• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam429
Toplam Ziyaret5103895
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

Anneler Özel

ANNELERE ÖZEL
Tarih: 2009-05-08

Temiz yaşadı. Temiz insandı. Rabb'ine tertemiz gitti. İçi temiz, üstü temizdi. Uzuna yakın orta boyluydu. Yüzü çok güzeldi. Mekke'de 13 yıl, Medine'de 10 yıl boyunca karanlıkları aydınlığına çevirmeye çabaladı. Yaşı 63'e vardığında yorgundu. Yılların yorgunluğu yüzünde değil belki ama vücudunda hissediliyordu.

Bazen dalıyordu. Belki Uhud'da kaybettiği amcasını hatırlıyordu. Kulakları kesilen, vücudu parça parça edilen Hamza'sını. Belki de hicrette attan düşürülüp dört aylık çocuğunu kaybeden ve Medine'de uzun süren hastalıklı yaşamından sonra kaybettiği kızı Zeyneb'ini hatırlıyordu. Bilemiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey vardı, o da dostunu, Rabb'ini çok özlemişti.

Şerefli başını Medine'de, sevdiği eşi Hz. Aişe'nin dizinde Rabb'ine teslim ettiğinde hayal bile edilemeyecek büyük işler başarmıştı. "Bir zamanlar Bizans ve Fars dünyasının dev uygarlık merkezlerinden kopmuş Arap çöllerinde bir insan ortaya çıkıyor, getirdiği mesajlar sadece arkadaşlarını değil, tüm insanlığın kalbini fethediyorsa ve dünyasını değiştirebiliyorsa o zaman burada çok ciddi bir olay söz konusu."

İşte tam da bu noktada Mevláná'nın muhteşem tespitini belirtmemek olmaz: "Tasalanma! O kaybolmadı. Bütün bir álemdir O'nda kaybolan."

Anneler Günü'nde O'nu hatırlamak istedim.

Anneler günü aslında bir tutumun izlerini yansıtıyor, Batı "Anneler günü" denemesiyle anneye karşı vazifenin bir bütün ifadesinin denemesi olarak gösterebileceklerini sandı hemde tüm çıplaklığıyla.

Denediler de nitekim. Hırsla. Heyecanla. Şevkle. Sonuçta gördükleri ve gösterebildikleri sadece gerçeğin küçük bir kısmı oldu. Gerçeğin bir kısmı. Kendi gerçeklerinin.

Van Gogh, ünlü bir ressam yüzüne baktığı kadınlarda anne şefkatini aradığını hiç farkedemedi. Zavallı Van Gogh. Hatta acıyla boyadığı o güzelim süsenlerde. St. Rémy'de mavileriyle etrafa hüzün saçan yorgun süsenlerde.

Mekke'nin Fethi'nde Efendimiz (s.a) Kâbe'nin içindeki putları bizzat asasıyla kırıp paramparça eder. Kâbe duvarındaki fresklerin de silinmesini emreder. Ancak sağ eliyle bir freskin üzerini kapatıp şöyle der:

"Bu müstesna, ona dokunmayın!"

Efendimizin, kendisine dokunulmasını menettiği freskte, Hz. Meryem'le oğlu (çocuk İsa) birlikte resmedilmişti. [Muhtemelen bu fresk Maestà (Ulviyet) adı verilen ikonalar sınıfındandı.

Tahminim doğruysa, Hz. Meryem, kucağında, şefkatle bebek İsa'yı tutarken tasvir edilmiş olmalı.] Bu fresk uzun süre Kâbe'nin içinde öylece muhafaza edilecek, lâkin Emevîler döneminde çıkan arbedelerden birinde tamamen silinip gidecektir. Unutulmuş bir ayrıntıdır. Yürek burkan bir ayrıntı.

Efendimizin bu freskin silinmesini niçin istememiş olabileceğini düşündüğümde, ilk aklıma gelen sebep, kendisinin bir yetîm oluşuydu. Anne şefkatine hasret bir yetîmin, yetîm bir peygamberin kalbi, anne-oğul tasvirinin silinmesine razı olmamıştı. Tarih nasıl istediyse Allah Resulünü öyle yazdı, Allah Resulünün istediği gibi değil. Bu sebeple bıraksınlar bizleri kendi terazilerimizde tartılalım, hangi terazi bizler için ölçü olduki bugüne kadar

Ara ara gözleri dolardı annesini hatırladığında. Birdefasında dostlarına anne?nin önemini anlatırken şöyle diyecekti;" Keşke annem ve babam sağ olsaydı ve ben de bir namazın içindeyken bana

"Muhammed oğlum"

diye seslenselerdi de bende onlara

"efendim anne, efendim baba"

diye cevap verseydim.

Kadın asla islamın ve müslümanların sorunu olmadı. Hala aynı olayla aynı iftirayı (kadını bahane edenler) tekrarlayıp duranlar var. Biliyorum. Tavsiyem ulasabilecekleri enyakın aynayla başbaşa bırakıyorum. Konunun uzağında olanlar neden yakınında olanlara çözüm noktasında engel oluyorlar.

Erzurumlu İbrahim Hakkı;

"Anlarsa uzağım yakınımdır, anlamazsa yakınım uzağımdır." Uzakta olanlar hemde çok uzakta ama Hz. Resulullahı ve getirdiği mesajı anlamada yakınlıklarına hayran olmamak mümkün mü?

Bu hayranlığın belki en çarpıcı olanları; yattığı hastaneden dostuna gönderdiği mektubunda, "Bana Kuran-ı, Kant'ın ve Hengel'in kitaplarını getir" diyen Dostoyevski veya Hz. Peygamber'in hadislerini derleyen ve O'na imanını haykıran Rus yazar Tolstoy'dur. Hepsi Hz. Muhammed'e (SAV) hayranlıklarını ilan etmişlerdir.

Anneler Günü ve ötesinde bana yüzüne baktığım her kadında anne şefkatini aramayı farkettiren, hürmetle bakmamı öğreten Peygamberime sonsuz salat ve selam olsun...


Caner Akdemir
Kanada Türk Islam Merkezi
Din Görevlisi
Tel: 416-461-0917
canerakdemir13@hotmail.com


Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Saat