• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi15
Bugün Toplam618
Toplam Ziyaret5104084
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

Kadir Bilme Gecesi ve Bayram

KADİR BİLME GECESİ VE BAYRAM

Semra KÜRÜN

 

Kadir; değer, kıymet, değer bilir, kudretli, güçlü manalarına gelmektedir.

Kadir gecesi ise, takdir, tedbir gecesi manasınadır.

İşte bu kadir bilişten olsa gerek ki insanlık tarihinde çeşitli anma günleri vardır. Her millet kendine göre ayarladıkları bir mukaddesi tayin edip o günü kutlamaktadır. Örneğin, büyüttükleri, büyük gördükleri insanların doğum veya ölüm günleri, ya da yaptıkları fetih günlerini kurtuluş sembol edinmişlerdir.

Yarattığı insanoğlunu kendisinden daha iyi tanıyan yüce Allah, insanlığın bu ihtiyacını çeşitli şekillerde güzele yönlendirmiştir. İşte kadir gecesi Rahim Rabb’imizin bizzat kendisinin müslüman millete sunduğu bir günün gecesidir. Bu gecenin yüceliği bir kişinin doğuşundan değil, insanlara ebedi saadetin yolunu gösteren Kerim kitabımızın doğuş günüdür. Bunun için mübarek gecedir. Bu gece beşerin kutsallaştırdığı gün ve geceler gibi bir yerde donuklaştırılmamış, bilakis insan ömrünün ihtiyaç duyduğu her anında bulabileceği bir mukaddes  kitabı kendine vermiştir. Böyle olduğu içinde onu kutlamak isteyen her mümin için illa da şu gündür diye bir tesbite gidilmemiştir. Mümin mübarek kitabının inmeye başladığı zamanı Rahim duygularla kadir bilirlik hasletini yaşatsınlar diye onu bir noktada dondurulmamış, yılın her hangi bir gecesinde bulunabileceği ümidiyle yaşatır olmuştur.

 Bize kadar gelen rivayetlerden öyle anlıyoruz ki, müminlerin o anı tesbit edip kutlama ihtiyacını gidermek için o mübarek geceyi, mübarek bir ayda onun da son üçte birinde bulacağı ümidini vermektedir.

Bu gecenin “bin aydan” hayırlı oluşu, onun bu kadar bereketli bulunuşu insanoğlunun kurtuluşunun yolunu gösteren K. Kerimin inmeye başlamasındandır.

O halde daha Kur’an’ın inmeye başlaması yeryüzünü rahmete gark etmişse şimdi düşünelim; Kur’an bir bütün olarak elimizde değil mi? Onunla bütünleşmek onunla kemale ermek, onunla güzelleşmek, saadetin bin değil en bereketlisine kavuşmaktır.

Kur’an, Ramazan, Bayram bizi doğruda emin adımlarla yürütecek olan iman, bizim vahiyle belirlenmiş mukaddeslerimizdir.

Senenin her ayı, ayın her gecesi, müminin mukaddes her duygusu yılın her anında huzura şükre yönelebilir.

İşte kadir gecesini ihya ediş bu anlayış, bu şuur ile olmalıdır.

O halde ey İman edenler! Günah işlemekten uzaklaşarak temiz kalmaya, Kur’an ile yolumuzu aydınlatarak sarat-ı mustakimin bizi ulaştıracağı hedefe varmaya çalışalım.

Şimdi soruyoruz: Yüce İslam’ın emirlerini yaşayarak paklanmayı sadece özel günlerde mi hatırlayalım? Acaba böyle bir hatırlayış böyle bir anış bizi arzuladığımız hedefe kurtuluşa ulaştıracak mı ne dersiniz?

Öyleyse bizler bu günlerde bereket ummakla beraber, Allah7a yakın olmayı İslamın emirlerini yerine getirmeye bütün günlerimizde özen gösterirsek inşallah gani gani bereketlenmeyi hak ederiz.

Evet aylardan Ramazan, günlerden Cuma gibi zamanlar ilahi rahmet olarak beş vakit namaz güne taksim edilmiş. Her bu mübarek vakitlerde rahmet yenilenmektedir.

Evet müslüman İslamın, Kur’anın ehemmiyetini kavramaya çalışmadan cahiliyenin karanlığından kurtulup ilimle aydınlanmadan dini sadece belli gün ve gecelere tahsis ederek şuursuz kalabalıklar, gafletle geçen günlerini, ekran başında şeytani iğvalarla geçiren, gecelerinin kirlerini bekleyip bekleyip de bir seher vaktinde silmeye çalışmak kadir bilir bir mümine yakışmaz. Müslüman Rabb’inin rızasına karşı her zaman duyarlı olduğu içindir ki, her gecede ümit var kıldığı bu geceyi yakalamaya çalışıp istiğfarlarla onu kutlamaya çalışmalıdır.

Ramazanda, ramazanın son gecelerinde aramak ise daha başka neşeler, daha içtenlikli duygular sağladığı içinde güzellikleri sergiler. Ve ardında bayram neşesini ihya eder.ve;

BAYRAM

Ya Rab, şu muazzam bayram hürmetine

Kaldır aradan vahdete hail ne ise;

Ya Rab, şu asırlarca süren tefrikadan

Artık ezilip düşmesin ümmet yese

Madem ki verdin bize bir ruhu nevin

Ya Rab, daha bir nefha-i teyid insin

Bayram kutlu, sevinçli gündür. Seviniyoruz, çünkü diğer günlere nispeten Rabb’imizle daha bir içtenlikle beraber olduk. Bir ay boyunca Oruç, Teravih ve Kur’anla beraberliğimiz bizleri Rabb’imizin rızasına inşallah kavuşturmuş ümidiyle sevinçliyiz.

Senede iki defa müminlere mutlu bir nimet olarak lutfedilen bayram, cehalete karşı toplu direnişimizin, kötülüklere gücümüzce karşı koyuşumuzun ödülüdür.

Müminler dış düşmanlarını tanır hale gelmiştir. Ama içteki cehaletin beslediği hak-batıl karışımı hurafeleri de gereği gibi tanıyamıyor. İnşallah vahiyle bütünleşilirse onlar da tanınır ve onunla güzelleşilir.

Her sene kavuşulan iki bayramımızda Rabb’imizle ayrı bir ünsiyet ve yakınlık kurmanın, Onun rızasını kazanmanın şevkiyle bayramı kutluyoruz...

Diğer günlere nazaran ilave ibadetlerle bireysel ve toplumsal yaşama, yardımlaşma duygusunu daha bir anlamış oluyoruz...

Her şeyin bir bedeli olduğu gibi, Bayram da Rabb’imizi razı edişimizin bedeli olur inşallah.

Bayram Hak üzere yaşamayı sürdüren, Hakkı her yerde, her zaman hatırlatmaya koşanların bayramıdır.

Hiçbir insan hak etmediği, bedelini ödemedikleri bir şeyin sahibi olamazlar. Necm/39:”İnsan için yalnız çalıştığının karşılığı vardır.” Öyle ise bu bayram dinini yad ederek muştulaşanların bayramıdır.

Onun için sevinçliyiz, onun için temiz giysilerimizi giyer, birbirimizin, ibadetlerimizin bereketli olmasını dilemek için sevinçle bayramını kutlamaya koşarız.

Bu duyguyla bayramlaşır, bu duyguyla birbirimize güzel mesajlar sunmak için gideriz eşe dosta.

Rabb’imizin rızasına ulaştıracağını sevinçle umduğumuz bu neşenin daim olması, oruçla kazandığımız sabır, merhamet ve düşünce ruhunun bundan sonra da iyiliği emreden, kötülüğü nehyeden, büyük bir mücahede içerisinde olmamızı hatırlatmak için bayramlaşır, bayramlaşırız.

Bayram bizlere “Elveda Kur’an, elveda namaz” dedirtip rehavete düşmeyi değil, daha bir bilenmeyle, dünyaya daha bir şuurla bakmaya vesile olsun.

Bu Bayramda, Rabb’imiz hak yolda olanların ruhunda daha bir coşku yaşatırken kalbimizde, aynı anda bilmem hangi zalimin elinde ıstırap çeken, hak ve hürriyetlerini kaybetmiş kardeşlerimizi düşünelim, düşünelim de zillete düşmemek ve düşürülmemek için çarelerimizi kullanmasını bilelim. Miskinliğin kuşatmasına maruz kalmadan İslam-ı yaşamanın sabr-ı sebatındaki şerefi idrak edelim. Allah için rahatına kıymayan, canını malını o yolda kullanmaya korkanlar, herhangi bir afetle yok olmaktan veya her hangi bir trafik kazasında ezilmekten kendisini kurtarabiliyor mu?

Öyleyse neden şereflice bir hayat mücadelesi vermeyelim.Şerefli bir hayat içerisinde ölüm nasıl gelirse gelsin bizim için şereftir; bayramdır, şerefli bir eda ediştir.

Her ibadet, şuuruna vakıf olunarak eda edilirse insanda yapıcı gücü kazandırır. Yenemediğimiz zaaflarımızı Allah’ın yardımıyla yenebilir hale gelinilir.

İşte bu şuura erişmek dileğiyle nice Bayramlara...    

 

 

http://nidadergisi.8m.com/ocak/kadir.htm

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Saat