• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam128
Toplam Ziyaret5140797
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Evlilik Öncesi Flört Etmek Zinadır!
09/11/2015

 

Evlilik Öncesi Flört Etmek Zinadır!

Evlilik öncesi gençlerin birbirini tanıması için flörtün gerekli olduğunu savunan zavallılar vardır. Oysa böyle bir anlayışın İslam’da yeri yoktur ve dinin temel esaslarıyla örtüşmediği açıktır. Evlenecek gençlerin birbirini tanıması için “ille de sevgililer gibi olmaları/ davranmaları/ yaşamaları” şart değildir. İki medeni insan gibi herkesin bulunduğu bir ortamda/ kafede/ parkta ciddi bir şekilde konuşabilir/ tanışabilir, birbirlerini anlayabilirler. 

Cinsel içerikli konular konuşmamak şartıyla evlenecek gençlerin birbirlerinin “değer yargılarını ve gelecek planlarını” öğrenmeleri normaldir, doğaldır ve olması gerekendir. Elele tutuşmadan da bu konuları iki birey olarak konuşabilir ve birbirlerini tanıyabilirler. Çünkü Yüce Allah insanlara anlaşabilmeleri için akıl gibi bir nimet vermiştir.

Ancak bu aklı kullanarak karşı tarafı tanımak mümkünken koklaşarak/ dokunarak tanışmayı isteyenlerin hayvanlardan bir farklarının kalmadığını/ kalmayacağını kabul etmeleri gerekir. Zira insanlar konuşarak hayvanlar da koklaşarak anlaşır.

“Sevgili olunmadan evlilik olmaz” anlayışı Batı Kültürünün bir ürünüdür ve popüler kültürün bir dayatmasıdır. Bu anlayış magazin programlarıyla, sözde sanatçıların rol modellikleriyle ve şarkı sözleriyle gençlerin bilinçaltlarına yerleştirilmektedir. Kanaatimizce böyle bir birlikteliği savunmak zinayı savunmakla eşdeğerdir. Dolayısıyla herkes kendi değer yargılarına göre hareket edebilir ve kendi anlayışlarını savunabilir. Ancak Müslüman olduğunu iddia edenlerin böyle bir zihniyeti/ ahlaksızlığı savunması söz konusu değildir ve olamaz.

Bir Müslüman yanlış yaptığını bilmiyorsa işin doğrusunu öğrendiğinde kendini düzeltir; yok eğer hâlâ hatada ısrar ediyorsa dinini ciddiye almadığı sonucuna varılır; söz konusu kişiye ona göre davranılır ve hak ettiği söz söylenir.

Diğer taraftan her şeyi zamanında yaşamak varken bazı şeyleri öne çekmek genellikle genç kızlara kaybettirir. Çünkü Gerçek aşk bekler” kuralı, tüm genç kızlar için altın niteliğinde bir kaidedir. Her genç kızın bu öğüdü zihninin bir yerine kazıması/ nakşetmesi/ şarttır. Aksi takdirde güvendiği dağlara karlar yağması kaçınılmazdır. Çünkü ayrılmayla biten flörtten en çok etkilenen ve en çok acı çeken taraf “duygusal yönü ağır basan ve yalan sözlere çok çabuk kanan” genç kızlardır. Bu yüzden kızların çok akıllı davranmaları gelecek planları açısından oldukça önemlidir.

Çünkü karşı cinsle ilişkisinde “cinselliği” ön planda tutan bir erkek ilk aşaması “arkadaşlık”, ikinci aşaması “sevgililik” ve üçüncü aşaması da “cinsellik” olan flörtte hemen üçüncü aşamaya geçmek ister. Bunda başarılı olan bir erkek kolay elde ettiği bir kıza değer vermez. Sonunda terk edilen kızlar da kendilerini “kullanılmış” hissederler.

Oysa erkeğe bu imkânı hazırlayan bizzat kızların kendileri olmuştur. “Çok güzelsin, harikasın, muhteşemsin, çekicisin, böyle güzel olmayı nasıl başarıyorsun, sen bir meleksin, aşkım, canım, cicim, balım, tatlım, şekerim, hayatım, bir tanem!” şeklindeki cici sözlere/ iltifatlara/ komplimanlara bile isteye aldanmışlardır. Geçici/ kısa süreli zevk ve hazları, uzun süreli mutluluklara ve ömür boyu huzura değişmişlerdir. Dolayısıyla hiçbir kimseye kızmaya da hakları yoktur. Suçlamaları gereken flörtü normal gösterenlere inanmaları ve böyle bir sonu kendi elleriyle kendilerinin hazırlamış olmalarıdır. Böyle bir kaderi kendileri çizmiştir; dolayısıyla suçlamaları gereken “kader”leri değil “kendileri”dir.

Diğer taraftan eş adayları duygusal nedenlerle birbirlerine objektif bakamadıkları için flört etmeleri de gerçek anlamda tanışmaları için yeterli olamamaktadır.

Ayrıca tarafları evliliğe götüren flörtler de evlilik sonrası bazı sorunlara neden olabilmektedir. Evlenmeden önce erkek arkadaşının kendisine yönelik aşırı ilgisine alışan genç kızlar evlendikten sonra erkeğin ilgisinin başka alanlara kaydığını görünce hayal kırıklığı yaşayabilmektedirler. “Evlendiğim kişi bu değildi” diyerek kendilerini sorgulamaya ve problemler üretmeye başlayabilmektedirler. (Ayrıntılar için bkz. Nevzat Tarhan, Evlilik Psikolojisi, Öncesi ve Sonrasıyla Evlilik, Timaş Yay., İstanbul, 2006, s. 37)

Elbette eş adaylarının evleneceği kişiyi kendisinin seçmesi doğru olandır. Ancak anne-baba ve akrabaların da eş adayının evlenmek için uygun biri olup olmadığı konusunda kanaat belirtmelerinde ve adayı değişik açılardan bilgilendirmelerinde yarar vardır.

Aileler çocuklarının sahibi olmadıklarını, onların koruyuculuğunu yapmak ve iyi yetiştirmek gibi görevleri bulunduğunu, çocuklarının kendilerine verilen bir emanet olduğunu bilmeli; kanaatlerini, korkularını ve kaygılarını çocuklarına söylemeli ama “nihai kararı” onlara bırakmalıdırlar.

Çocuk eğitiminde olduğu gibi gencin eş seçiminde de “müdahaleci ve kontrolcü anne-baba tavrı” yanlıştır. Dolayısıyla gence doğru ve yanlışlar gösterilmeli, kendi kanatlarıyla uçmasına fırsat verilmeli, kendi kararlarını kendisinin almasına ve sonuçlarına da katlanmasına imkân sağlanmalıdır.

Sonuç olarak İslam’a göre flört etmek zinadır. Bir Müslümanın “cinsel ilişkinin ön planda olduğu flörtü” savunması asla mümkün değildir. Dolayısıyla kendi kızına yapılmasını istemediği şeyleri “kendi oğlunun başkalarının kızlarına yapmasını normal gören ve bunu savunan” bir anne veya baba şeref yoksunu iki mahlûktur. Bunlar din, ahlak, namus, haya, edep, vakar, onur, haysiyet, kişilik, karakter, şahsiyet, erdem ve empati gibi değerlerden habersiz iki zavallıdan/ hayvandan başkası değildir. Dolayısıyla iki gencin önemli konuları konuşarak birbirini tanımaları yerine cinselliğin ön planda olduğu flörtle tanışmalarını savunmak ve bunu gençlere önermek şeytanca bir davranıştır. Akıllı gençlerin bu tuzaklara düşmeden eş seçimlerini mantıklı bir şekilde yapmaları ömür boyu mutlu olmalarının en temel şartıdır. (06.11.2015)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN      

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



4287 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak! - 28/12/2019
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak!
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır - 28/12/2019
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine - 28/12/2019
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir? - 28/12/2019
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir?
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351
Saat