• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam279
Toplam Ziyaret5103745
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

Zararlı Alışkanlıklarla Mücadele

Bilindiği gibi yüce dinimizce alkollü içkiler kesinlikle haram[1] edilmiştir. Ancak bu yasaklamada dinimiz tedriç kanununu yani yavaş yavaş vazgeçirme tarzını seçmiştir. Çünkü insanlar önceden kazandıkları alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçmezler. Hele alkollü içkiler gibi, kullananı adeta kendisine esir eden maddelerden vazgeçmek diğer alışkanlıklardan vazgeçmekten daha zordur.

Bu konuda tedricen gelen ayetlerle içkinin menfilikleri anlatılmış, en nihayetinde de kesinlikle haram edilmiştir. İçki birdenbire haram edilmiş olsaydı, içkiye müptela olmuş, alışkanlık adeta damarlarına kadar işlemiş olan o asrın insanları İslamiyeti kabulde nazlanabilirlerdi. Alışkanlıklarını bırakmak istemeyebilirlerdi. Bu bakımdan insanı yaratan, her özelliği ile insanı bilen  Cenab-ı Hak, bu dünyada, fıtrata yani yaratılışa uygun tarz ile emretmiş, tedricen alkollü içki alışkanlığından menetmiştir.

Bu mevzuda en son nazil olan ayetler, Maide suresinin 90 ve 91. ayetleridir. Bu ayetlerde mealen şöyle buyurulmuştur: 

�Ey iman edenler! İçki, kumar, tapmaya mahsus dikili taşlar, fal okları ancak şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan sakının ki felâha eresiniz.�  �Şeytan şüphesiz, içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah�ı anmaktan, namazı kılmaktan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?�

Bu son ayetler ile alkollü içkiler kesinlikle haram edilmiştir.

Sahabelerden Hz. Enes (R.A.) anlatıyor: Biz içki aleminde idik. Ben içki dağıtıyordum. Bir adam geldi, �İçki haram edildi� dedi. Arkadaşlar derhal �Şu içki kaplarını dök, temizle� emrini verdiler. O haberden sonra kimse ağzına içki almadı.�[2]

İçki hakkında Peygamber (s.a.v.) Efendimizin, bir çok hadisleri vardır. En muteber hadis kitaplarında bulunan bu hadis-i şeriflerden birkaç tanesini beyan edelim.

�Her sarhoşluk veren şey (içkidir) ve sarhoşluk veren her şey haramdır.� [3]

�İçki kötülüklerin anasıdır.�

İÇKİ MÜPTELASI İÇKİYİ TERK EDEBİLİR Mİ? İÇKİYİ TERK EDENİN TEVBESİ KABUL EDİLİR Mİ?

 Neden olmasın? Bir çok alkol müptelaları içkiyi terk etmişler, eski hayatlarının aksine, son derece sakin, mazbut bir hayata dönüş yapmışlardır. Yalnız kesin şart, şahsın içkiyi kesin bırakma azminin olması lazımdır. Bu bakımdan, gerek içkiye alışmış, gerekse alışma yolunda olanlara düşen, içkiden tövbe etmek, bir an evvel vazgeçmektir. Rahmeti, merhameti sonsuz olan Cenab-ı Hakk�ın tevbe kapısı sonuna kadar, kıyamete kadar açıktır. Tevbe edenlerin ve tevbesini bozmayanların günahlarını affedebileceği, çeşitli ayetlerde ve hadislerde müjdelenmiştir.[4]

SİGARANIN DİNİ HÜKM 

Bağımlılıkların en yaygını ve belki de üzerinde en çok konuşulanı sigara bağımlılığıdır. Batı�da yaklaşık on asırlık bir geçmişi bulunan tütün ve sigara, 15. yüzyıldan itibaren yeni dünyadan İslam dünyasına da sirayet etmiş, sigara alışkanlığının toplumda yayılmaya başlamasıyla birlikte sigara içmenin dini hükmü, dinen sakıncalı olup olmadığı da tartışılır olmuştur.

Tıp ve pozitif bilimlerdeki son gelişmeler artık sigaranın zararını şüphe ve tereddütlü bir konu olmaktan çıkarmıştır. Sigaranın yol açtığı hastalıklar, zararlar ve kirlenme konusunu ele alan birçok araştırma sonuçları yayımlanmış, bu konuda müstakil eserler kaleme alınmıştır. Bu araştırmalarda belirtildiğine göre sigara, insan vücudunda bağımlılık (tiryakilik) meydana getirmekte, kurtulunması giderek güçleşen bir alışkanlık halini almaktadır. Ağız, boğaz ve üst solunum yollarından tahribata, mide ve kalp hastalıklarına, damarlarda, sinirlerde fonksiyonel bozukluklara yol açmakta olan sigaranın kanserle de yakın bağlantısının olduğu iddiası giderek kuvvet kazanmaktadır. Sigara içmenin meydana getirdiği ağız, beden ve çevre kirliliği, diğer şahıslara verdiği eziyet de çok ciddi boyuttadır. Örnek kabilinden sayılabilecek bu zararlar, haliyle sigara içmenin dini hükmünü araştırmayı da gerekli kılmaktadır.

Günümüz İslam bilginlerinin genel eğilimini yansıtan bir değerlendirme yapmak gerekirse şunlar söylenebilir: Her şeyden önce, sigara içme hakkında dini bir hükmün bulunmadığını söylemek doğru olmaz. Dini hükümler belli ilkelere dayalıdır ve birtakım gayeler yöneliktir. [5]

Bir kere insana vücut nimeti emanet olarak verilmiş ve ömrü boyunca vücudu nasıl kullanacağından hesaba çekileceği bildirilmiştir. Sigara vücuda en zararlı olan maddelerden birisi olduğuna göre, sigara içenin manen mesul olacağı açıktır. Bir de meselenin mali yönü vardır. En başta sigara oldukça yüksek bir fiyatla satılmaktadır. Bunun toplamı her ay belli bir meblağı bulmaktadır ki, bu para zarurî ihtiyaçlardan kesilerek sigaraya yatırılacaktır. Bu şüphesiz: �Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez� [6] mealindeki ayetteki hükme ters düşmektedir.

Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, muhtelif hadis-i şeriflerinde sıhhatin kıymetinin üzerinde durmuşlardır. Mesela;

�İnsanların çoğunun aldandığı (ve kıymetini takdir edemediği) iki nimet vardır. Vücut sıhhati ve boş vakit.�

            �İman müstesna, hiçbir kimseye sıhhatten daha hayırlı bir nimet verilmemiştir.�         �Kul kıyamet gününde, dört şeyden hesap vermedikçe, Huzur-u Rabbül Alemin�den ayrılamaz; (Ömründen) ömrünü nerede tükettiğinden. (İlminden) İlmi ile yaptığından. (Malından) Malını nerede kazanıp nereye sarf ettiğinden. (Bedeninden) Bedenini nasıl kullanıp, nerede harcadığından.

            Ayrıca, yine diğer hadislerinde Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: �Müslüman elinden ve dilinden, müslümanların incinmediği insandır.� [7] diye buyurmaktadır. Sigara içilmesi yasak olan yerlerde sigara içen bir şahsın, sigara içmeyen diğer mü�min kardeşine eziyet etmesi doğru değildir. Sigara içen şahıs, farkında olmadan başkalarının kul hakkını almış olmaktadır. Kul hakkının ahirette hesabını vermenin en zor bir hak olduğu hepimizce malumdur.

            Sigaranın zararsız olduğunu söylemek, artık bugün ilmen ve tıbben imkansız olduğuna göre konunun dini yasaklar çerçevesinin tamamen dışında düşünülemeyeceği şüphesizdir. Bilim adamları sigarının ihtiva ettiği nikotinin ve sigara dumanının bünyede kanserden, sinir sistemlerinde bozukluğu kadar bir dizi zarar ve hastalığa yol açtığından söz etmektedir. Kur�an�da, �Kendinizi elinizle tehlikeye atmayın...�[8] buyurulmuş, Hz. Peygamber de, �Ne doğrudan zarar verme ne de zararla karşılık verme vardır.�[9] diyerek bir kimsenin kendine ve başkalarına zarar vermemesinin temel bir dini ilke olduğunu vurgulamıştır. Sigaranın hem içene hem de çevresinde bulunan kimselere zarar verdiği göz önüne alınınca hem Allah hakkının hem de kul hakkının birlikte ihlal edildiği söylenebilir.

Sigara içmenin fıkhî hükmü başta zarar, israf ve nafaka yükümlülüğü olmak üzere çeşitli açılardan ele alınabilir. Böyle olunca sigara içmenin hükmü hakkında kesin ve genel bir hüküm vererek �haram� demek yerine, bu konuda bu açılardan bazı ayrımlar yaparak farklı durumlarda farklı hükümler vermek, her bir durumu kendi şartları içerisinde değerlendirmek daha doğru görünmektedir.

            Hem içene hem de o ortamda bulunan şahıslara ve çevreye verdiği zararlar, israf ve hakların ihlâline yol açabileceğinin kuvvetle muhtemel olması dikkate alınarak, sigara içmenin kural olarak dinen �harama yakın mekruh�[10] sayılması gerekir. Ancak bedene verdiği zarar ilmen ve tıbben açıklık ve kesinlik kazanmışsa, açık bir israfa ve kişinin nafaka yükümlülüğünü etkileyip aile fertlerinin ve bakmakla yükümlü bulunduğu kimselerin nafakasını kısmasına yol açıyorsa, zorunlu harcamalardan ve asli ihtiyaçlardan bile fedakârlık yapmaya zorluyorsa, o takdirde sigara içmenin dinen de �haram� olduğu söylenebilir.[11]

SİGARA İÇMEK VE GENÇLİK

Genç yaşta sigaraya başlayan bir kimse, ömrü oldukça yaşayacağı hayatını, sıhhatli bir şekilde yaşama şansını büyük ölçüde risk altına sokar: Mesela, gençler arasında kalp krizi geçirme riski oldukça azdır. Ancak sigara içerlerse, gençlerde daha fazla öksürük, kuvvet azlığı ve kalp çarpıntısı ortaya çıkar. Bu durum sigara içmeye devam edilirse, zamanla daha da kötüleşir, kalp hastalığı veya kronik akciğer hastalığı gibi önemli hastalıklar gelişir. Sigarayı şimdiden bırakırsanız, kalple alakalı hastalık riskiniz büyük ölçüde azalır.

İSLAMİYET VE ZARARLI ALIŞKANLIKLAR

İslam alimleri dinin gayesini anlatırken, bizzat ayet ve hadislerden istifade ederek şu ana maddeleri tesbit etmişlerdir:

1.      Dini muhafaza,

2.      Aklı muhafaza,

3.      Nefsi muhafaza,

4.      Nesli muhafaza,

5.      Malı muhafaza

Şimdi dinin gayeleri noktasından içkiye bakacak olursak, belirtilen beş temel gayeye ters düştüğü görülür. Mesela alkollü içkiler ve uyuşturucu ve benzeri zararlı maddeleri kullananların önce aklı gider. Akılla beraber o sarhoşluk anında dini de gider. Çünkü Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, �İnsanı insan yapan aklıdır, aklı olmayanın dini de yoktur.� buyurmuşlardır.[12]

Zararlı maddeler kullanıldığında can (nefis) tehlikeye atılmakta, nesil de maalesef manen ve maddeten bozulmaktadır. Bu zararlı maddeler, bütün bunlara ilaveten şahsı maddî noktadan da zarara uğratmaktadırlar. Bu ve benzeri sebeplerden dolayıdır ki, yüce dinimiz alkollü içkiler gibi, diğer zararlı maddelerin de, kullanılmasını, imalatını ve satışını yasaklamıştır. Zira kullanılması haram olan şeyin imal ve satışı da haramdır. [13]

UYUŞTURUCU MADDELER

Esrar, afyon, eroin, kokain, morfin gibi uyuşturucu maddeler, alkollü içkilerin vücutta meydana getirdiği tesiri fazlasıyla taşımakta; bünyede ve toplumda yol açtığı zararlar da o ölçüde büyük olmaktadır. Bununla birlikte uyuşturucu maddelerin kullanımı, çok eski dönemlerden beri insanlığın önemli kötü alışkanlık ve problemlerinden birini teşkil etmiştir.

Bu kötü alışkanlığın ve hastalığın sebepleri arasında, insanın zaafları, sorumluluktan kaçışı, eğitimsizlik, insanların birbirini olumsuz yönde etkilemeleri ve kötü çevre şartları, lüks ve gösterişe dayalı suni hayatın verdiği tatminsizlik, manevi boşluk, ideal yoksunluğu, fakirlik ve yalnızlığın verdiği çaresizlik vb. gösterilebilir. İslam dini kişiyi içki ve uyuşturucu madde kullanımını da kesin bir üslûpla yasaklamıştır. Kur�an�da geçen içki yasağı [14], sarhoşluk veren, insanın aklî ve ruhî dengesini bozan bütün katı ve sıvı maddeleri kapsar. Hadislerde de her sarhoşluk veren şeyin haram olduğu bildirilmiş,[15] çoğu sarhoşluk veren şeyin azının da haram olduğu, her sarhoşluk veren şeyin içki (hamr) hükmünde olduğu belirtilmiştir. [16] Şu halde haram hükmünün illeti olan sarhoş etme, uyuşturma özelliğini taşıyan maddeleri vücuda almak haram hükmünü alır.

İslam�ın emir ve yasaklarındaki  genel amaçlar dikkate alındığında İslam�ın bu konudaki yasağının sadece şaraba veya belirli alkollü içkilere mahsus olmadığı, akli ve ruhi dengeyi bozan, sinir sistemini uyuşturup beynin işlevlerini etkileyen, kişinin irade ve düşünme gücünü tamamen veya kısmen yok eden her türlü keyif ve uyuşturucunun da aynı yasak kapsamına girdiği görülür.

GENÇLERE İLK İKAZ

Sevgili Gençler! Vatanımızı batırmak için adeta hevesli çocuklar gibi bekleyen ve seyreden yabancıların oyununa gelmeyelim. Hepsi de zehir olan bu maddelerden uzak kalalım. Manevi sıkıntı ve problemlerimizi, inançla, ibadetteki huzurla telefi edelim. Hem kendi sıhhatimizi, hem ahiretimizi, hem de memleketimizin istikbalini muhafazaya çalışalım.

Şüphesiz hiç kimse sigara tiryakisi olacağım diye sigaraya başlamamıştır. Kimse de alkolik olacağım diye içkiye veya eroinman olacağım diye uyuşturucu maddelere başlamamıştır. Bu gibi zararlı maddelere hep küçük heveslerle başlanmış, bir, üç, beş, yedi derken, şahıs günün birinde sigara tiryakisi olmuş, alkolik olmuş ve eroinman olmuştur. Alışmış, müptela olmuş insanların bu maddeleri bırakması mümkün fakat oldukça zordur. En tesirli ve müessir çare ise, baştan uzak kalmaktır. Herhangi bir maddenin şayet yüzlerce zararı var, hiçbir faydası da yoksa ve alışan insan da bu maddelerden çok zor vazgeçiyorsa, herhalde akıllı olmanın gereği, icabı bu maddelere hiç başlamamak, bunlara hiç yanaşmamaktır.[17]

Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür eder, saygılar sunarım.


[1] Haram: Allah�ın yapılmasını kesin ve bağlayıcı bir ifade ve üslupla yasakladığı fiile denir. (T.D.V. İslam İlmihal II, s.174)

[2] Nesâi, Eşribe, 51/2.

[3] Buhari ve Müslim

[4] Prof.Dr. Alparslan Özyazıcı, �Alkollü İçkiler, Sigara ve Diğerleri, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2001, 3. Baskı, s. 11-13.

[5]  İlmihal II, Türkiye Diyanet Vakfı  Yayınları,  3. Baskı, Ankara 2002, s.67.

[6] Araf, 7/31.

[7] Tirmizi, İman, 2627-2628

[8] Bakara 2/195.

[9] İbni Mace, Ahkam 17; Muvatta, Akzıye 31.

[10] Mekruh: Allah�ın yapılmamasını kesin ve bağlayıcı olmayan tarzda istediği fiil ve davranışlardır.. (T:D.V. İlmihal II, s.172.

[11] İlmihal II, Türkiye Diyanet Vakfı  Yayınları,  3. Baskı, Ankara 2002, s.68-69.

[12] Bu konuda şu kitaba müracaat ediniz. Canan, İbrahim, Kütüb-ü Sitte Muhtasarı, c.8, s. 159. Akçağ Yayınları, Ankara)

[13] Kapaklıkaya, İ; Uyuşturucu ve Gençlik, Yeni Asya Yay, İstanbul, 1986, s. 68.; Şahin, A.; Sualli-Cevaplı Fetvalar, Cihan Yay. İstanbul, 1984, s.30

[14] Maide 5/90.

[15] Buhari, Vüdû 81, Eşribe 4, 10.

[16] Müslim, Eşribe 73-75; Ebu Davud, Eşribe 5.

[17] Alparslan Özyazıcı, a.g.e., s. 151.


Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Saat