• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam314
Toplam Ziyaret5103780
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

Berat Gecesi- Ali Bulaç

Berat gecesi -  ALİ   BULAÇ

Zaman , 26.09.2005


Berat gecesi (1) 

Her sene "Kandil Geceleri" adı altında "kutsal veya mübarek" olarak ilan ettiğimiz geceleri kutluyoruz. (Rebiyülevvel'in 12. günü Mevlid Kandili, Receb'in ilk cuması Regaib Kandili, Receb'in 27. günü Mi'rac Kandili, Şaban'ın 15. günü Berat Kandili ve Ramazan'ın 27. gecesi Kadir Gecesi.) Geçen hafta da Berat Kandili'ni kutladık.

Bu gecelerin Kur'an, Sünnet ve tarih açısından değerlerini ele almak gerekir. Bugün Berat Kandili'ni ele alalım. Bu gecenin "kutsal/mübarek" olduğunu iddia edenler, 44/Duhân Sûresi'nin 3. ayetini delil olarak gösteriyorlar: "Gerçekten Biz onu mübârek bir gecede indirdik"...

Taberi'nin yer verdiği bilgiye göre, ilk müfessir sahabelerden İkrime, bu gecenin Şaban ayının 15. gecesine tesadüf eden Berat Gecesi olduğunu söylemiştir. Buna kail olan bazı müfessirler de Kur'an-ı Kerim'in, Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına bu gece topluca indirildiğini (inzal), Kadir Gecesi'nde ise parça inmeye başladığını (tenzil) öne sürmüşlerdir.

İkrime'den böyle bir görüş nakledilmişse de Kur'an'ın Ramazan ayında inmeye başladığı ayetle sabittir: "Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'ân onda indirilmiştir." (2/Bakara, 185) Kur'an'ın Ramazan'daki Kadir Gecesi'nde indirildiği yine ayetle açıkça bildirilmektedir: "Gerçek şu ki, Biz onu Kadir Gecesi'nde indirdik." (97/Kadir, 1)

Bunu destekleyen bir hadis de şudur: "İbrahim'in sahifeleri Ramazan'ın ilk, Tevrat altıncı, Zebur on ikinci, İncil on sekizinci gecesi indirildi. Kur'an ise Ramazan'ın yirmi dördüncü gecesinden sonraki gece indirildi." (Müsned, IV, 107)

Bir başka önemli husus, Kadir Sûresi'nde Kadir Gecesi'nden bahseden ayetler ile bu ayet (44/Duhân, 3) arasındaki uygunluk ve anlam birliğidir. Cenab-ı Hak, bu geceyi kastederek "Her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir." buyurur; Kadir Sûresi'nde de "(Melekler) Rablerinin izniyle her bir iş için inerler." (Kadir, 4) buyurulur. Yine bu ayette, "Rabbinden bir rahmet olarak" denirken, Kadir Sûresi'nde "Fecrin çıktığına kadar bir esenliktir (selam)." (97/Kadir, 5) buyurulmaktadır.

Bu üç önemli husus Kur'an'ın Şaban'ın 15. gecesinde değil, Ramazan'daki Kadir Gecesi'nde indirildiğini açıkça göstermektedir. Şu halde Zemahşeri ve başkalarının -Elmalılı da buna kaildir- "Kur'an'ın Levh-i Mahfuz'dan yazılmaya başlanması Berat Gecesi'ndedir, yazma işi Kadir Gecesi'nde biter." şeklindeki iddialarının ikna edici bir temeli yoktur. Bundan hareketle Kadı Ebu Bekr ibn. Arabi, "Kim Kur'an'ın (Kadir Gecesi'nden) başka bir zamanda indiğini iddia edecek olursa, Allah'a karşı büyük bir iftirada bulunmuş olur. Şaban'ın ortası (gece) ile ilgili ne faziletine dair ne de o gecede ecellerin yazıldığına dair dayanak teşkil edecek bir hadis vardır. Bu tür rivayetlere iltifat ve itibar edilmez." demiştir. Razi de bu ayette geçen "mübarek gece"nin Şaban'ın ortasındaki gece olduğunu sanmadığını söylemektedir. Kur'an ve Kur'an'ın inişiyle ilgili durum bu merkezde iken, Müslümanlar arasında büyük rağbet gören Berat Gecesi'nin önemi nereden gelmektedir?

Berat kelimesi, Arapça "berâet" kelimesinden türeme olup borçtan, suçtan, cezadan, hastalıktan kurtulmak; iyileşmek; uzaklaşmak; temizlenmek anlamlarına gelen Türkçe bir kelimedir. Kelimenin kök anlamı, "kurtulmak, iyileşmek"tir. Ayrıca, "yazı, belge" anlamında da kullanılmıştır. Daha geniş anlamda berâet, "günahlardan, kötülüklerden arınmak; temize çıkmak, İlâhî af ve rahmete erişmek" demektir. Bundan başka Berat Gecesi şu isimleri de almıştır: "Şaban'ın yarısı gecesi (Leyletü nısfi Şa'bân), Mübarek gece (Leyle-i mübareke), Rahmet gecesi (Leyle-i rahme), Vesika gecesi (Leyle-i sakk), Belge, ferman gecesi (Leyle-i berat, Leyle-i ferman)". Gecenin hadisler açısından bir kritiğini yapmak ve ona yüklenen anlamların hadisler tarafından desteklenip desteklenmediğine bakmak gerekir.

 

Berat gecesi (2)

Geçen yazımızda Berat Gecesi’nin Kur’an açısından bir kritiğini yapmış ve bu gecenin 44/Duhan, 3. ayette geçen “mübarek gece” olmadığını göstermeye çalışmıştık. Bugün konuyu hadisler açısından ele alacağız.

Bu gecenin mübarek olma vasfıyla ilgili rivayet edilen hadisler vardır. Bunların bir kısmı “zayıf” olup kitabına alanlar tarafından güvenilir kabul edilmemişlerdir. İbn Mace ve Tirmizi’nin kitaplarına aldıkları iki hadis şöyledir:

1) “Şaban ayının yarısı olunca gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçirin. Allah, güneş batınca (rahmetiyle) dünya göğüne (semasına) tecelli eder ve şöyle der: ‘Benden af dileyen yok mu, affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Şifa isteyen yok mu, şifa vereyim.’ Bu, böylece ‘var mı, var mı..” diye şafak sökünceye kadar sürer.” (İbn Mâce, İkâmetu’s-salât, 191; Beyhaki, Şuu’bu’l-iman, III, 359) 2) “Allah, Şaban ayının on beşinci gecesi, dünya göğüne tecelli eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok kulunu affeder.” (Tirmizî, Savm, 39)

Kurtubi, İbn Mace’nin hadisindeki sened zincirinde yer alan Ebu Bekr b. Abdullah b. Ebi Sabre’nin “hadis uydurmakla” itham edildiğini söyler. Tirmizi de, kitabına aldığı bu hadisin “zayıf” olduğunu söylemiştir. Ancak Müslim’in “Sahih”inde yer verdiği bir hadis vardır. Hadis şöyledir: Hz. Aişe, Hz. Peygamber (sas)’in bu gece (Şaban’ın 15. gecesi) Baki Mezarlığı’nı ziyaret ettiğini söyler: “-Ey Aişe, sen gördüğünde bana Cebrail geldi ve seslendi. Ben onu senden gizledim. Ona cevap verdim. O, sen elbiseni çıkardığın için yanına girmiyordu. Uyuduğunu sandım, seni uyandırmayı doğru bulmadım, heyecana kapılmandan korktum. Cibril bana dedi ki; “Rabbin senin Baki Mezarlığı’na gitmeni ve onlar (orada yatanlar) için bağışlanma istemeni emrediyor.” Ben; “Onlar için nasıl dua edeyim?” deyince, buyurdu ki; “Şöyle (dua et): Mü’min ve müslimler diyarının insanları! Size selam olsun. Allah bizden önce gidenlere ve bizden sonrakilere merhamet etsin. İnşallah yakında biz de sizlere kavuşacağız.” (Müslim, Cenaiz, 103) Nesai’de Hz. Aişe’nin Peygamberimiz’i gölge gibi izlediği, ondan önce gelip yatağa girdiği, hızlı nefes alışverişinden dolayı kendini ele verdiği, bundan sonra Şaban ayının bu gecesiyle ilgili olayın aynı cümlelerle nakledildiği belirtilir. (Nesai, Emri bi’l-İstiğfar li’l-Mü’minin, 103) Yine Hz. Aişe’den gelen bir rivayette şöyle denmektedir: “Allah’ın Elçisi’nin Şaban ayındaki kadar oruçlu olduğu bir ay görmedim.” (Müslim, Sıyam, 175) Hz. Peygamber (sas), bir kişiye “Sen bu ayın ortalarında oruç tuttun mu?” diye sordu. O kişi, “Hayır, tutmadım.” deyince, Hz. Peygamber, şöyle buyurdu: “Öyleyse, Ramazan’dan çıkıp iftar ettiğinde (bayramdan sonra), o tutmadığın oruç yerine, iki gün oruç tut.” (Müslim, Sıyâm, 200) Ahmet ibn Hanbel’in yer verdiği bir rivayete göre, Şaban’ın 15. gecesi “Allah bütün Müslümanları bağışlar. Yalnız kâhin, büyücü, çok kin tutan, içkiye düşkün olan, anne ve babasıyla ilişkisini kesen ve zina düşkünü kimseler hariç.” (Müsned, II, 176)

Bu rivayetlerden Şaban ayına özel bir önemin verildiği anlaşılmaktadır. Bu gece tövbe istiğfar edilmesi, namaz kılınması, Kur’an okunması hiç kuşkusuz güzel davranışlardır. Kabir ziyaretine gitmek, ölülere dua okumak da bu günün anlamıyla uygunluk arz eder ve sevaptır. Ancak yine de Şaban’ın 15. gecesinde Allah’ın varlık âlemi veya dünya ile ilgili bir yıllık işleri meleklere havale edip sanki bir kenara çekildiği hakkındaki rivayetler güvenilir değildir. Bu gecenin kutlanması ile ilgili âdet de ne sağlam bir hadise ne bir sahabi sözüne dayanır. Yine bu geceye özgü ibadetler ihdas etmek, özel seremoniler ve kutlamalar çıkarmak ve bunları her sene dinin bir emri veya Peygamber sünnetinin ihyasıymış gibi tekrar etmek doğru değildir, dinde bid’at icat etmek anlamına gelir. Meselenin bir de tarih ve âdetler yönü vardır. Son yazımız bu konuyla ilgili olsun.

Kandiller ve tarih                                                        Zaman , 27.09.2005

 

Yuakrıdaki yazılarımızda Berat Gecesi’nin Kur’an-ı Kerim ve hadisler açısından bir kritiğini yaptık.

Benzer bir kritik diğer dört gece (Mevlid, Regaib, Mi’rac ve Kadir Gecesi) için de yapılmalıdır ve esasında dikkatli bir çalışma yapıldığında, özellikle Türkiye’de her sene artık “dinin kesin bir emri, fıkhi bir vecibeymiş” gibi kutladığımız özel gecelerin aslında hem İslam’ın iki ana kaynağı (Kur’an ve sünnet) tarafından “kutsal” ilan edilmedikleri, “Kur’an’ın kendisinde indirildiği, bin aydan daha hayırlı ve meleklerle ruhun onda Rablerinin izniyle her bir iş için indiği” (97/Kadir, 1-4) ve bu özelliğiyle “mübarek/kutlu” olarak nitelendirilen (44/Duhan, 3) Kadir Gecesi’nin “mübarek” oluşunun diğer dinlerdeki “kutsallık telakkisi”nden çok farklı olduğunu görmüş olacağız.

Açık ki, dinde aşırıya gitmek makbul bir tutum değildir. Her şeyi, kendi tabii sınırları içinde ele almak, ne fazla ne eksik, Kur’an ve onun tebliğcisi Hz. Peygamber (sas) tarafından nasıl tebliğ edilip öğretilmişse, o kadarıyla almak gereklidir. Aksi halde kendimiz kendi ellerimizle dine müdahalede bulunmuş, işimize geldiği veya hoşumuza gittiği gibi dinde bazı ilave veya eksiltmelerde bulunmuş oluruz. Bizden önceki din mensupları da -ya kasıtlı veya iyi niyetle, ama- tam da bu şekilde dinlerini değiştirmişlerdi.

Bazı bilginlerin muhtemelen iyi niyetle zamanlarına ait bir maslahat gözeterek, ancak yeterince tahkik etmeden adına “kandil geceleri” denen gün ve gecelerle ilgili söyledikleri muhakkik âlimler tarafından eleştirilmiştir. Mesela İmam Gazali’nin “İhyau Ulûmu’d-Dîn” adlı değerli eserine aldığı rivayet ve nakiller bu türdendir. Gazali’nin “Bu gece her rekatta Fatiha’dan sonra 11 İhlas okunmak suretiyle kılınacak yüz rekat veya her rekatinde Fatiha’dan sonra 100 İhlas okunan 10 rekat namazın çok sevap olduğuna dair naklettiği rivayet” (İhya, I, 555 vd.) Zeynuddin el Iraki ve İmam Nevevi gibi âlimler tarafından uydurma olarak nitelendirilmiştir. Mevzu hadisler konusunda çalışması olan Aliyyu’l-Kari de, bu rivayetin uydurma olduğunu belirttikten sonra, Berat Gecesi namazının miladi 1010 (H. 400) yılından sonra Kudüs’te ortaya çıktığını söylemektedir.

Araştırmalar, kandil gecelerinin sonraki dönemlerde ihdas edildiğini ortaya koyuyor. Miladi IX. (H. III) yüzyılda yaşayan Fakihi, Mekke’de halkın Berat Gecesi’ni Mescid-i Haram’da namaz kılmak, Ka’be’yi tavaf etmek ve Kur’an okumak suretiyle ihya ettiğini söyler. XI. yüzyıldan itibaren Şam’da Emeviler Camii’nde Berat Gecesi’nde kandiller yakılmış, bid’at nitelendirilmesine rağmen bu âdet devam ettirilmiştir. İbn Kesir, “Halka Berat Gecesi’nde ilk tatlı dağıtan kişi Selçuklu veziri Fahrulmülk’tür.” der.

Osmanlılarda II. Selim döneminde (1566-1574), camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakıldığı için bu gecelere (Mevlid, Regaib, Mi’rac, Berat, Kadir) “kandil geceleri” denilmiştir. (Nebi Bozkurt, Kandil md.; Halit Ünal Berat Gecesi md. DYA) Yukarıda değinildiği üzere bu gecelerde namaz kılınması, Kur’an okunması, dua ile Allah’tan af ve bağışlanma istenmesi, İslami bilginin artırılması amacıyla sohbet toplantılarının düzenlenmesi kuşkusuz güzeldir. Şaban’ın 15. gecesiyle ilgili Müslim’de yer alan Hz. Aişe’nin hadisi bu gibi tutum ve davranışları teşvik eder.

Ancak bu çerçeveyi aşan kutlama ve seremonilerin sakıncaları da yok değildir. Dinin, yılın belli başlı birkaç gecesine hasredilmesi; modern toplumdaki tüketime ve pagan seremonilere hizmet etmek üzere icat edilen günlere veya Yahudilik ve Hıristiyanlıktaki bazı gün ve özel kutlamalara nazire olsun diye İslam’da olmayan âdetlerin ihdas edilmesi; dinin bu gecelerde şekilden ibaret ritüellere dönüştürülmesi sağlıklı bir tutum değildir. Bazı zamanlara, gün ve gecelere Kur’an’ın ve Peygamber’in atfetmediği kutsallıklar atfetmek de dinin tasvip ettiği bir usul ve tutum değildir.

 

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Saat