gaflet hâlinden başkası değildir. Kamil bir müminin zalimlerin bu yalanlarına kanması/ inanması asla söz konusu olamaz ve olmamalıdır.

“Bu sefer tamam! İşi bitti!”, “Gerçekten onun ipi çekildi”, “Bu sefer gidici!” dedikleri kişi ya da kişiler yıllardır görevlerine devam ediyorlarsa ve aynı alçak adamlar aynı yalanlarla bağımlılarını/ fanatiklerini/ köleleştirdiklerini yanlarında tutmayı başarıyorlarsa burada bir ahmağın olduğu kesindir. O da yukarıdaki âyetleri umursamayan ve “Bir mümin aynı delikten iki defa ısırılmaz” hadisini dikkate almayan, defalarca aynı delikten sokulmakta ısrar eden bu sefihten başkası değildir.

Sonuç olarak, kâfirlerin bir planı varsa Yüce Allah’ın da bir planı vardır. Kurulan tuzakları boşa çıkaracak elbette Yüce Allah’tır. Bu tür zırvaları yayanlara, İslam’a ve Müslümanlara gizli ve açık düşmanlık yapanlara kanmak/ inanmak ve din kardeşlerini arkadan hançerlemek tam bir dalâlet, sapkınlık ve ihanet hâlidir. Aklını kullanmayan bu zalimlerin üzerine pisliğin (şirkin, huzursuzluğun, yobazlığın, bağnazlığın, cehaletin, anarşinin, terörün, azabın) yağacağı ilâhî bir ikazdır. (Yûnus, 10/100) Bu ikaza kulak tıkayan ve kendi sonunu kendi hazırlayan kişi “hâlâ akıllı olduğunu” iddia ediyorsa, onun bu söylemi içindeki vesvâsi’l-hannâs’ın vesvesesinden/ hüsnü kuruntusundan ve kendisinin de buna inanmasından başka ne olabilir ki? (14.11.2014)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



5599 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine - 28/12/2019
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Saat