• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam216
Toplam Ziyaret5141513
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Evlilik Aşkı Öldürüyor Palavrası!
13/11/2015

Evlilik Aşkı Öldürüyor Palavrası!

Popüler kültür otuz yıl öncesinde olduğu gibi günümüzde de gençlere “Evlenmeye ne gerek var, hayatını yaşa! Çünkü evlilik aşkı öldürüyor” gibi telkinlerde bulunmaya devam etmektedir. Bu “zehirli söz” bazen şarkılarla bazen de gençlere rol model olarak sunulan sözde sanatçıların lakırdılarıyla sürekli tekrar edilmekte ve doğruymuş gibi algılanması hedeflenmektedir/ amaçlanmaktadır.

Nihayetinde bu palavralara kanan bazı gençler de evlenmekten kaçınmakta ve zina etmeyi tercih edebilmektedirler.

Evlenenler de her ne kadar evliğin ilk yıllarında romantik duygular yaşasalar da aralarındaki aşkın ve sevginin giderek azalacağı endişesini taşımakta, ilişkilerinin hiçbir zaman evlenmeden önceki gibi olmayacağından kaygı duymaktadırlar.

Oysa böyle bir söz de, evliliğe bakış açısı da kesinlikle yanlıştır, sakattır ve problemlidir. Çünkü bu palavraları ortaya atanlar “evliliğin anlamını, işleyişini ve eşler arası iletişim dinamiklerini bilmeyen” zavallılardan başkası değildir.

“Bir deli bir kuyuya bir taş atar kırk akıllı onu çıkartmaz” sözünde olduğu gibi mezkûr lafı zırvalayan adamın/ kadının cahilin teki olduğu anlaşılmaktadır. Evlilik hakkında zerre kadar bilgisi olmayan bu tür hedonistlerin ortaya attığı “beyin yıkayıcı sözleri” her türlü kitle iletişim araçlarıyla yayan ve gençlerin aklıselim ile değil de duygularıyla karar vermesini amaçlayan şer odakları bilinçli bir kara propaganda faaliyeti sürdürmekte, sağlıklı tefekkürü bilmeyen gençleri böyle basit ve seviyesiz sözlerle kandırmakta ve yanlış kararlar almalarına neden olmaktadırlar.

Oysa evlilik başından sonuna kadar monoton değildir ve evlilikte birbirinden farklı üç dönem vardır.

İlk dönem eşler arasında “romantik duyguların” hâkim olduğu dönemdir.

Daha sonra karşılıklı “kişilik çatışmaları”nın yaşandığı dönem gelir. Eğer eşler akıllı ve mantıklı hareket ederlerse bu dönemi rahatlıkla atlatmayı başarırlar.

Bu iki aşamadan sonra “bağlılık” dönemi gelir. Bu süreçte evlenmeden önce yaşanan aşklar da sürer. Evlilik sağlıklı yürüyorsa aşk, “sevgi ve saygıya” dönüşür. Bu yüzden hem aşkın hem de arkadaşlığın olduğu evlilikler ideal birlikteliklerdir. Dolayısıyla aşkın yok olup olmaması evliliğin kendisiyle değil, eşlerin bu duyguyu besleyip beslememesi ve sağlıklı ilişki geliştirip geliştirememesiyle yakından alakalıdır. Kaldı ki birbirine âşık iki kişi eğer evlenmezlerse aşklarının çok daha uzun süreceğinin hiçbir garantisi de yoktur. (Ayrıntılar için bkz. Nevzat Tarhan, Evlilik Psikolojisi, Öncesi ve Sonrasıyla Evlilik, Timaş Yay., İstanbul, 2006, s. 53-54).

Sonuç olarak, eşler arası iletişimde çok önemli bir yere sahip olan “sevgi ve aşk” evlilik için “sebep” değil “sonuç”tur. Bu sonucu elde edip sürdürebilmek eşlerin kendi ellerindedir. Sevgi evliliğin “başında” da “ortasında” da “sonunda” da gereklidir. Aşkın yok olup olmaması evliliğin kendisiyle değil, eşlerin bu sevgi ve saygıyı sürdürüp sürdürmemesiyle alakalıdır. Dolayısıyla “iyi bir ilişki/ dostluk/ arkadaşlık” olduğu sürece “aşk ve sevgi” devam eder ve evlilik aşkı hiçbir zaman öldürmez. Bu palavralara kanarak evlenmekten kaçınanlar, zina etmeyi tercih edenler günün birinde yaşlandıklarında ve yapayalnız ortada kaldıklarında, anti-depresanlardan medet ummaya başladıklarında böyle bir sonu kendilerinin hazırladığını çok iyi bilmelidirler. Onların “kaderlerini suçlamaları Allah’a iftiradan başka bir şey olmadığı” gibi bunun “alın yazısı” olduğunu söylemeleri de kesinlikle doğru değildir. Kaldı ki onlara bu tür yanlış dinî bilgileri veren yarım hocalar da şeyhler de bu suça resmen ortaktırlar ve bu büyük vebalden asla kurtulamayacaklardır. Kıyamet günü her iki kesime hem İslam’ı yanlış tanıtmalarının hem de tüm dünyaya kötü model/ örnek olmalarının bedeli mutlaka ödetilecektir. Zira kimseye zerre miktarı haksızlık yapılmayacak ve kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır. (13.11.2015)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN      

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

 



4566 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder - 28/12/2019
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar! - 28/12/2019
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar!
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir? - 28/12/2019
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir?
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Saat