YENİ YILA GİRERKEN
Zaman, sürekli akış halinde olan “an”ların kesintisiz bir şekilde peş peşe dizilişi ile meydana gelen bir süreçtir.
Vakit,bir olay ve varlıkla birlikte taayyün eden zaman dilimidir. Ecel ise zaman içinde bize ayrılan kısımdır.
Zaman, Allah’ın dışında her varlığı kapsar. Mahlukat zazan ile mukayyettir. Bu durum mahlukatın fani oluşunu ifade eder.
Allah, zamanı tayin ve tespit etmemiz ve işlerimizi belli bir zamana göre yapabilmemiz için ayı ve güneşi yaratmıştır.
Eş-şemsü ve’l- gameru bi hüsban…(55/Rahman,5)
Veşşemsü terci limüstekarrilleha…
Vel kamera gaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadim. (36/Yasin,38-40)
“Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar(döner),(…) Ay için de bir takım menziller(yörüngeler) tayin etik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilal) olur da geri döner. Ne güneş aya yetişebilir ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.”
Güneş hesabına göre bir gün 24 saat, bir ay otuz gün, bir yıl 365 gün 6 saat. Bu 6 saat, dört yılda bir günlük fazlalığa tekabül ediyor. Bu sebeple bu yıl Şubat ayı 29 gün.
Bu hesaplama dünya içindir. Ahirette bizim hesabımıza göre bin yıl, hatta ellibin yıl olan bir günden bahsedilir.
Ay takvimine göre ise bir ay 29.5 gün, bir yıl da 354 gün. Bu sebeple ramazan;kurban ve hac ibadeti 35 yılda bir senenin aylarını devreder.
“Ve sahharna leküşşemse ve’l-gamera daibin.” (14/33)
“Düzenli seyreden ayı ve güneşi sizin istifadenize sundu.”
Güneş ve ay:
Peygamberimiz(s.a.v)’in zaman hakkında görüşleri:
“Ni’metani ma’bunün fihima kesirun minennas, es-sıhhatu ve’l-ferağ” İki nimet vardır ki insanların çoğu bunların kıymetini bilmezler: Sıhhat ve boş zaman.
“Adem oğluna kıyamet günü şunlar sorulmadan asla yerinden ayrılmaz: Ömrünü nerede ve ne şekilde geçirdiğinden, ilmi ile ne yaptığından, malını nerede kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından.
Zaman da en önemli nimetlerden biridir. Bize ait olan zaman, ömür/hayat nimetinin diğer bir ifadesidir. Her anın hesabının sorulacağı bilinci ile hareket etmeliyiz. “Vakit, nakittir” derler. Bu sözle vaktin kıymetli olduğu anlatılmak istenmiştir ama vaktin değeri nakit ile de ölçülemez. Zira, kaybolan paranızı bulabilir yada yeniden daha fazlasını kazanabilirsiniz ama kaybolan günlerin telafisi mümkün değildir.
Yeni Yıl: Yeni yıl, insanı yenilemez aksine eskitir. Her takvim yaprağını kopardığımızda ömrümüzden bir günün eksildiğini bilmeliyiz. Zamanı önemli yapan rakamlar değil, zaman içinde gerçekleşen olaylardır: 1453 deyince aklınıza ne gelir? İstanbul’un fethi. 4 ile 5 in yerini değiştirerek 1543 ün ne ifade ettiğine bakarsak aklımıza bir şeyler gelmiyor. Tarihi rakamlar yapmaz, tarihi büyük adamlar ve büyük olaylar yapar.
31 Aralık 2007 saat 23.59.59 dan bir an sonra 1 Ocak 2008’in 00.01’i başlıyor. Arada bir kesinti yok, iniş yok, yükseliş yok, farklılık yok. Her şey aynen devam ediyor.
Farklılığı oluşturacak olan bizleriz. “İki günü eşit olan ziyandadır” uyarısını dikkate alarak gereğini yapanlar farklılığı oluşturabilirler.
Yeni Yıl ve Noel: 1 Ocak’ı sene başı kabul eden miladi takvimi yapanlar,Hz İsa’nın doğumunu esas almışlardır. Avrupa kiliselerine göre Hz İsa, 25 Aralık’ta, Doğu ve Ermeni kiliselerine göre de 6 Ocak’ta doğmuştur. Batı kültür ve medeniyetinin dünyaya hakim oluşu ile birlikte, bir hırıstıyan kültürü olan Noel ve yılbaşı etkinlikleri de neredeyse evrensel bir “yeni yıl töreni” haline geldi.
Noel Baba: Efsanevi hırıstıyan inanışına göre, miladi 4. yy.da Anadolu’da Myra( Antalya-Demre) yöresinde yaşamış olan Aziz Nikolas adında bir hırıstıyan azizidir. Roma imparatoru Kostantin’in rüyasına girerek üç subayı idamdan kurtarması ile şöhreti her tarafa yayıldı. Bizdeki Hızır gibi, her tarafa iyilik ve bereket götüren bir ermiş olarak anılmaya başlandı.
Noel Ağacı: Almanya’nın batısında Ortaçağda Adem ile Havva’yı canlandıran bir oyunun dekoru idi. Cennet ağacını temsil eden ve üzerinde elmaların bulunduğu bir çam ağacı idi. Üzerine İsa’yı simgeleyen mumlar da koydular. Yanına Noel mevsiminde Noel piramidi koydular. 16. yy.da Noel piramidi ile cennet ağacı birleştirilerek Noel Ağacı oluşturuldu.
Yılbaşı Kutlamaları: İnsanların yeni bir yıla sevinç ve coşku ile girmesi ve bütün yılının böyle geçmesini dilemesi anlaşılır bir durumdur. Birbirimizi, yeni yılın hayırlı, bereketli geçsin diye tebrik de edebiliriz. Ancak bu iş için kutlama yaparken, dinimize, örfümüze ananelerimize aykırı tutum ve hareketlerden sakınmamız gerekir.
Aslında yılbaşı kutlamalarının çok cazip gösterilmesinin amacı ticaridir. Tüketim körüklenerek piyasaya canlılık kazandırmak istemektedirler.
Yılbaşı kutlamalarının iki ana öğesi haline gelen,
(Mukadder Arif YÜKSEL / Bayat Müftüsü