• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam644
Toplam Ziyaret5104110
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

Müslümanın Müslümana Karşı Sorumluluğu

MÜSLÜMANIN MÜSLÜMANA KARŞI SORUMLULUĞU

 

HUCURAT SURESİ – 10. AYET

 

 

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ:

 

          MEALİ :

 

     “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.”   (HUCURAT SURESİ – 10. AYET)

 

     Ebu Hüreyre (RA) rivayet etmiştir: “Rasülüllah (SAV) şöyle buyurdu:

     “Birbirinize ha­set etmeyiniz, alış-verişte bir­birinizi aldatmayınız ve birbi­rinizden yüz çevirmeyiniz. Bir­birinizin bitmek üzere olan pa­zarlığını bozmayınız. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz. Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir: Ona zulmet­mez, onu yardımsız bırakmaz, ona hor bakmaz.” (Üç kere mübarek göğsüne işaret ederek:) Takva işte buradadır. Bir kim­se Müslüman kardeşine hor baktığı zaman, işte kötülüğün bu kadarı ona yeter. Müslüman’ın, Müslüman’a kanı, malı, ırzı haramdır.”

 

BU HADİS-İ ŞERİFTEN ALACAĞIMIZ HİKMET VE İBRETLER:

 

     Müslüman Müslüman’ın kar­deşidir. 1400 küsur sene evvel bu hükmü İslâm Dini koymuş ve “LÂ İLAHE İLLALLAH, MUHAMMEDÜN RASÜLÜLLAH” diyen bütün insanları kardeşlik bayra­ğı altında toplamıştır.

     İslâmiyet, bu kardeşliğin ko­runmasını, devamını ve kuvvet­lendirilmesini istemekte, bunun çare ve imkânlarını göstermekte; bilakis kardeşlik bağını gevşetici ve kopartıcı sebepleri ortaya koyup, onlardan şiddetle sakındırmaktadır.

     İslâm kardeşliğinin devamı için Müslümanların, birbirlerinin hak ve hukukuna karşılıklı ola/ak saygılı olmaları şarttır. Peygam­ber efendimiz (SAV), Bir Müslüman’ın diğer Müslüman’a karşı görevi bulunduğunu bildirmiş ve bunları şöyle sıralamıştır:

“1-) (Selam vermek ve) verilen selâmı almak,

  2-) Ölünce cenazesine ka­tılmak,

  3-)  Davete (bir mazereti yoksa) icabet etmek,

  4-)  Aksırana “Yerhamükellah” (Allah sana merhamet etsin) demek,

  5-) Hastalandığı zaman zi­yaret etmek.”

     Din kardeşleri arasında sa­mimiyet, sevgi ve muhabbet, İs-lâmda esastır. Kendisi için sevdiğini din kardeşi için de sevmek, kendisi için sevmediğini din kar­deşi için de sevmemek, imanın olgunluğundandır.

     Peygamberimiz (SAV) Efen­dimiz buyuruyorlar:

     “Sizden bi­riniz, kendisi için sevdiği şeyi (mümin) kardeşi için de sevinceye kadar olgun mümin olamaz.”

     Rasülüllah (SAV)’in şu Hadis-i şe­rifi de cidden ibrete şayandır:

     “İman etmedikçe cennete gi­remezsiniz; birbirinizi sevme­dikçe de iman etmiş sayılmaz­sınız; ben size bir şey öğreteyim de eğer onu yaparsanız se­vişirsiniz; Aranızda selâmı ya­yınız.”

     Böylece Allah’ın Rasülü (SAV), ol­gun müminlerin yaşayışlarını ne de güzel canlandırıyor:    

     “Birbi­rini sevmekte, birbirine acı­makta, birbirini korumakta müminler bir vücut gibidir. Vücudun herhangi bir organı hastalanınca, diğer organları uykusuzluk ve acı ile dertle­nir.”

 

MÜMİNLER BİRBİRLERİNE DOST VE YARDIMCIDIRLAR

 

     Müminlerin, birbirlerinin dertleriyle dertlenmeleri, sevinçleriyle sevinmeleri, birbirlerine karşı şefkat ve merhametle davranmaları, İslâm Dini’nin ana he­deflerindendir.

    Allah’ın buyrukla­rından birkaçını örnek olarak su­nalım:

 

وَتَعَاوَنُواْ عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى وَلاَ تَعَاوَنُواْعَلَى الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ:

 

     “İyilikte ve fenalıktan sa­kınmakta yardımlaşın, günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın.”  (MAİDE SURESİ – 2. AYET)

 

مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ:

 

     “Muhammed (SAV), Al­lah’ın elçisidir. Onun berabe­rinde bulunanlar kâfirlere karşı sert, birbirlerine karşı merha­metlidirler.”  (FETİH SURESİ – 29. AYET)

     Müslümanlar arasında kar­deşlik bağlarını kuvvetlendiren İs­lâm Dini, bu bağı zedeleyici ve zayıflatıcı sebepleri bir bir saymış ve bunlardan kaçınmayı emret­miştir. ÖRNEK OLARAK:

     1-) Kin ve hasedi yasak et­miştir. İzahı durumunda bulun­duğumuz ilk hadis-i şerifin en başında, haset yer almaktadır: “ Birbirinize haset etmeyiniz...”

     Başkalarındaki nimeti çekememek, kıskanmak ve yok olma­sını istemek manasına gelen ha­set, en çirkin ve en tehlikeli ruhi hastalıklardan biridir. Haset eden kişi, aslında Allah'ın bah­şettiği nimetin düşmanıdır. Her şeye hükmetme gücüne sahip olan Cenab-ı Hakk’ın hükmüne ve takdirine karşı gelmekte, mül­kün hakiki sahibi olan O Yüce Allah’ın kısmetine razı olmayıp itiraz etmektedir.

     Haset edenin kötülüğünden Allah’a sığınmamızı yine Bizzat Cenab-ı Allah, Kur’an-ı Kerim’in “Felak Suresi”nde tavsiye bu­yurmaktadır:

 

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ:مِن شَرِّ مَا خَلَقَ:وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ:وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ:وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ:

 

     1-) “De ki; “Sığınırım ben, karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran Rabbime.”

     2-) “Yarattığı şeylerin şerrinden.”

     3-) “Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden.”

     4-) “Düğümlere üfleyip tüküren büyücü kadınların şerrinden.”

     5-) “Ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden.”(FELAK SURESİ – 1/5. AYETLER)

     Haset, şeytanın sıfatıdır. Şeytan, bu çok kötülenmiş sıfa­tı yüzünden Hz Âdem (AS)’ı kıskanarak ona secde etme­miş ve ebediyen Yüce Allah’ın huzurundan kovulmuştur.

     Rasülüllah (SAV) Efendimiz ne güzel buyurmuşlar:

     “Bir ku­lun kalbinde iki şey birleşmez: İman ve haset.”

     2-) Müslüman’ın, Müslüman’a karşı kin ve düşmanlığı haram kılınmıştır. Açıklaması üzerinde bulunduğumuz ilk Hadis-i Şerifte Hz Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor:

     “Birbirinize buğzetmeyiniz, birbirinize dargın durmayı­nız...”

     Sulh ve sükûn, sevgi ve say­gı, muhabbet ve kardeşlik dini olan İslam’da buğzun, nefretin, kin ve düşmanlığın elbette yeri olmayacaktı ve elbette bunlar ke­sin olarak haram kılınacaktı. İs­lâm’da “EL-HUBBU FİLLAH, VEL-BUĞZU FİLLAH” vardır. Yani sevgi ve saygı Allah için, nefret ve düş­manlık da Allah için olur. Her şe­yi Allah rızası için yapmak, ima­nın gereği ve olgunluğudur.

     Peygamberimiz (SAV) buyuruyor ki:

     “Üç haslet vardır ki, bun­lar kimde bulunursa o kimse imanın tadını alır:

     1-) Allah ve Resulü, ken­disine dünya ve dünyadaki her şeyden daha sevgili olmak,

     2-) Bir kimseyi yalnız Al­lah için sevmek,

     3-) Küfre dönmeyi, ateşe atılmayı ne kadar sevmezse o kadar sevmemek.”

     Sevgi ve kardeşlik dini olan İslam’da dövüşmek, sövüşmek ve küsüşmek gibi düşük ve çirkin hareketlerin yeri yoktur. Bir mümin, eğer elinde olmayan sebep­lerle bir din kardeşine darılırsa, bu dargınlığı uzayıp gidemez. En fazla üç gün zarfında barışması şarttır. Aksi takdirde büyük so­rumluluk altında kalır. Nitekim Peygamberimiz (SAV) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur:

     “Bir kişinin din kardeşi­ni üç günden fazla küs bırak­ması helâl değildir. Bir halde küslük ki, iki mümin birbirle­riyle karşılaştıkları zaman biri­si yüzünü şu tarafa çevirir, öbürü öte tarafa çevirir. Hâlbuki iki müminden hayırlı ola­nı, şu önce selâm veren­dir.”

     3-) Düşmanlığa yol açacak, dargınlığa sebebiyet verecek, kalp kıracak her türlü davranış haramdır: Müminin, mümine karşı kötü düşüncesi alay, zu­lüm, hakaret, haksızlık, hile, yalan, zarar-ziyan v.b... Bunları hem Allah’ın kitabı olan Kur’an-ı Kerim, hem de Hz Peygamber (SAV)’in sünneti, kesin olarak yasaklamış­tır."

     Bahsimize konu teşkil eden Hadis-i Şerifin son cümlesi, bü­tün bu yasakları özetlemiştir:

     “Müslüman’ın her şeyi: kanı, ırzı ve malı haramdır.”

     Müslümanların kardeş ola­rak yaşayabilmeleri, ancak hela­li helal, haramı haram bilip, birbirlerinin haklarına saygılı olma­ları ve birbirlerine karşı olan in­sani vazifelerini yerine getirmeleriyle mümkündür. Bu ise her ferdin, İslam’ın çizdiği yolda yü­rüyüp, ruhen yücelmesiyle olur.

     Kur’an-ı Kerim’in:

 

كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّهِ:

 

     “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız.”   (ÂLİ – İMRAN SURESİ – 110. AYET)

     Diye övdüğü Müslümanlar, bu yüce hasletleriyle cihana örnek olmuşlar ve pek az zaman içinde ülkeler fet­hederek, maddi manevi başarı­ya ulaşmışlardır.

 

 

KAYNAK : DİYANET AYLIK DERGİ    NİSAN - 1993

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Saat