Dünyanın birçok bölgesinde Müslümanlar zulüm altında inliyorlar. Onların dertleriyle dertlenmek imanımızın gereği. Zira Müslüman müslümanın kardeşidir( Hucurat49/10) “Bana ne!”deme lüksümüz yok. Esasen mazlum herkesin yanında yer almak durumundayız. Mazluma dini sorulmaz. Safımız belli olmalı. İbrahim’i yakacak devasa Nemrud ateşini söndürmek gayesiyle bir damla su taşıyan karınca misali safımız belli olmalı. Herkes elinden gelenden sorumludur. Bugün için dualarımız ile ayni ve nakdi yardımlar elimizden geliyor. Hiç olmazsa buna duyarsız kalmamak lazım.

Diğer taraftan resmin büyüğüne bakmak lazım. Halep sadece  resmin bir parçası. Olay aslında Hilal-Haç kavgasıdır. Vampir batının karakteri kandan beslenmektir. Onların tarihi katliamlarla doludur. Batı için merhamet, insanlık, ahlaki değer yoktur. Batı için menfaat ve  para önemlidir. Nerden nasıl geldiği önemli değildir.

Ne yazık ki yarım yüzyıldır biz de şu kokuşmuş Avrupa’nın kulübüne girme sevdası içindeyiz. Çok şükür son senelerde Avrupa’nın gerçek yüzü ve gerçek niyetini fark ettik de artık bu sevdadan vazgeçme yoluna girdik. Düşünsenize, girmeyi hayal ettiğimiz AB ülkelerinin tamamı canımızı yakan ve kendilerinin de terör listesine aldıkları terör örgütlerini bağırlarına bastılar. Parlamentolarında ağırlıyorlar. Şimdi bu rezil Avrupa’ya mı gireceğiz? Zaten almayacaklar. Zira müslümanız.Biz Müslüman kaldığımız sürece bizden asla razı olmayacaklar(Bakara2/120) Eskiden el altından terörü desteklerlerdi. Son senelerde alenen destekliyorlar.

Güya dostumuz oluyorlar!

Güya NATO üyesiyiz!

Stratejik ortağımız! ABD, terör örgütü PYD’ye alenen silah veriyor. Hem de gözümüze sokarcasına. Sonra da bu silahlar dönüp bizi vuruyor iyi mi!?

Şurası kesindir ki, batı Türkiye üzerindeki emellerine terör örgütleri üzerinden ulaşmaya çalışıyor. En son 15 Temmuz hain darbe girişimi de başarısız olunca adeta çılgına döndüler. Ama planları bitmedi. Büyük şehirlerimizde ses getirecek bombalı eylemler yaptırıyorlar.10 Aralık’ta İstanbul’daki saldırıda 30’u polis olmak üzere 44 vatan evladını kaybettik.Tam bir hafta sonra 17 Aralık’ta ise bu sefer Kayseri kana bulandı ve maalesef 14 canımızı kaybettik. Canımız yanıyor. Ama dostlarımız! “terör” bile diyemiyor. Son iki terör olayını da batı medyası sıradan bir patlama olarak verdi.

Halep’te büyük bir insanlık   trajedisi yaşanıyor. Halep ölüyor. Halep’te  masum insanlar ölüyor. Halep’te aslında insanlık ölüyor.  Zalim Esed  6 senedir kendi halkını öldürüyor. Halep’te yaşananlar 1995’te 8 bin Boşnak Müslüman’ın kurşuna dizildiği Srebrenitsa Katliamına benziyor. Bir farkla. Srebrenitsa’da Sırp gavuru yapıyordu, Halep’te Müslüman! Suriye diktatörü Esed, Müslüman! İran ve gavur ortakları Rusya birlikte yapıyorlar.Alllah’ın laneti ve gazabı zalimlerin üzerine olsun.

Halep ölürken dünya  derin uykuda. Tek ciddi ses ve gayret yine mazlumların tek umudu Türkiye’den geliyor. Ülkemizin dört bir tarafında Halep için yardım kampanyaları düzenleniyor.

Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı Halep’teki mazlumlar ve mağdurlar için Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte, Halep’te yaşananlara seyirci kalmayarak  “HALEP’TE İNSANLIK ÖLMESİN” kampanyası başlattı.

Bu kampanya kapsamında Halep’e yardım etmek isteyen kardeşlerimiz; https://bagis.diyanetvakfi.org.tr  web adresinden online bağışta bulunabilirler, GSM operatörlerinin faturalı hatları üzerinden “HALEP” yazıp 5601’e SMS mesajı göndererek 10 TL tutarında bağışta bulunabilirler, TDV’nin web sayfasından ilgili banka hesap numaralarına doğrudan yardımda bulunabilirler. Yine il ve ilçe müftülükleri kanalıyla da yardımda bulunabilirler.

Yaşananlar gösteriyor ki, çevresi kan gölü olan Türkiye’yi de kan gölüne çevirip, her dediklerini yerine getiren, kaynakları sömürülen bir ülke istiyorlar. Batının hedefi Türkiye’nin de HALEP olması. Ama başaramayacaklar inşallah. Bizdeki bu birlik ve beraberlik devam ettiği sürece başaramayacaklar. 18.12.2016