• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam351
Toplam Ziyaret5103817
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

Kitaplara İman

KİTAPLARA İMAN
 

KİTABIN HAYATIMIZDAKİ YERİ

Kur�an�ın ilk emri �oku!�dur. Vahiy oku diyerek başlıyor.  Oku emrine, okuma yazma bilmeyen bir Peygamber muhatap oluyor. Peygamberimizin elinde henüz bir kitap da olmadığına göre ne okuyacak?

1-Bundan sonra vahyedilecek kitabı,

 2-Kainat kitabını

Peki, okuma yazma bilmeyen bir Peygamber nasıl okuyacak?

-Düşünmek, yaratılışın hikmetini anlamak, ibret nazarı ile kainat kitabını gözden geçirerek tefekkür etmek de bir nevi okuma sayılır. Bu anlamda en mükemmel okumayı da hiç şüphesiz Peygamberimiz yapmıştır.

Allah kitaplı bir toplum öngörmüştür. İnsanlığın atası, ilk peygamber Adem Babamıza 10 sahife gönderilmiştir. Ardından Şit( a.s) 50, İdris( a.s) 30 ve İbrahim(a.s)�a 10 sahife gönderilmiştir. İlk dönem sahifeler halinde gelen vahiy daha sonra büyük kitaplar halinde gelmeye başlamıştır:

Hz Musa(a.s)�a Tevrat,

Hz Davut (a.s)�a Zebur

Hz İsa (a.s)�a İncil,

Hz Muhammed (s.a.s)�e  Kur�an-ı Kerim gönderilmiştir.

Tevrat,Zebur ve İncil tahrif edilmiş bir halde halen elde mevcuttur. The Bible (Kitab-ı mukaddes) olarak adlandırılan bu kitaplar iki bölümden oluşur. İlk bölüm, Ahd-i Atik(Tevrat ve Zebur),ikinci bölüm ise Ahd-i Cedid( İncil ve daha sonra gelen mektuplar) dan oluşur.

Allah her topluma Peygamber göndermiştir. Hintlilerce kutsal sayılan Vedalar ve Upanişatlarda anlam yönünde ayete benzeyen bazı ifadelere rastlanılmasında şaşılacak bir durum yoktur. Muhtemelen Peygamberlerin öğretileri dilden dile dolaşırken söz konusu kitapların yazıldığı sırada kayıtlara da geçmiş olmalıdır.

�Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.� �Söz uçar yazı kalır.� denilir.  Bu anlayıştan hareketle tarih boyu insanlar, tarihlerini, elde ettikleri bilgi, bulgu ve tecrübelerini kaydetmek için çeşitli yollar aramışlar, ilk çağlarda çeşitli şekil ve figürleri taşlara işlemişler, daha sonraları yazının icadı ile kitaplar yazılmaya başlanmıştır. Tarih kitaplarında yazının ilk defa M.Ö 3500. yıllarda Sümerler tarafından bulunduğu belirtilmektedir. O zamandan bu güne kadar milyonlarca kitap yazılmış, matbaanın icadı ile de kitap yazımı ve basımı işi kolaylaşmış ve hızla yayılmaya başlanmıştır. Daha önce el yazması kitapları sadece belli kimseler elde edebilirken matbaanın icadı, kitap basım işinin maliyetinin düşmesi ile isteyen her kes kitaba ulaşır hale gelmiştir.

Akıllı insan kendi aklı ile birlikte başkalarının aklından da yararlanan kimsedir. �Denenmişler denenmez.� İnsanlığın büyük bedel ödeyerek elde ettiği tecrübeyi yeniden denemek akıl karı değildir. Bu sebeple geçmiş toplumların tecrübelerinden yararlanarak geleceğe daha donanımlı bir şekilde yürümek gerekir. Bunun için de yararlı olan en azından işimiz ve mesleğimizle ilgili kitapları okumamız, okuyan bir fert ve okuyan bir toplum olmamız gerekiyor.

Bilim ve teknolojide, şiir ve edebiyatta, sanat ve zanaatta özetle kültür ve medeniyette gelişmiş olan toplumlar, gelişmişliklerini çok okumaları ve düzenli çalışmaları sayesinde elde etmişlerdir. 

Üzülerek ifade edelim ki  millet olarak  okumayla aramızın fazla iyi olduğu söylenemez. 72 milyonluk bir ülkede gazetelerin toplan trajının  bir buçuk milyonu bulmamasından, yeni basılan bir kitabın bir seferlik baskısının 5.000 yada 10.000 olmasından pekala anlayabiliyoruz.

Türkiye�nin kültürel seviyesinin, AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında oldukça gerilerde olduğu görülür. Almanya�da 11 bin 332, İngiltere�de 4 bin 937, İspanya�da 5 bin 209 ve Fransa�da 4 bin halk kütüphanesi bulunuyorken, Türkiye�de bu sayı yalnızca bin 435. Bu kütüphanelerden yaklaşık 256�sı personel olmadığı gerekçesiyle kapalı tutulurken diğerlerinin birçoğunda uzman personel sıkıntısı yaşanıyor. Türkiye, kütüphanelerde çalışan uzman personel bakımından da AB ülkelerine oranla oldukça gerilerde bulunuyor. İngiltere�de halkın yarısı kütüphaneye üye iken Türkiye�de bu rakam sadece yüzde 6�da kalıyor. Yapılan bir başka araştırmaya göre, Türkiye�de okuma alışkanlığı kazandırması gereken öğretmenlerin bile okuma alışkanlığına sahip olmadığı anlaşılıyor.

Türkiye�de 5 kişiye 1 kitap düşüyor!  Almanya�da halk kütüphanelerinde toplam 104 milyon kitap  bulunurken Türkiye�deki kütüphanelerde toplam 13 milyon kitap  mevcuttur. Yine Almanya�da halk kütüphanesi başına düşen kitap sayısı 25 bin iken Türkiye�de bu sayı 6.000�dir. AB ortalaması ise 16.000. Almanya�da kişi başına 1.3 kitap düşerken Türkiye�de 5 kişiye 1 kitap düşüyor. AB ortalamasına ise kişi başına 3 kitap düşüyor. Yapılan bir araştırmada ülkemizde kahvehanelerin  okul sayısını üçe katladığı ortaya çıkmıştır. Türkiye�de 42 bin 268 ilk ve ortaöğretim kurumuna karşılık, (Ayrıca, 11 bin civarında da okul öncesi kurum da bulunuyor) kahvehane sayısı 123 bin 659, meyhane sayısı ise 16 bin 426�dır.

Lise öğrencileri, ders dışında pek kitap okumuyorlar çünkü kendileri için hayati bir önemi haiz olan ÖSS ye çalışıyorlar. Üniversite gençliği de pek okumuyor. Bu durumda;

1-Diplomalı cahiller yetişiyor.

2-Mesleğini okuduğu okuldan biraz bilen, mesleği dışındaki konularda tamamen cahil meslek erbabı yetişiyor.

3-Beyin, bilgi ile donanmayınca, onun yerini dedikodular, kuruntular, vehimler, korkular, tahminler, önyargılar dolduruyor.

4-Eğitimsiz bir insanın günlük hayatta kullandığı kelime sayısı 500, eğitimli olduğu sanılanların ise 1000 kelimeden ibaret kalıyor.

5-Okumayan kimselerin hayal dünyası  dar oluyor, bu da onun hem başarısını hem de kazancını sınırlıyor.

6-Bilinçsizlik yanlış yaşam tarzlarına yönelmeye ve zararlı alışkanlıkların edinilmesine  yol açıyor. Bu da yaşam kalitesini düşürüyor.

7-Bilinçsizce yaşam tarzı sebebiyle, kah sağlığımızı bozuyoruz, kah işimizde önlenemez zararlarla karşılaşıyoruz. Bütün bunlar cebimize ve bütçemize dokunuyor.

8-Bilinçsizlik insani ilişkilerimizi de etkiliyor. Kimisi ile küsüyoruz, kimisi ile kavda ediyoruz, yaralanmalar ve cinayetle sonuçlanan hadiselerle karşılaşıyoruz.

9-Kitabi bilgi ile donanmayan zihinler, kaynağı ve aslı belirsiz rivayet kültürü ve hurafelerle doluyor.

10-Bireylerin iradesini ve kararlarını bilgi donanımlı beyinler yönetmeyince, iç güdüler iradeye ve kararlara hükmetmeye başlıyor, bu da tehlikeli sonuçlara yol açıyor.

Bu sebeple cehaletin karanlığından ve bilinçsizliğin tehlikelerinden korunmak için okuyan bir birey olmamız ve okuyan bir nesil yetiştirmemiz gerekiyor.

Kitap okuma faaliyetinden azami bir fayda elde edebilmek için okuyucunun, bilinçli bir okuma yapması, hangi kitabı niçin okuması gerektiğini iyi bilmesi gerekiyor.

İlim ilim bilmektir.

İlim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsen

Ya nice okumaktır. 

Okumaktan murat ne

Kişi Hakkı bilmektir.

Çün okudun bilmezsin

Ha bir kuru emektir.

            Demek ki, okumaktan maksat, hayatı yaratılış gayesine göre bilgili ve bilinçli bir şekilde yaşamaktır.  Yaşanmayan bilgi yükten başka bir şey değildir. Günümüzde nitelikli suçlar ve nitelikli dolandırıcılıklar  niçin okuduğunu ve neyi okuması gerektiğini bilmeyen yüksek diplomalılar arasından çıkıyor. Böyleleri için Kur�an-ı Kerim, �Kitap yüklü merkepler�(Cuma,5) benzetmesini kullanıyor.

            1-Bilinçli bir okuma, insanı olgunlaştırır ve geliştirir.

            2-Bilinçli bir okuma, insanın bilgi ve görgüsünü artırır, yaşam kalitesini yükseltir.

            3-Bilinçli bir okuma, insanı aydınlatır, hayatı kolaylaştırır, zorluklara karşı direnç ve güç sağlar.

            4-Bilinçli bir okuma, hayata anlam katar, insanın kendisini manen iyi hissetmesini ve mutlu olmasını sağlar.

5-Bilinçli bir okuma, insanı hem mesleğinde hem de toplumda ayrıcalıklı bir konuma yükseltir.

Zaten Allah da Kur�an-ı Kerim�de, �Deki hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?(Zümer,9) buyurarak, bilenin mutlak üstünlüğüne işaret ediyor.

Okuyarak aydınlanmış kimseler nerede olursa olsun hemen kendini belli ediyor zaten.

Kitap Okuma Takip Edilecek Usul:

1-İlköğretimde ve lise de yararlı her türlü kitap okunmalı ve kitap okuma alışkanlığı kazanılmalıdır.

2-Üniversitede,   meslekte uzmanlaşmak için daha  ziyade mesleğe yönelik kitaplar okunabilir.

3-İş hayatında ise meslekle ilgili her türlü yayının yanında, günlük hayatta karşılaştığımız sorunlar, tartışılan problemler ve ilgimizi çeken yayınlar da imkanlar ölçüsünde okunmalıdır. Buna göre;

Günlük bir gazete,

Haftada bir kitap,

Ayda bir dergi okuyan kimse �okur� kabul edilebilir.

Biz okumaya verdiğimiz önem dolayısı ile Kutlu Doğum Haftasında 1000 adet kitap dağıtacağız. Biz bunları sırf etkinlik olsun diye  değil, okunsun diye dağıtıyoruz. Lütfen okuyunuz. Hatta ailenizde okuma saatleriniz olsun. Haftada birkaç kez, ailece toplanarak bir konuyu okuyup yorumlayınız.  Böylece, bir süre sonra ufkunuzun genişlediğini, zihninizde yeni açılımların oluştuğunu, dünyaya, hayata, olaylara ve insanlara bakışınızın değiştiğini göreceksiniz.

(Mukadder Arif UÜKSEL/Divriği Müftüsü

(Merkez Kültür Camii,28.03.2008 Cuma)

  www.mukadderhoca.tr.gg

 

Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Saat