• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam101
Toplam Ziyaret5137193
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Zalime Destek Olmak da Zulümdür!
02/01/2015

Zalime Destek Olmak da Zulümdür!

Farklı görüşleri/ fikirleri/ tanıkları dinlemeyerek tek taraflı habere/ bilgiye/ şahide bakarak karar veren kişi kim olursa olsun yanılır; yanılması kaçınılmazdır; bu şaşmaz bir gerçektir.

Aynı şekilde bir azizi/ papazı/ hahamı/ patriği/ veliyi/ hocayı/ şeyhi/ ikonu/ putu aşırı derecede, adeta taparcasına sevmenin/ kutsallaştırmanın gözü kör, kulağı sağır edeceği ve kişinin hakikati görmesine engel olacağı da ecdadın gelecek nesillere ışık tutan önemli bir tecrübesidir.

Dolayısıyla “bu iki önemli tecrübeyi” göz ardı ederek dolduruşa gelen, karşıt görüşleri dinlemeyen/ okumayan/ anlamayan, körü körüne liderine/ şeyhine/ hocasına itaat eden, uyutulmayı isteyen, pembe yalanlara kanarak kendini avutan insan sağlıklı karar veremez ve asla doğru bir hüküm ortaya koyamaz. Sadece doğru yolda olduğunu zanneder o kadar. Oysa “zan” hiçbir zaman gerçeğin yerini tutamaz. Nitekim âyette şöyle buyrulmaktadır: “Onların çoğu sadece zanna (asılsız bilgiye/ kuruntuya) uymaktadırlar. Gerçekte zan hakikat karşısında bir şey ifade etmez. Gerçek şu ki, Allah onların yaptıklarını bütünüyle bilmektedir.” (Yûnus, 10/36)

Akıllı olduğunu iddia eden kişi eğer “böyle ön yargılara” sahipse hiçbir zaman hakikate ulaşması ve doğru karar verebilmesi mümkün olmayacaktır. Bu nedenle peşin fikri terk eden ve akl-ı selim ile hareket eden insan, Kur’an ve Sünnet’in ilkeleri ışığında düşündüğünde doğru karar alabilir. Doğru karar verebilmek için hem akl-ı selime hem de kalb-i selime ihtiyaç vardır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “O gün ne malın bir faydası olur, ne de evlâdın. Yalnızca Allah'ın huzuruna kötülükten (küfürden, nifaktan, şirkten ve şüpheden) korunmuş bir kalple (kalb-i selim ile) çıkanlar (kurtulacaklardır)!” (Şuarâ, 26/88-89)

“Şüphe yok ki, İbrahim de O'nun izinden gidenlerdendi. Çünkü o, Rabbine (tam bir teslimiyet içinde, küfürden, nifaktan, şirkten, isyandan ve şüpheden) korunmuş bir kalple (kalb-i selim ile) geldi.” (Saffât, 37/83-84)

Hz. Peygamber de kalb-i selim ile ilgili şunları söylemiştir: İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.” (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107)

Hz. Peygamber bir başka sefer şöyle buyurmuştur: “Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddık (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.” (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104).

Görüldüğü üzere kalbini sağlam ve sarsılmaz bir iman ile doldurmayanların, doğruluğu ve dürüstlüğü kişiliğinin bir parçası haline getirmeyenlerin, yalana sarılanların, akl-ı selimi ve kalb-i selimi karbonlaştıranların hidayete erebilmeleri ya da hidayet üzere kalabilmeleri mümkün değildir. Böyle kimseler, kendi özgür iradeleriyle zalim olmayı tercih ettikleri ya da haksızlıklara göz yumdukları için suçludurlar. Bu itibarla hem Kur’ân’ın hem de Hz. Peygamber’in akl-ı selime ve kalb-i selime dikkat çekmesi ve müminleri doğru karar vermeye davet etmesi bu açıdan önemlidir.

Sonuç olarak, kendi iradesini rafa kaldırarak hatada ısrar edenler, zalimleri körü körüne taklit edenler ve onlara destek olup peşlerinden gidenler sorumludurlar. Bu gibi kimseler, çok sevdikleri insanların da yanlış yapabileceklerine inanmadıkları, onların da hırs, tamah, güç ve yönetme tutkusuna kapılabilecekleri ihtimalini düşünmedikleri, belirli güç odakları tarafından kullanılabilecekleri varsayımını göz ardı ettikleri ve bir takım şantajlara boyun eğmek zorunda kalabilecekleri gerçeğine akıl erdiremedikleri için kesinlikle suçludurlar ve de zalimdirler. Çünkü yaşanan onca yanlışa rağmen hâlâ hatada ısrar edenlere, inatlaşanlara, kibirlenenlere, şeytanlaşanlara, tiranlaşanlara ve firavunlaşanlara sahip çıkmak, onları ve günahlarını savunmak, mazlumu ve mağduru yalnızlığa terk etmek zulme destek olmaktır. Zulme destek olmak ise büyük bir cürümden başkası değildir. (02.01.2015)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

 



5866 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder - 28/12/2019
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak! - 28/12/2019
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak!
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Saat