• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam68
Toplam Ziyaret5140737
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

İslam ve Demokrasi

İSLAM  VE DEMOKRASİ

 

İslam kelimesi terim olarak; kurtuluşa ermek, boyun eğmek,teslim olmak;teslim etmek,vermek;barış yapmak anlamlarına gelir.Dini bir kavram olarak da; Hz. Muhammed’in  temel öğreti ve esaslarını vahiy yoluyla Allah’tan aldığı ve ilk uygulamalarını bizzat kendisinin gerçekleştirdiği,zamanla Müslüman toplumlar tarafından insanlığın düşünce ve uygulama birikimlerinden de yararlanılarak geliştirilen din ve dünya görüşünün; insan, toplum,devlet gibi insani konularda kendine özgü ilkeleri ve felsefesi  bulunan tarihi tecrübelerin , kültür ve uygarlığın genel adı olmuştur.

Demokrasi,halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi,el erki,demokratlık anlamlarına gelen, bir tür hükümet ve yönetim şeklidir.Temel anlamıyla demokrasi,’’Halk için halkın seçtiği hükümet”  demektir. Demokrasi ,geniş halk kitlesi içinden çıkan yaygın bir çoğunluğun fikir ve kanaatları üzerinden yürümeyi ve bu yolla halk menfaatlerini  gerçekleştirmeyi hedefler.Demokrasinin saf ve gerçek şekli ,kuvvet ve yetkinin siyasi hürriyet ve eşitlik prensipleri çerçevesinde oluşmuş bir çoğunluğun elinde bulunduğu yönetim biçimidir.Kısaca ifade etmek gerekirse” demokrasi,barış ve özgürlük içinde yaşama” sistemidir.

İslam dininin temel kitabı olan Kur’an-ı Kerim’de, siyaset ve devlet ,toplumların yönetim biçimi,üretim ve araçları ,gelir paylaşım biçimleri konularında özel ve ayrıntılı bir hüküm yer almaz. Sadece genel dini ve ahlaki  ilkeler hatırlatılmakla yetinilir.Bu İslam’ın evrensel bir din oluşunun,az gelişmişinden,kabile hayatı yaşayanından en örgütlü olanına kadar bütün toplumları kuşatan bir devlete sahip olmasının tabii bir gereği ve sonucudur. Bu sebeple, Kur’ an da ,danışma,haksızlık yapmama,emaneti ehline verme,adaleti gerçekleştirme,ahlakı ve kamu düzenini koruma ,Allah ve Resulüne mutlak,diğer yöneticilere günah ve zulüm içermeyen emirlerde itaat  gibi esasen daha genel içerikli olmakla birlikte siyasal düşünce içinde hareket noktası yapılabilecek bir takım ilkesel hükümler bulunmaktadır. Kur’an’ ın siyasetle ilgisi bu seviyededir.Dinin genel ilkler  ve ibadetler yönüyle siyasetle ilgisi ve ona yer veren ifadeleri görülmekle birlikte bu ilgi ayrıntıya indikçe ve ileri merhalelerde bir hayli zayıflamaktadır.Kur’an’ da siyaset teorisi veya devlet modeli aramanın veya Kur’an-ı böyle bir söylem için ana malzeme yapmanın yersiz olduğu, fakat Kur’an ‘ın  insanın siyasi zihniyetini oluşturan bir mesaj ve yönlendirmeye de sahip bulunduğu görülür.Kur’an-ı Kerim , hükümet ve memleketin yönetimi konusunda bize iki düstur gösterir.Birincisi bu gün medeniyet aleminde yürürlükte olan meşveret (şura)kuralıdır ki bunu Kur’an 1400 yıl önce ortaya koymuştur.O da “Onların işleri kendi aralarında şura iledir.”(Şura;26/38)düsturudur.İkinci düstur da Ulül-emre ( Devlet Başkanına) itaattir.Buna en güzel örnek de şu ayeti kerimedir.”Ey iman edenler ! Allah’a itaat edin,Resulüne ve aranızdan çıkan emir sahiplerine itaat edin.Bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allah ve Resulüne götürün.”Nisa;4/59

İslam bir din olarak devlet ve yönetim biçimlerine ilişkin bir belirleme getirmek yerine  genel ilke ve amaçlar koymakla  yetinmiş, insanlara da hem bu ilke ve amaçlara hem de zamanın şartlarını dikkate alarak kendi yönetim biçimlerini belirleme ve düzenleme hak ve yetkisini bırakmıştır.

İslam bireylerin özel hayatlarıyla ve bireyler arası ilişkilerle alakalı bir çok ayrıntılı hüküm getirmesi , devlet yönetimi ve fert devlet ilişkisi konusunda ise sadece genel ilke ve kurallar koymakla yetinmesi , öteden beri  Müslüman toplumlarda yönetime geniş bir hareket alanı bırakmış, buna bağlı olarak da  toplumların gelenek ,kültür ve sanatlarına  göre farklı yönetim tarzları ortaya çıkmıştır.

Bu gün gelinen noktada, insan haklarının gelişmesini objektif olarak sağlamaya en yakın yönetim biçiminin demokrasi olduğu kanısı hakimdir.Yukarıda da belirtildiği gibi önemli olan ilke ve amaçlardır.Dolayısıyla İslam’la klasik ve çağdaş yönetim biçimleri arasında bir karşılaştırma yapmak veya onları İslam’ la  temellendirme gayretleri yersiz ve anlamsızdır.Bu gün herkes biliyor veya kabul etmese de fiilen şahit oluyor ki alem üzerinde iradesiyle ve kudretiyle hakim olan varlık Yüce Allah’tır. Bütün varlıklar bu külli hakimiyetin altındadır.Burada söz konusu olan hakimiyet metafizik ve ontolojik anlamdaki hakimiyettir.”Hakimiyet Milletindir” derken kastedilen husus , siyasal iktidarın herhangi bir sınıfın , zümrenin veya toplumun doğal veya tanrısal hakkı olmadığı, tam tersine bu hakkın millete ait olduğu ve yöneticinin onun tarafından belirleneceğidir.Klasik İslam teorisinin ana çizgisi de bu yönde olmuştur.                                                

Mehmet Emin BAYAR

                                                               Din Hizmetleri Müşaviri
Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Saat