• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam178
Toplam Ziyaret5138252
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Neden Zorunlu Olmalıdır!
29/04/2015

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Neden Zorunlu Olmalıdır!

Büyük çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir toplumda yaşadığı halde onların dinî inançları hakkında bilgi sahibi olmayı istemeyen/ düşünmeyen birinin hayat boyu büyük yanlışlar yapacağı, potlar kıracağı, yadırganacağı ve sonrasında da ister istemez yalnızlığa terk edileceği açıktır. Zira böyle bir sonu kendisi bilerek ve isteyerek hazırlamıştır. Dolayısıyla iman etmeyi düşünmeyen, din veya dindarlarla arasında mesafe koyan bir insanın birlikte yaşadığı kimselerin “dinleri hakkında genel bilgiler edinmesi ve etrafındaki insanları anlamaya çalışması” onun bir vatandaşlık görevidir.

Çünkü dinler hakkında “bilgi ve kültür sahibi” olmayan birisinin dindarların çoğunlukta olduğu bir toplumda yönetici, akademisyen, gazeteci, doktor, asker, öğretmen veya benzeri bir pozisyonunda görevlendirilmesi durumunda büyük gaflar yapması, onları incitmesi, kırması veya ciddi tepkilere maruz kalması söz konusu olabilir.

Bu nedenle, Türkiye’de yaşayan her bir bireyin “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi alması zorunlu olmalı ve bu zorunluluk ilanihaye devam etmelidir.

Ancak Müslümanların çocuklarına “daha iyi bir din eğitimi aldırmayı” istemeleri halinde ise bunu gerçekleştirebilmek için “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi öğretmenlerinin vereceği “Uygulamalı Din Eğitimi” dersi “seçmeli ders olarak” müfredat programlarına konulmalıdır.

Kısaca ifade etmek gerekirse “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi zorunlu olmaya devam ederken “Uygulamalı Din Eğitimi” dersi seçmeli ders olmalı ve 12 yıllık zorunlu temel eğitimin müfredat programında kesinlikle yer almalıdır.

Çünkü zorunlu olan derste “dinlerle alakalı genel bilgiler” verilirken seçmeli olan derste ise isteyen kimselerin çocuklarına “İslâm dinini okulda veya camide uygulamalı olarak” öğretme imkânı sunulmalıdır. Nitekim ders seçmeli olduğu için farklı din, inanç ve mezhep mensuplarının bu dersi almaları söz konusu olmayacak; isterlerse onlar da kendi din ve mezheplerine uygun “Uygulamalı Din Eğitimi” dersini seçmeli olarak kendi din adamlarından alabileceklerdir. İşte ileri demokrasinin de, insan haklarının da, din ve vicdan özgürlüğünün de, laikliğin de temeli, aslı ve esası budur.

Bu bakımdan iki de bir çıkıp “zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır” nutukları atmak dindarlara saygısızlıktan başka bir şey değildir. Kaldı ki, Müslümanların inançlarıyla alay etmek, Diyanet’e, İlahiyat Fakültelerine ve İmam Hatip Liselerine dil uzatmak doğru değildir. Bunlar bu ülkenin kurumlarıdır ve ateistler/ deistler/ agnostikler/ müşrikler/ münafıklar istemese de bu millet istediği ve desteklediği sürece bu kurumlar kıyamete kadar varlıklarını sürdüreceklerdir.

Çünkü “din kültürü” ve “din eğitimi” arasındaki ciddi farkı anlamak istemeyen adamlar/ kadınlar art niyetli değillerse kesinlikle cahildirler. Bu bakımdan tekrar ifade edelim ki, “din kültürü dersi” zorunlu, ancak “din eğitimi” dersi seçmeli olmalıdır. Demokratik kültürden ve insanlıktan nasiplerini almayanlar, üstelik İslam dininden de hazzetmeyenler artık seslerini kesmelidirler. Çünkü bundan böyle milletin bu tür zırvalara karnı toktur.

Zira bu eğitim kurumlarından hiçbir zaman terörist/ fanatik/ radikal unsurlar çıkmamıştır. O yüzden, bütün bunları yakından takip eden milletimiz vatanını, milletini ve bayrağını seven, imanlı ve ahlaklı nesiller yetiştiren bu tür kurumları sahiplenmiş ve desteklemiştir. Dolayısıyla “Yaşam tarzımıza müdahale edecekler!” diye insanları korkutarak mücadeleyi kazanacaklarını zannedenler yanılmışlardır.

Bu nedenle dinî, ahlâkî ve kültürel değerlerine önem vermeyen, İslam’dan habersiz, Batı kültürünün etkisinde kalmış nesiller yetiştirmek isteyenler birazcık olsun dürüst olmalı ve bu temennilerini açık yüreklilikle söylemeli ve halkın huzurunda bunları savunmalıdırlar. Takiyye yaparak Müslüman görünüp daha sonra İslam düşmanlığı yapanlar mertçe ortaya çıkıp görüşlerini ifade etmeli ve bu inançlarının gereğini yerine getirmelidirler. Artık milleti de, kendilerini de aldatmaktan vazgeçmelidirler.

Gereğini yapmaktan kastımız; Yüce Allah’a ve ahiret gününe inanmıyorlarsa, şüpheleri varsa, bu şüphelerini gidermek için de akıllarını kullanmayı reddediyorlarsa, taklit ve ön yargı bataklığında boğulmuşlarsa -örneğin- cenazelerini artık camide Müslümanların önlerine getirip “cenaze namazı kılınmasını isteme saygısızlığından” kurtulmalı, ilkeli ve tutarlı olmalıdırlar.

“Kahrolsun Şeriat!” sloganları atıp sonra da cenazelerini Müslümanların camisine getirmek ve Şeriat’ın bir emri olan cenaze namazı kılınmasını istemek en hafif tabiriyle ikiyüzlülüktür. Böyle bir ikilemde kalacaklarına saflarını açıkça ve mertçe belli etmeli ve her neye inanmışlarsa o dinin esaslarına göre “defin ve teçhiz işlemleri” yaptırmalı, artık camiden de, saf, temiz ve gariban cami cemaatinin yakasından da düşmelidirler.

Sonuç olarak, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi zorunlu olmak mecburiyetindedir. Ancak teorik olarak yapılan Temel Dini Bilgiler seçmeli dersinden ayrı olarak “Uygulamalı Din Eğitimi” dersi seçmeli ders olmalı ve isteyenler de çocuklarına bu dersi aldırarak dindar nesiller yetiştirebilmelidirler. Dini afyon olarak gören ve dinsiz nesiller yetiştirmek isteyenler de “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi zorunlu olmak şartıyla, kendi çocuklarına aynı imkânları sağlayabilir ve istedikleri şekilde çocuklarını yetiştirebilirler. Dolayısıyla böyle bir hoşgörüye ve demokratik bilince ulaşmayanların din ve vicdan özgürlüğünden bahsetmelerinin içi boş bir söylem olduğunu ifade etmek yanlış olmasa gerektir. (01.05.2015)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN      

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



3838 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak! - 28/12/2019
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak!
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır - 28/12/2019
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine - 28/12/2019
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir? - 28/12/2019
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir?
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Saat