• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam142
Toplam Ziyaret5136044
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Ev Hanımlarının Kayıtsız Kalamayacağı Bir Teklif
11/03/2015

Ev Hanımlarının Kayıtsız Kalamayacağı Bir Teklif

Dünyadaki yönetimlerin pek çoğunun “yuvalarında çocuk yetiştiren ev hanımlarına” gereken imkânı/ desteği sunmadıkları apaçık bir hakikatten başkası değildir. Kadın örgütleri ise sadece “çalışan kadınların sorunlarını” gündeme getirmekte, “ev hanımlarının sorunlarına” ise yeterince ilgi göstermemektedirler. Bu itibarla, ev hanımlarının da problemlerine eğilmeleri ve yeni projeler geliştirmeleri gerekmektedir.

Son yıllarda ısrarla yapılan “üç çocuk tavsiyesinin” başarılı olamadığı ve mevcut yasal düzenlemelerle de “bu temenninin hayata geçirilmesinin mümkün olamayacağı” anlaşılmaktadır. Dolayısıyla gelişen ve gelişmekte olan büyük devletlerle mücadele edebilmek, kalkınmayı sürdürebilmek için genç ve dinamik nüfusa ihtiyaç vardır. Ancak lafla peynir gemisinin yürümesi de mümkün değildir. Bunun için yapılması gerekenler vardır.

Bu konudaki görüşümüzü söylemeye geçmeden evvel şu hatırlatmayı yapmamız gerekmektedir: “Aşağıda sunacağımız önerinin patenti tamamen bize ait olduğundan kaynak gösterilmemiz ve hayırla anılmamız her zaman ki dileğimizdir. Burada ödül değil sadece dua beklentimiz vardır. Ürettiğimiz bu fikri çalarak kendilerine mal edenlere hakkımızı hiçbir şekilde helal etmemiz söz konusu değildir.”

Şimdi ev hanımlarıyla ilgili âcizane önerimizi şu şekilde ifade edebiliriz:

“Beş çocuk doğuran ve bunların yetiştirilmesi/ eğitilmesi noktasında her türlü fedakârlığı yapan, bu çocukları topluma kazandıran, tamamının 12 yıllık zorunlu eğitim almasına imkân sağlayan bir ev hanımı beşinci çocuğu 12 yıllık zorunlu eğitimi tamamladığı anda emeklilik hakkını elde etmeli ve derhal maaşa bağlanmalıdır. Bu ev hanımının alacağı maaş ise, hiç olmazsa en azından en düşük devlet memurunun emekli olduğunda aldığı aylığa tekabül etmelidir.”

Bizim bu teklifimiz birilerine uçuk kaçık gelebilir. Ancak bize göre son derece makul, mantıklı ve yerindedir. Çünkü bu öneri, ev hanımlarına verilen değerin/ desteğin bir ifadesi olduğu gibi “toplumun temel taşı olan aileyi güçlendirecek ve pek çok sosyal soruna da çare olabilecek” önemli bir tavsiyedir.

Ülkenin ve İslâm’ın geleceği için bu fikrin geliştirilmesi, her platformda tartışılması, savunulması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir. Biz bu tavsiyenin kısa vadede gerçekleştirilmesinin kolay olmadığını/ olamayacağını elbette biliyoruz. Ancak uzun vadede mutlaka gerçekleştirilmek zorunda kalacağının da farkındayız.

Daha anlaşılır olması için konuyla ilgili bazı gerekçelerimizi ve tavsiyelerimizi şöyle sıralamamız mümkündür:

1. Dünya ile rekabet edebilmek ve kalkınmayı sürdürebilmek için genç nüfusa ihtiyaç varsa, herkesin elini taşın altına koyması, devletin de kesenin ağzını açması ve ev hanımlarını bu sürece dâhil etmek için çok ciddi teşvikler vermesi elzemdir. Bu zamana kadar ülkenin balını ve kaymağını yiyen, paradan para kazanan, vergi kaçıran, hukuki hilelerle tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen azgın kodamanlardan/ faiz lobisinden alınacak daha fazla vergiyle bu teşvik sağlanabilir; daha başka kaynaklar da oluşturulabilir. Kaldı ki, “Milleti yaşat ki devlet yaşasın!” tavsiyesinin de gereği budur.

2. Çocukların daha iyi şartlarda yetiştirilmesini temin maksadıyla beş çocuktan fazla çocuk yapan ev hanımlarına ise altıncı veya yedinci çocuk doğduğunda çocuk başına maaşından % 10 kesinti yapılabilir ve beş sayısının kesinlikle aşılmaması sağlanabilir. Zira kendini iyi yetiştirmiş bir ev hanımı “bugünün şartlarında” ancak beş çocuğa zaman ayırabilir, onları en güzel şekilde büyütüp terbiye edebilir. Fazla çocuk yaparak, bunları sokağa terk ederek, iyi terbiye edemeyerek “terör örgütlerine/ sahte tarikatlara” eleman kazandırmaktan da böylece ülke kurtarılmış olur.

3. Doğum kontrolünü adam gibi yapamayarak altıncı çocuğa hamile kalan bir kadın ise eğer maaşının düşeceğinden endişe ederek gidip kürtaj yaptırırsa ve bu da tespit edilirse o kadının maaşından “yaptırdığı her kürtaj başına” aylık % 25 kesinti yapılmalıdır. Bu durumda her ay maaşının dörtte birini kaybedeceğinden korkan karı-koca çok daha dikkatli olur, doğum kontrolünü adam gibi yapar ve tedbiri elden bırakmazlar. Çocuğun doğması durumunda ise % 10 kesinti olacağından kürtaj yerine doğum yapmayı tercih eden kadın kürtajla kaybedeceği çocuğunun da hayatta kalmasını sağlayacağı için yine de % 15 kazançlı çıkar.  

4. Beş çocuktan herhangi birinin 18 yaşına gelmeden gizlice evlendirilmesi durumunda veya çocuğuna 12 yıllık zorunlu eğitimi aldırmayan ailenin tespit edilmesi halinde ise o kadın hiçbir şekilde emeklilik hakkı kazanamaz, emeklilik hakkını elde etmişse de bu gerçekler ortaya çıktığında verilen bütün haklar elinden geri alınır.   

5. Sonunda emekli olacağını, kendi maaşına ve ekonomik özgürlüğüne kavuşacağını bilen bir kadın seve seve evlenir, sevdiği iş olan kendi çocuklarına bakar ve bunun karşılığında da devletten hak ettiği maaşı “anasının ak sütü gibi” alır. Böylece boşanmalar da en aza iner.

6. Çalışan kadınlara da eğer böyle bir teklif cazip geliyorsa onlar da beş çocuk yaparak, onları en güzel şekilde yetiştirerek “ikinci emeklilik şansını” elde edebilir ve “çift emekli maaşı” alarak fıtratlarına uygun yaptıkları asıl işin karşılığını zevkle elde edebilirler.

7. Çeşitli nedenlerle dört çocuktan fazla yapamayan ev hanımları ise kimsesiz bir çocuğu evlatlık alarak sayıyı beşe tamamlamayabilir ve emekli olma fırsatını elde edebilirler. Üç çocuk yapanlar ise iki yetim çocuğa bakarak sayıyı beşe tamamlayabilirler. Böylece öksüz ve kimsesiz çocukların da aile ortamında yetişmesi sağlanmış olur.

8. Evlenmemiş kadınlar da isterlerse yine devletin maddî desteği ile beş yetim/ öksüz çocuğu evlatlık alabilir, onları en güzel şekilde yetiştirerek emeklilik hakkını elde edebilirler.

9. 18 yaşına gelmeden evvel kız çocuğunu evlendiren ve onlara zorunlu temel eğitimi aldırmayan ev hanımları ise böyle bir durumda emekli maaşından mahrum kalacaklarını çok iyi bildikleri için “sözde imam nikâhı” ile bile olsa kız çocuklarını evlendirmeye asla yanaşmazlar. Çünkü işin sonunda maaşı kaybetme tehlikesi vardır. Dolayısıyla karısının emekli maaşına kavuşacağını bilen kocalar da hanımlarına bu konuda destek olurlar. Böylece “çocuk gelin sorunu” da tamamen ortadan kalktığı gibi “okuma-yazma bilmeyenlerin oranı” da neredeyse sıfıra düşer. Bu iki konuyu sürekli dillerine dolayarak İslâm’a ve Müslümanlara saldıran/ hakaret edenler de artık kendilerine başka meşgaleler aramak ve bulmak zorunda kalırlar.

10.  18 yaşını doldurmayan ve zorunlu eğitimini tamamlamayan çocuklar kendileri nedeniyle annelerine maaş bağlanmayacağını bildikleri için daha çok çalışır, eğitimlerini tamamlar ve bir meslek sahibi olurlar. Böylece evlenme yaşı otomatik olarak 18 yaş ve üzerine çıkar. Kızların dokuz yaşına girdiğinde de evlenebileceğini, bunun normal olduğunu söyleyenlere de toplum bundan böyle itibar etmez ve bu önemli sorun da yavaş yavaş ortadan kalkar.  

Özetle, ülkenin geleceği için devleti idare edenler bu öneriyi dikkate almalı, üzerlerine düşen vazifeyi yapmalı ve erdemli insanlar da bu konuda toplumu bilinçlendirmelidirler. Çünkü bu öneri sayesinde, ülke ekonomisi uzun vadede kazançlı çıkacak, ev hanımları bu zamana kadar görülmeyen emeklerinin karşılığını alacak, kadına verilen değer gösterilmiş olacak, boşanmalar en aza indirilecek, 12 yıllık zorunlu eğitim sağlam bir zemine oturtulacak, okuma yazma bilmeyen kalmayacak, öksüz ve yetimlere sahip çıkılacak, evlenme yaşı otomatik olarak 18 yaş ve üzeri olarak kesinleşecek ve çocuk gelin sorunu da tamamen ortadan kalkacaktır.

Sonuç olarak, beş çocuk doğuran, bunları en güzel şekilde yetiştiren, tamamının 12 yıllık zorunlu eğitim almasını temin eden bir ev hanımı bu çabasının karşılığını mutlaka almalı, emeklilik hakkını elde etmeli ve derhal maaşa bağlanmalıdır. Bu ev hanımının kocasının vefat etmesi halinde ise kocasından kalan emekli maaşını da alması ve çifte maaşla hayatını sürdürmesi mümkün olmalıdır. Bu kadın iyi bir anneanne/ babaanne olmanın keyfini sürmeli, ahir ömrünü güzel günler yaşayarak geçirmeli, bu projenin “fikir babasına” da bunu hayata geçiren “yöneticilere” de ve bunu destekleyen “millete” de hayır dua etmeye devam etmelidir. (13.03.2015)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN      

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



4947 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır - 28/12/2019
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Saat