• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam636
Toplam Ziyaret5104102
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

İyiliği Emretmek-Kötülükten Sakınmak

İYİLİĞİ EMRETMEK-KÖTÜLÜĞÜ NEHYETMEK

 

AYET : ÂLİ-İMRAN SURESİ – 110. AYET

 

 

كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّهِ:

 

           MEALİ :

 

     “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyilikle emreder, kötülükten nehyedersiniz.”  (ÂLİ-İMRAN SURESİ – 110. AYET)

 

     İnsanlar içinde sadece peygamberler (günah işlemekten) korunmuşlardır. Zira Cenâb-ı Hakk onları İsmet (günah işlememe) özelliği ile yaratmıştır. Bu nedenle peygamberler haricindeki bütün insanlar güzel fiillerde bulunmanın yanında gü­nah işleme ve hata yapma özelliğine sahiptirler. Yüce dinimiz İslâm yasak olan fiilleri (günah) açıkça bildirmiş ve müminlere bu davranış ve alışkanlıklardan uzak durmalarını emretmiştir. Kişi bu emirlere uyduğu tak­dirde kendisini kurtaracak ve Allah’ın sevgili kulları arasına girecektir. Ancak Müslüman’ın vazifesi sadece yasak fiillerden kaçınmakla bitmez. Onun bir diğer gö­revi de, Allah’ın haram kıldığı amelleri işleyen kardeş­lerini bu davranış ve alışkanlıklardan vazgeçirmeye ça­lışmaktır. Biz buna “EMR-İ Bİ’L MA’RUF VE NEHY-İ ANİ’L-MÜNKER” diyoruz ki Cenâb-ı Allah yüce kitabında Müslümanlar için bunun bir vazife olduğunu şu ayetlerle bildirmektedir:

 

كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّهِ:

 

     “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyilikle emreder, kötülükten nehyedersiniz.”  (ÂLİ-İMRAN SURESİ – 110. AYET)

 

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ:

 

     “İnanan erkekler ve inanan kadınlar birbirlerinin dostudurlar, iyilikle emrederler, kötülükten sakındırırlar.”   (TEVBE SURESİ – 71. AYET)

     Hz Peygamber (SAV) de bu hususu şu sözüyle ifade eder:

 

مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ:

 

     “Sizden bir kimse çirkin bir iş görürse onu eliyle değiştirsin (düzeltsin); eğer buna gücü yetmezse diliy­le değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalben nefret etsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir.”

     Her insan dünyada bir gaye uğruna yaşar. Müslüman’ın gayesi de cemiyeti İslâm ahlâkı çerçevesin­de yaşatmaya çalışmak, toplumun her türlü meselesiyle ilgilenmek, bu konuda kendisini sorumlu ve vazifeli görmektir. Böyle olunca mümin sadece kendisini kurtarmakla iktifa edemez, cemiyetin de kurtulması huzur ve sükûna kavuşması için gayret sarf eder; doğ­ru yapılanları destekler, yanlışlıkları ise usu­lü dairesince ıslaha çalışır. Zira toplumu teh­dit eden felaketler eninde sonunda kendisi­ni bu felaketten uzak tuttuğunu sananlara da bir şekilde dokunacaktır. Gemi battığı za­man sadece geminin altını oyanlar değil, bu iş ile ilgisi olmayanlar yahut yapılanlara se­yirci kalanlar da helak olmakla karşı karşıya kalacaktır.

     Hz. Peygamber (SAV), bu hususu şu şe­kilde dile getirir:

     “Beni İsrail arasında bozgunculuk şöyle başladı. Onlardan biri günah işleyen bir ada­ma rastladığı zaman: “Be adam Allah’tan kork, yapmakta olduğun işi bırak; zira o iş sana helal değildir.” Der. Ertesi gün yine o adama aynı halde rastlar. Bununla beraber; o adamla yiyip içmekten ve onunla düşüp kalkmaktan çekinmezdi. Sonra:

 

لُعِنَ الَّذِينَ كَفَرُواْ مِن بَنِي إِسْرَائِيلَ عَلَى لِسَانِ دَاوُودَ وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ ذَلِكَ بِمَا عَصَوا وَّكَانُواْ يَعْتَدُونَ:كَانُواْ لاَ يَتَنَاهَوْنَ عَن مُّنكَرٍ فَعَلُوهُ لَبِئْسَ مَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ:

 

     “İsrail oğulları içinde kâfir olanlar, isyanları ve hududu aş­maları yüzünden, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanetlendiler. Onlar yaptıkları günah­lardan birbirini men etmeye uğraşmazlardı.”   (MAİDE SURESİ – 78/79. AYETLER)

     Ayetini okudu. Arkasından şöyle dedi: “Ya marufu emir ve münkerden nehyeder, zalimi zulmetmek­ten men eder, onu hakka çevirir, hak üzerin­de durursunuz yahut Allah kalplerinizi birbi­rine benzetir de sonra sizi de Beni İsrail’i la­netlediği gibi lanetler.”

     İnsanlara iyiyi tavsiye ve onları kötülük­lerden alıkoyma noktasında örneğimiz Hz Peygamber (SAV)’dir. Onun kötülüklerden sakındırmadaki ilk prensibi, hata yapan kişinin yüzüne vurmadan onun yanlışını düzeltme yoluna gitmesidir. Allah Rasülü (SAV), bir kişide gördüğü davranışı düzeltirken, o insanın şahsiyetini incitmemeye özen gösterir, hatasını yüzüne vurmak ve onu teşhir ederek mah­cup etmekten sakınırdı. Böyle durumda ya umumi bir tarzda konuşarak: “Bazıları neden böyle yapıyor?” diye uyarır veya hoşnutsuz­luğunu gösteren bir tavır sergilerdi.

     Allah Rasülü (SAV)’in bu konudaki ikinci pren­sibi ise, muhatabını tatlı dille ve yumuşak sözle uyarmasıdır. Hz Peygamber (SAV), muhatap­larına daima tatlı dil ile muamele etmiştir. Zira emredici nitelikte ve küçük düşürücü bir şekilde yapılan hatırlatmanın müspet bir te­sir icra etmesi bir yana, ters yönde bir faali­yete meydan vermesi mümkündür. Nitekim Cenâb-ı Allah’ın, peygamberleri olan Hz Mu­sa (AS) ile Hz Harun (AS)’ı dine davet için Firavun’a gönderdiğinde onlara:

 

فَقُولَا لَهُ قَوْلاً لَّيِّناً لَّعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَى:

 

     “O’na yumuşak sözle söyleyiniz. Belki hatırlar veya korkar.”  

(TÂ-HÂ SURESİ – 44. AYET)

     Demesi muhataba karşı nasıl davranılması gerektiğini ortaya koymaktadır.

     Yaşadığımız toplumda tasvip etmemiz mümkün olma­yan birçok davranışa şahit olduğumuz bir gerçektir. Bizlere düşen evvela bu davranış­lardan kendimizi korumak, daha sonra da yanlış davranış ve alışkanlık içinde olan in­sanları bu hallerinden vazgeçirmeye çalış­maktır. Bu konuda da örnek modelimiz ve rehberimiz tabii ki yine Hz Peygamber (SAV)’dir. Şayet bizler Allah Rasülü (SAV)’in bu konudaki metot ve prensiplerine uygun olarak kötü­ler ve kötülüklerle mücadele etme yolunda gayret gösterirsek, onun başardığı gibi ideal bir toplum meydana getirme gayretlerimiz­de başarılı olabiliriz.

 

KAYNAK : DİYANET AYLIK DERGİ


Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Saat