• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam97
Toplam Ziyaret5139962
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Tahir b. Aşur’un Sünnet Tasnifi
09/07/2015

Tahir b. Aşur’un Sünnet Tasnifi

Sünnet, Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrirleridir. Yani; onun yaşayış tarzıdır. Sürekli ve devamlı olarak yaptığı davranışlardır. Nitekim kelime sözlükte “yol ve gidişat” anlamlarına gelmektedir. Sünnet, “ara sıra ve gelişigüzel yapılan şeyleri değil, âdet niteliğinde devamlı ve sürekli, aynı zamanda bilinçli davranışları” ifade eder.

Tarihi süreç içerisinde Hz. Peygamber’in Sünnet’inin bağlayıcılığı konusunda farklı yaklaşımlar olmuştur. İslam âlimleri Hz. Peygamber’in Sünnet’inin tamamına mı yoksa bazılarına mı “mutlaka uyulması gerektiği” konusunda ihtilaf etmişlerdir. Bu nedenle onlar ilk asırlardan itibaren Sünnet’i bağlayıcılık açısından çeşitli sınıflandırmalara tabi tutmuşlardır. Mesela İbn Kuteybe (ö. 276/889) bağlayıcılık açısından Sünnet’i üç kısma ayırırken, Şah Veliyyullah ed-Dehlevî (ö. 1176/1762) Hz. Peygamber’in davranışlarını iki ayrı başlıkta incelemiştir.

Çağdaş yazarlardan Muhammed b. Tahir b. Aşur ise Sünnet’i bağlayıcılık açısından detaylı bir tasnife tabi tutmuş ve Sünnet’i on iki (12) kategoride değerlendirmiştir. Şimdi bu kategorileri yakından inceleyelim.

1. Teşrî (Yasama). Hz. Peygamber’in Sünnet’inin büyük çoğunluğu bu kısma dâhildir. Çünkü onun amacı insanlara uymaları gereken ahkâmı bildirmektir. Ahkâm konusunda Hz. Peygamber’e uymak zorunludur. Mesela namazın nasıl kılınacağı, haccın nasıl yapılacağı buna örnek olarak verilebilir.

2. Fetva. Dinî konularda kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplar bu kısma dâhildir; bu fetvalar da bağlayıcıdır.

3. Yargı (Kadâ). İhtilaflı bir konuyla ilgili olarak iki taraf arasında verdiği hükümler bu kısma girer. Bu da yasama niteliğinde olup bağlayıcıdır.

4. Devlet başkanlığı (el-İmâra). Devlet başkanı olarak yaptığı bazı davranışlardır. Mesela Hz. Peygamber; “Harpte bir düşmanı öldüren o düşman üzerindeki silah, mal ve teçhizatı alma hakkına sahip olur” sözünü “devlet başkanı sıfatıyla” söylemiştir. Bu bakımdan öldürülen düşmanın üzerindekileri almak ancak “devlet başkanın verdiği izinle” mümkün olabilir. Devlet başkanı izin vermediği takdirde hiçbir kimsenin düşmanın üzerindeki eşyayı alması caiz değildir.

5. İyi ve güzel şeylere teşvik (Hedy). Bu kısma giren Hz. Peygamber’in davranışlarının mutlaka yerine getirilmesi zorunlu değildir. Ancak yapılması uygun olur. Hz. Peygamber’in “kölelere yediğinden yedirmek giydiğinden giydirmek” sözü “en iyiye teşvik” amacıyla söylendiğinden aynı şeylerin yedirilip giydirilmesi zorunlu değildir. Zorunlu olan kölenin (savaş esirinin) insanca yaşayabileceği şekilde ihtiyaçlarını karşılamaktır.

6. Arabuluculuk (Sulh). İki tarafın rızasına dayanarak iki tarafı da anlaştırmaktır. Yargıdan farklıdır. Çünkü iki tarafın rızasına dayalı olarak ortaya konulan çözümü içerir. Mesela Hz. Peygamber iki sahabî arasındaki alacak-verecek konusunda çıkan ihtilafı çözmek için alacaklıya alacağının yarısından vazgeçmesini tavsiye etmiştir. Ancak onun bu sözüne bakarak “alacaklı olan herkes borcunun yarısından vazgeçmek zorundadır” şeklinde genel bir hüküm çıkarmak kesinlikle mümkün değildir.

7. Fikir danışanlara yol göstermesi. Hz. Ömer, Allah rızası için bir adama cihatta kullanılmak üzere bir at verir. O at kaza sonucu sakatlanınca mezkûr şahıs atı satmak ister. Atın ucuza satılmasını istemeyen Hz. Ömer tekrar o atı satın almak ister ve konuyu Hz. Peygamber’e danışır. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Bir dirheme bile verse o atı satın alma, zira sadakasından cayan kusmuğunu yiyen köpek gibidir” buyurur. Kanaatimizce Hz. Muhammed Hz. Ömer’e toplumda yanlış anlaşılmalara mahal vermemek amacıyla böyle bir yol göstermiş olmalıdır. Nitekim onun bu alış-verişi yasaklaması haram olduğundan değil, toplumda yanlış anlaşılmalara sebebiyet verme ihtimali nedeniyledir. Nitekim fakihler bu tür bir alış-verişin geçerli/ caiz olacağını kabul etmişlerdir.

8. Nasihat. Fatıma bnt. Kays, Hz. Peygamber’e gelerek kendisiyle evlenmek isteyen Muaviye b. Ebî Süfyan ile Ebu Cehm hakkında bilgi ister. Bunun üzerine Hz. Peygamber, Ebû Cehm’in “eli sopalı/ şiddete meyyal” birisi, Muaviye’nin ise “cimri” olduğunu söyler. Dolayısıyla Hz. Peygamber’in bu sözüne bakarak ikisiyle de evlenmenin caiz olmadığı anlamı çıkartmak mümkün değildir. Çünkü onun bu sözü kendisine danışan bir hanım sahabî’ye nasihatten ibarettir.

9. İnsanları en mükemmel olana yönlendirme. “Hasta ziyareti, cenazeyi takip, selamı yayma, davete icabet” gibi emirler ashabı en mükemmele yönlendirme amacı taşıdığından farz niteliğinde kabul edilmez; edilirse Müslümanlar zora sokulmuş olur. Bu nedenle İslâm âlimleri bu gibi emirlerin farziyet ifade etmediği kanaatine varmışlardır.

10. Yüce hakikatleri telkin. Hz. Peygamber sadakanın önem ve faziletini anlatmak için “Uhud dağı kadar altınım olsa, üç dinar kalıncaya kadar onu sadaka olarak dağıtırdım” diyerek sadakanın önemine dikkat çekmiş ve ümmetini infaka çağırmıştır. Ancak Ebû Zerr ise bu hadise bakarak “bunun tüm ümmete şamil olduğunu söylemiş ve mal/ para biriktirmeyi” yasaklamıştır. Lakin Hz. Osman onun bu anlayışını yanlış bulup itiraz etmiştir. Gerçekten de bu hadisten Ebû Zerr’in istinbat ettiği gibi bir hüküm çıkartmak doğru değildir.

11. Tehdit ve Azarlama. Hz. Peygamber, tehdit ve ikaz kastıyla bazen mübalağa içeren sözler söylemiştir. Onun bu tür mübalağalı ifadelerini zahiri manasına bakarak anlamak/ algılamak yanlış olur. Örneğin Hz. Peygamber; “Cemaate gelmeyenlerin evlerini başlarına yıkmak istediğini” söylemiştir ki, bunu gerçek anlamıyla düşünmek yanlış olur. Bu sözün söylenmesinin amacı, “cemaatle namazın önemini vurgulamak ve cemaatle namaz kılma konusunda gevşek davranan Müslümanları ikaz etmekten” ibarettir.  

12. Yaratılış icabı ve maddî ihtiyaçlar gereği yaptıkları. Bunlar Hz. Peygamber’in bir insan olarak ortaya koyduğu davranışlar olup ümmetin tamamını bağlamaz. Yeme içme tarzı, yediklerinin ve içtiklerinin cinsi, giyim kuşam tarzı, yolda yürüyüşü, hayvana binmesi, sağ yanı üzere uzanıp uyuması, hurma aşılama konusundaki tavsiyeleri bunlardandır. Bu konular dinî bir nitelik taşımadığından ümmetin bu konularda Hz. Peygamber gibi davranması gerekmez. Zira bu davranışlardan amaç “ne dinî bir hüküm ortaya koymak ne de Müslümanlardan kendisi gibi davranmalarını” istemektir. Nitekim fıkıh usulünde bir kaide olarak “Hz. Peygamber’in insan olarak (yaratılış gereği) ortaya koyduğu davranışların ümmeti bağlamayacağı” kabul edilmiştir.

Görüldüğü üzere verilen tüm bu örnekler “Sünnet’in tamamının bağlayıcı olmadığını” açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Sünnet’e uymak demek, Hz. Peygamber’den gelen her şeyi hiçbir ayrıma tutmadan ve bağlayıcılık açısından hepsini aynı düzeyde görerek harfi harfine ve adeta robot gibi taklit etmek değildir. Hiçbir ciddi İslam âlimi böyle bir fikri savunmamıştır. Dolayısıyla sakal bırakmak, sarık sarmak Arapların giydiğine benzer kıyafetler giymek, yerde yemek yemek, elle yemek, camilerdeki halıyı kaldırıp toprak zeminde namaz kılmayı teklif etmek vs. davranışlar “taklitçilik” olup böyle bir anlayışın kabul edilebilmesi mümkün değildir. (Ayrıntılar için bkz. Musa Bağcı, Hadis Tarihi, s. 379-384).

Sonuç olarak, yapılan bu sınıflandırmadan da anlaşılacağı üzere Sünnet’in tamamının bağlayıcı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu bakımdan bağlayıcılık açısından farklılıklar arz eden Sahih Sünnet’in doğru anlaşılması hem ümmete büyük kolaylık sağlayabilecek hem de İslam’ın daha doğru tanıtılmasına zemin hazırlayabilecektir. (10.07.2015)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN      

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



5091 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder - 28/12/2019
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak! - 28/12/2019
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak!
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351
Saat