• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam480
Toplam Ziyaret5103946
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

Ölüme Hazırlanmak ve Hayatı Anlamak

HAYATI ANLAMAK VE ÖLÜME HAZIRLANMAK

 

AYET : MÜLK SURESİ – 2. AYET

 

الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ:

 

          MEALİ :

 

     “O, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, azizdir, ğafurdur.”   (MÜLK SURESİ – 2. AYET)

 

     Yüce Allah, yarattığı bütün canlılara bir ömür tayin etmiştir. Buna göre yaşayan her canlı, kendisi için takdir edilen zaman dilimini tamamladıktan sonra ölecektir. Kur’an-ı Kerim’de bütün canlıların ölümü tadacağı, herkesin öleceği, hiçbir beşere ebedîlik verilmediği ve yeryüzünde bulunan bütün canlıların yok olacağı ifade edilmektedir. Yine dünya hayatının geçiciliği, bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğu ve dünyanın sadece aldatıcı bir geçinmeden ibaret bulunduğu sıklıkla vurgulanmaktadır. Bütün bunlardan da anlaşılacağı gibi, insanoğlu yapısı gereği sonsuzluğu arzulasa da, “ölümsüzlük” hiç bir canlı için mümkün değildir. Bâkî, ölümsüz olan yalnızca Yüce Allah’tır. Kuşkusuz, canlılar arasında müstesna bir yeri olan ve yeryüzünün halifesi olarak yaratılan insan, gayesiz ve başıboş olarak yaratılmamıştır. İnsan, kendisine bahşedilen hayatı gelişi güzel yaşayıp sonra da yok olacak bir varlık değildir. Çevremize şöyle bir göz attığımızda, dünyadaki her şeyin, doğrudan veya dolaylı olarak insanın faydasına sunulmuş olduğunu görürüz. Başka bir ifadeyle, Yüce Allah kâinattaki her şeyi insanın hizmetine vermiştir. Buna mukabil, insanoğlundan kendisini tanımasını, gösterdiği çizgide bir hayat sürmesini ve kendisine kulluk etmesini istemiştir:

 

وَمَاخَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ:

 

     “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” 

(ZARİYAT SURESİ – 56. AYET)

 

الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ:

 

     “O, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır.”   

   (MÜLK SURESİ – 2. AYET)

     İlâhî buyrukları bu gerçeğin ifadesidir. Hayat anlamsız bir var oluş olmadığı gibi, ölüm de sonu hiç olan bir yok oluş değildir. Aksine hayat, bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığını bulacağımız, ebedî varlık sahasına geçişi sağlayan bir dönüm noktasıdır. Buna göre, Müslüman hayat sermayesinin kıymetini iyi bilmek ve kendisine verilen ömrü en iyi şekilde değerlendirmek durumundadır. Zira ne zaman ve nerede geleceği belli olmayan ölümün:

 

وَمَا تَدْرِي نَفْسٌ مَّاذَا تَكْسِبُ غَداًوَمَا تَدْرِي نَفْسٌ بِأَيِّ أَرْضٍ تَمُوتُ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ:

 

     “Hiç bir nefis nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır.”  (LOKMAN SURESİ – 34. AYET)

     Gelip çatmasından sonra yapılacak bir şey kalmayacaktır. Yüce Allah kullarını uyararak bu gerçeği şöyle ifade etmiştir:

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَمَن يَفْعَلْ

ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ:وَأَنفِقُوا مِن مَّا رَزَقْنَاكُم مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِيَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَا أَخَّرْتَنِي إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ فَأَصَّدَّقَ وَأَكُن مِّنَ الصَّالِحِينَ:وَلَن يُؤَخِّرَ اللَّهُ نَفْساً إِذَا جَاء أَجَلُهَا وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ:

 

     9-) “Ey inananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın; böyle olanlar hüsrana uğrayanlardır.”

   10-)  “Birinize ölüm gelip de; ‘Rabbim beni yakın bir süreye kadar ertelesen de, sadaka versem, iyilerden olsam’ diyeceği zaman gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan sarf edin.”

    11-) “Bir canın eceli gelip çatınca, Allah onu asla geri bırakmaz; Allah işlediklerinizden haberdardır.”  (MÜNAFİKÛN SURESİ – 9/11. AYETLER)

     Evet, hayat çizgisi her zaman aynı doğrultuda devam etmez. Ancak, hayatın zikzaklarına ve yoğun meşguliyetlerine rağmen, kulluk bilincini kaybetmeyen müminlerden Yüce Allah övgüyle bahseder:

 

فِي بُيُوتٍ أَذِنَ اللَّهُ أَن تُرْفَعَ وَيُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ يُسَبِّحُ لَهُ فِيهَا بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ:رِجَالٌ لَّا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءالزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْماً تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ:

 

     36-) “Allah’ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde, insanlar sabah akşam O’nu tesbih ederler.”

    37-) “Bunları, ne ticaret ve ne de alışveriş Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyar. Bunlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.”  (NÛR SURESİ – 36/37. AYETLER)

     Ümmetini her vesileyle faydalı işlere yönlendiren ve ahirete hazırlık yapmalarını teşvik ve tavsiye eden Hz. Peygamber (SAV)’’in:

     “Meşgul edilmeden önce sâlih amellere koşun.” hadisi bu bağlamda önemli bir uyarı niteliği taşımaktadır. Unutmamak gerekir ki, kişi bu dünyada yapmış olduğu en küçük bir iyiliğin mükâfatını da, en küçük bir kötülüğün cezasını da görecektir. Buna göre, hayatın verimli kılınması, ibadetler ve yararlı hizmetlerle dolu bir hale getirilmesi kaçınılmaz bir zorunluluk arz etmektedir. Nitekim Yüce Allah insanlığı bu konuda uyarmış ve şöyle buyurmuştur:

 

وَالْعَصْرِ:إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ:إِلَّا الَّذِينَ آمَنُواوَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ:

 

     “Asra yemin olsun ki, insan hiç şüphesiz hüsran içindedir. Ancak iman edenler, yararlı iş işleyenler, birbirlerine gerçeği tavsiye edenler ve sabırlı olmayı tavsiye edenler bunun dışındadır.”  (ASR SURESİ – 1/3. AYETLER)

     Buna göre, kurtuluşa ermenin ilk şartı, iman etmektedir. Ardından da sâlih ameller, hakkı ve sabrı tavsiye gibi bireysel ve toplumsal dayanışmayı sağlayan diğer temel görevler gelmektedir. Sâlih ameller, başta Allah’ın farz kıldığı ibadetler olmak üzere, dinimizin tavsiye ettiği bütün güzel söz ve iyi davranışlardır. Buna göre namaz, oruç, hac, zekât gibi farzların yanında; yetimleri, yoksulları görüp gözetmek, insanları affetmek, toplum için yararlı olan şeyleri yapmak, komşularla iyi ilişkiler içinde bulunmak, hatta insanlara karşı güler yüzlü olmak da sâlih amellerdendir. Yine bu doğrultudaki bir ayette şöyle buyrulur:

 

وَسَارِعُواْ إِلَى مَغْفِرَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَاالسَّمَاوَاتُ وَالأَرْضُ أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ:الَّذِينَ يُنفِقُونَ فِي السَّرَّاء وَالضَّرَّاء وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ:وَالَّذِينَ إِذَافَعَلُواْ فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُواْ أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُواْ اللّهَ فَاسْتَغْفَرُواْلِذُنُوبِهِمْ وَمَن يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّهُ وَلَمْ يُصِرُّواْ عَلَىمَا فَعَلُواْ وَهُمْ يَعْلَمُونَ:أُوْلَـئِكَ جَزَآؤُهُم مَّغْفِرَةٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَنِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ:

 

133-)  “Rabbinizin mağfiretine ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun.”

134-) “Onlar bollukta ve darlıkta sarf ederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever.”

135-) “Yine onlar, çirkin bir şey yaptıkları yahut nefislerine zulmettiklerinde Allah’ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah’tan başka kim bağışlar? Ve onlar, bile bile işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmezler.”

136-) “İşte onların mükâfatı, Rablerinden bağışlanma ve içinden ırmaklar akan cennetlerdir ki, orada ebedî kalacaklardır. (Allah yolunda) çalışanların mükâfatı ne güzeldir.”  (ALİ-İMRAN SURESİ – 133/136. AYETLER)

     Hz. Peygamber (SAV) de:“Yarım hurma (tasadduk etmek sureti) ile de olsa, cehennemden korunmaya çalışınız.” buyurmuşlar, bu sözleriyle çoğumuzun küçümseyeceği en küçük bir iyiliğin bile, müminin kurtuluşuna vesile olabileceğini ifade etmişlerdir.

     Ümmetine her konuda olduğu gibi, ibadet hayatında da örnek olan Hz. Peygamber (SAV), günah işlemekten korunmuş olduğu halde, bazen ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi. Bir defasında, Hz. Aişe (RA): “Ey Allah’ın Resûlü! Allah senin gelmiş geçmiş bütün günahlarını bağışladığı halde yine bunu yapıyor musun?”diye sormuş, O da şöyle cevap vermiştir:“Ey Aişe! Şükreden bir kul olmayayım mı?” Ancak, O’nun ibadet hayatındaki önemli bir nokta, ibadetlerinde fıtratı zorlamamasıdır. O hem düzenli olarak ibadet etmiş, hem de ferdî, ailevî ve içtimaî sorumluluklarını yerine getirmiştir. Kendilerini ibadete verip ailelerini ve topluma karşı olan görevlerini ihmal edenleri de uyarmıştır. Müminlerin de ibadet hayatında ve sosyal ilişkilerinde Hz. peygamberi örnek almaları gerekir. Allah Resûlü’nün hayatındaki önemli bir ilke de bütün sıkıntı ve zorluklara rağmen, güzel ahlâk ve âhiret şuurunu ön planda tutmasıdır. O daima Rabbinin emir ve yasaklarını gözetmiş ve “Beni, Hûd ve Vâkıa sureleri ihtiyarlattı.” buyurmuştur. Kendisine gelerek:“Ey Allah’ın Resûlü! İslam’a dair bana bir söz söyle ki, o hususta sizden başka hiç kimseye sorma ihtiyacım kalmasın.” deyince, “Allah’a inandım de sonra da dosdoğru ol!”  buyurmuşlardır.

     Sonuç olarak şunu ifade etmek istiyoruz: İnsan bu dünyaya Allah’ı tanımak ve O’na ibadet etmek için gönderilmiştir. Dünyada iken yaptıklarının karşılığını mutlaka görecektir. Buna göre insan, hayatı boyunca istikamet (Allah’ın emir ve yasaklarına uyma) üzere olmak, ölmeden önce ahiret hazırlığını en iyi şekilde yapmak ve eli boş olarak Rabbinin huzuruna çıkmamanın yollarını bulmak zorundadır.

     Gerçek şu ki:

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْنَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ:

 

     “Ey inananlar! Allah’tan sakının; herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan sakının, çünkü Allah işlediklerinizden haberdardır.”  (HAŞR SURESİ -  18. AYET)

     Ayetini kendisine rehber edinenler, âhirette kazançlı çıkacaklardır.

 

KAYNAK : DİYANET AYLIK DERGİ

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Saat