• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam337
Toplam Ziyaret5103803
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları

Kötü Alışkanlıklar: İçki ve Kumar

KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR: İÇKİ VE KUMAR

 

AYET : MAİDE SURESİ – 90/91. AYETLER

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ:إِنَّمَا يُرِيدُالشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِوَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللّهِ وَعَنِ الصَّلاَةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ:

 

                  MEALİ :

 

     90-) “Ey müminler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durunuz ki, kurtuluşa eresiniz.” 

     91-) “Şeytan içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?”  (MAİDE SURESİ – 90/91.AYETLER)

 

     Allah Teâlâ insan sağlığına ve mutluluğuna zarar veren her şeyi haram kılmış, yasaklamıştır. İçki ve kumar da bu zararlı alışkanlıklardandır. İçki hakkında Kur'an-ı Kerim’de dört ayet-i kerime vardır. Birinci ayet-i kerime şöyledir:

 

وَمِن ثَمَرَاتِ النَّخِيلِ وَالأَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَراً وَرِزْقاًحَسَناً إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ:

 

     “Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvelerinden da hem içki hem de güzel rızıklar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.”  (NAHL SURESİ – 67.AYET)   

     Bu ayetin içkinin helâl veya haram olması ile ilgisi yoktur. Ayet, insanların bu meyvelerden içki yaptıklarını ifade ediyor. Ayrıca içkinin bu meyvelerden elde edildiği belirtilmekle beraber, ona rızık denmemiş, güzel rızka karşılık zikredildiği için güzel bir şey olmadığına işaret edilmiştir.

     Ashab-ı Kiramdan Hz. Ömer (RA), Muaz (RA) ve diğer bazıları Peygamberimiz (SAV)’e gelerek:

     “Ey Allah’ın Peygamberi, şarap hakkında bize bir fetva ver çünkü o, aklı gideriyor, dediler. Bunun üzerine şu ayet-i kerime indi:

 

يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِوَالْمَيْسِرِقُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌوَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَاأَكْبَرُمِن نَّفْعِهِمَا:

 

     “Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat günahları menfaatlerinden daha büyüktür.”  (BAKARA SURESİ – 219. AYET)

     Bu, içki hakkında nazil olan ikinci ayettir. Bu ayette içki ve kumarda büyük günah olduğu bildirilmekle beraber, yasaklandıklarına dair kesin bir ifade yer almamış ancak bunlarda insanlar için büyük günah olduğu bildirilmiştir. Pek çok kimse Kur’an’ın bu ifadesinden içki ile ilgili anlamak istediklerini öğrenmişler ve bunları terk etmişlerdir. Çünkü Kur’an bunlardaki günahın faydalarından daha büyük olduğunu bildiriyor. Düşünen insan için bu ifade yeterlidir. Ve de öyle olmuştur. Ancak ayette kesin yasak ifadesi yer almadığı için içmeye devam edenler de olmuştur.

     Sonra bir namaz olayı meydana gelmiştir. Rivayete göre Abdurrahman b. Avf (RA) bir grup insanı evine davet etmiş, yemiş ve içmiş şarhoş olmuşlar. Bu halde namaza kalkmışlar. İçlerinden biri imam olmuş ve namazda Kafirûn Suresi’ni okurken, “Ey kâfirler, sizin taptığınıza ben tapmam.” yerine sarhoşluk sebebiyle “Ey kafirler, sizin taptığınıza ben taparım” şeklinde yanlış okumuş ve fahiş bir hata yapmıştır. Bu olay üzerine:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْرَبُواْ الصَّلاَةَوَأَنتُمْ سُكَارَى حَتَّىَ تَعْلَمُواْ مَا تَقُولُونَ:

 

     “Ey müminler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.” (NİSA SURESİ - 43. AYET) ayeti nazil olmuştur. Bu ayet içki hakkında inen üçüncü ayettir.

     Bir gün İtban b. Malik, Sa’d b. Ebî Vakkas ile beraber birkaç kişiyi yemeğe davet etmiş, yemiş-içmişler. Sarhoş olduklarında övünmeye ve şiir söylemeye başlamışlar. Bu sırada Sa’d Ensar’dan birini şiirle yerince o da bir çene kemiği alarak başına vurup yarmıştı. Bunun üzerine Sa’d Peygamberimiz (SAV)’e giderek şikâyette bulunmuştu. Peygamberimiz (SAV)’in:

     “Allah’ım, şarap hakkında bize, yeterli beyanda bulun.” diye dua etmesi üzerine içki ve kumarı kesin olarak yasaklayan dördüncü ve son ayet nazil oldu:

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ:

 

      “Ey müminler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durunuz ki, kurtuluşa eresiniz.”  (MAİDE SURESİ – 90. AYET)

     Görülüyor ki, içki tedricen derece derece haram kılınmıştır. Esasen hükümlerin teşriinde İslâmiyet’in izlediği yol budur. Aşırı derecede içkiye düşkün olan toplum, kademe kademe böyle bir yasağa hazırlanmış, kesin yasaklandığı bildirilince de hemen bu yasağa uymuştur. Son inen ayet içkinin kesin haram kılındığını bildirince içki içenler ve içki içmeyi alışkanlık haline getirenler, Allah’ın emri karşısında hiç tereddüt etmeden içkiyi bırakmışlar ve içki ile ilgili her şeyi kırıp yok etmişlerdir.

     Bu konuda Enes İbni Malik (RA) şöyle diyor: “Şarabın haram kılındığı gün ben Ebu Talha’nın evinde oradakilere şarap sunuyordum. İçkileri koruk ve hurma şarabı idi. Bir de baktım biri sokakta çağırıyor. Ebu Talha bana, çık da bak neymiş, dedi. Çıktım baktım birisi, “şarap haram kılınmıştır.” diye bağırıyor. İçeri girdim durumu bildirdim. Ebu Talha bana: “çık da o içkiyi dök” dedi, bende çıktım döktüm.” Ayette yasaklanan Hamr (şarap)’dır. Aklı bürüyüp örttüğü için şaraba hamr denmiştir.

     İbni Ömer (RA) demiştir ki: “Şarabı haram kılan ayet indiği zaman şarap beş şeyden; üzümden, hurmadan, buğdaydan, arpadan ve darıdan yapılırdı. Hadis-i Şerifte de: “Üzümden bir şarap, hurmadan bir şarap, baldan bir şarap, buğdaydan bir şarap, arpadan bir şarap vardır.”

     Şarap dışındaki sarhoşluk verici içkilerin de şarap hükmünde olduğunu, yani onların da haram olduğunu Peygamberimiz (SAV) bildirmiş, şöyle buyurmuştur: “Sarhoşluk veren her şey şaraptır ve her şarap haramdır.”

     Yine Peygamberimiz (SAV): “Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.” buyurmuş, sarhoşluk veren şeyin azı ile çoğu arasında bir fark olmadığı bildirilmiştir.

     İçki ile tedaviye gelince, Târık b. Süveyd el-Cûfû, Peygamberimiz (SAV)’e şarabın hükmünü sormuş; Peygamberimiz (SAV) de onu şaraptan menetmişti. Bunun üzerine Târık: “Ama ben onu sadece ilaç için yapıyorum.” deyince, Peygamberimiz (SAV): “O ilâç değil, derttir.” buyurmuştur. Ancak gerek içki ve gerekse diğer haram olan şeylerin hastalığı tedavi edeceği kesin olarak bilinir ve başka ilaç da bulunmazsa o takdirde haram olan bir şey ile tedavi caiz olur. Nitekim Kur’an-ı Kerim, haram olan şeyler bildirdikten sonra şöyle buyurur:

 

إِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنزِيرِ وَمَا أُهِلَّ بِهِ لِغَيْرِ اللّهِ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلاَ عَادٍ فَلا إِثْمَ عَلَيْهِ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ:

 

     “Şüphesiz size ölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah’tan başkası için kesilen hayvanı haram kılmıştır; fakat darda kalana, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere günah sayılmaz. Çünkü Allah bağışlayandır, merhamet edendir.”  (BAKARA SURESİ - 173. AYET)

     İçki yasaklanmıştır. Çünkü içkinin pek çok zararları vardır.

     İçki insanlar arasına düşmanlık ve kin sokar, birlik ve kardeşliğe zarar verir. İçkinin yasaklandığını bildiren ayet-i kerime şöyle buyuruyor:

 

إِنَّمَا يُرِيدُالشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللّهِ وَعَنِ الصَّلاَةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ:

 

     “Şeytan içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister.”  (MAİDE SURESİ - 91. AYET)

     Çünkü içki sinir sistemini bozarak cinayetlere varan kavgalara yol açar. Zaman zaman gazete sütunlarına yansıyan, radyo ve televizyon haberlerinde yer alan kavga ve cinayetlere büyük ölçüde içkinin sebep olduğu görülmektedir.

     Yine ayet içkinin insanı Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoyduğu ifade buyurmaktadır. Zamanının bir kısmını içki masasında geçiren kimse bu süre içinde namaz kılmayı ve Allah’a ibadet etmeyi unutur ve en kıymetli sermayesi olan vaktini bu masada boşuna geçirmiş olur.

     İçki, insanın aklını başından alır. Zaten içkiye Hamr denmesi, aklı örttüğü, kafayı dumanlandırdığı içindir. Bugün büyük ölçüde can ve mal kaybına sebep olan ve pek çok kimsenin sakat kalması sonucunu doğuran trafik kazalarının bir kısmı, sürücülerin alkollü araç kullanmasından meydana gelmektedir.

     İçki insan sağlığını da olumsuz şekilde etkiler. Mide ve akciğer gibi iç organlarda yaptığı tahribat ile vücudun çalışma düzenini bozar. İçki sadece içenlere zarar vermekle kalmaz. Tıp uzmanlarının bildirdiğine göre içki, içenin soyundan gelen çocuklara da zarar verir. Alkolik babanın çocuklarının geri zekâlı ve şizofrenik olma ihtimali fazladır.

Konuyu anne yönünden düşünecek olursak, durum daha da korkunçtur. Şayet anne hamile iken alkollü içki kullanırsa alkol, karnındaki bebeği etkiler ve bebek üzerinde büyük zararlar meydana getirir. Gelişmiş insan üzerinde birçok zararları olan içki, organları çok narin, henüz gelişmekte olan bebek üzerinde daha fazla zararlı olur. İçki kullanan annelerden zekâ geriliği olan çocuklar dünyaya gelir, hatta hamile iken devamlı alkol kullanan annelerden doğan bebekler adeta alkolik bir şahsın görüntüsünü verir.

     İçki aile hayatını felce uğratır. İçki içen insanların çoğu aile ve çocuklarını ihmal eder. Gece geç saatlerde eve gelir. Eşi ile devamlı kavga halinde bulunur. Böyle huzursuz bir aile varlığını sürdüremez. Sürdürse bile bu ailede büyüyen çocuklar rahatsız ve tedirgin olur. Anne ile babanın devamlı kavga etmesi onları rahatsız eder. Bu yüzden boşanan ailelerin sayısı az değildir.

     İçkiye harcanan para aile bütçesini de olumsuz şekilde etkiler. Alın teri dökülerek kazanılmış olan paranın içki ve kumar gibi meşru olmayan yerlerde harcanması aileyi ekonomik yönden sıkıntıya sokar.

     Görülüyor ki içki fert için olduğu kadar toplum için de bir felâkettir. Bunun içindir ki Peygamberimiz (SAV):“İçkiden sakının, çünkü o, bütün kötülüklerin anasıdır.” buyurmuştur.

     Bunun içindir ki Peygamberimiz (SAV), içki kullanımına ve alışkanlığına yol açabilecek fiilleri de yasaklamıştır.

     Az önce de ifade ettiğimiz gibi Kur’an-ı Kerim’de haram olan bütün içkiler sayılmamış, kötü, pis ve insan sağlığına zararlı olan her şey yasaklanmıştır. Peygamberimiz (SAV) de bir nitelikten söz etmiş, bu nitelik kendisinde bulunan içkilerin haram olduğunu bildirmiştir. Bu nitelik “sarhoş etme ve uyuşturma” niteliğidir. Bu nitelik kendisinde bulunan her şey haramdır. Esrar, afyon, kokain, eroin ve morfin gibi maddelerde de bu nitelik bulunduğu için bunlar da yasak kapsamındadır. Hatta bunlar alkollü içkilerin etkisini fazlası ile taşımakta, zararları da etki ölçüsünde daha çok olmaktadır.

     Bu uyuşturucu maddelerin en önemli ve ortak özelliklerinden birisi, çok az miktarda alınmaları halinde bile kısa zamanda alışkanlık yapmalarıdır.

     Uyuşturucu nasıl bir şeydir diye denenemez. Bir defa olsun onu kullanmaya başlayanların bir daha ondan kurtulmaları çok zordur. Sanki uyuşturucu kullanmak zehiri tecrübe için içmek gibi bir şeydir. Zehiri denemeye kalkışmanın sonucu ölüm olduğu gibi uyuşturucu da böyledir. Onu bir defa kullanan kimse artık ondan kendisini kurtaramaz ve ölüme mahkûm olur. Bunun çarpıcı örnekleri televizyon ekranlarına ve basına yansımakta, seyredenleri dehşete düşürmektedir.

     Uyuşturucunun kötü bir sonucu da aile hayatını yıkması ve sosyal ilişkileri yok etmesidir. Uyuşturucu bağımlısı ailesine, çocuklarına, akraba ve komşularına, toplumuna, hatta insanlığa karşı sorumluluk duygusunu kaybeder. Tek aradığı şey uyuşturucudur. Onu bulmak için feda etmeyeceği hiçbir şey olmaz. Çünkü onun için hayatta hiçbir şey değer taşımaz. Uyuşturucu almak için para bulamadığında hırsızlık etmekten, adam öldürmekten ve namusunu satmaktan bile çekinmez.

     İşte bunun içindir ki, insana büyük değer veren dinimiz uyuşturucunun her çeşidini yasaklamış, alım ve satımını caiz görmemiştir.

     Bugün medenî dünya uyuşturucu ile savaşta birlikte hareket etmektedir. Çünkü uyuşturucu insanlığı yok edebilecek ve bütün değerleri ortadan kaldırabilecek bir pisliktir.

2-) KUMAR

 

     Ayet-i Kerime'de yasaklanan hususlardan birisi de kumardır. Kumar, ortaya para konularak oynanan talih oyunudur.

     Kumar çeşitli aletlerle oynanır. Ne ile oynanırsa oynansın, bu oyun taraflardan birine veya bir kaçına kâr sağlıyor ya da zarar veriyorsa kumardır ve yasaktır. Bu yolla kazanılan para da meşru değil haramdır.

     Kumar niçin yasaklanmış ve bu yolla kazanılan para niçin haram kılınmıştır? Bunun pek çok sebepleri vardır. Bunlardan bazılarına işaret edelim:

 

 

 

     Kumar, insanı meşru kazanç yollarından uzaklaştırır. Kur’an-ı Kerim, temiz ve helâl rızık yememizi emrediyor:

 

يَا أَيُّهَا النَّاسُ كُلُواْ مِمَّا فِي الأَرْضِ حَلاَلاً طَيِّباً:

 

    “Ey insanlar! Yeryüzünde helal ve temiz rızık yiyin.” (BAKARA SURESİ - 168. AYET)

     Bu helâl ve temiz rızkı elde etmenin, ticaret, ziraat ve sanat gibi çeşitli meşru yolları vardır. Bu yollardan birisiyle kendimizin, çoluk çocuğumuzun geçimini sağlamalıyız. Sonra da bize verdiği bu temiz ve helal rızıktan ötürü Allah’a şükretmeli, o kazancın bir kısmını da Allah için yoksullara vermeliyiz.

     Kumar, meşru olmayan bir kazanç yoludur. Çünkü kumarda kazanırsa başkasını, kaybederse kendisini zarara uğratmak vardır. Başkasının zararına sebep olan bir kazanç, helal kazanç değildir. Başkasına zarar vermeden kazanmak varken bu yolu seçmek elbette doğru olmaz.

     Yine Kur’an-ı Kerim, içkide olduğu gibi kumarda da şeytanın aramıza düşmanlık sokacağı ve bizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoyacağını ifade etmektedir. Mal canın yongasıdır. Parasını bir anda kaybeden kimse bunalıma girer. Oyun arkadaşlarıyla kavgaya tutuşur ve bu kavga çoğu zaman cinayetle sonuçlanır. Kumarcı bu kavgayı ailesine de taşıyacak ve aile fertleri arasında bulunması gereken sevgi ve saygıyı yok ederek aile huzurunun bozulmasına ve hatta yuvanın yıkılmasına sebep olacaktır. Kumar yüzünden nice mutlu aile yuvaları yıkılmış ve sönmüştür.

     Ayrıca kumar oynayan kimse en değerli varlığı olan zamanını boşa geçirecek ve yükümlü olduğu ibadetlerini zamanında yapamayacaktır. Kumar, kişinin sağlığını da olumsuz şekilde etkiler.

     Kumar oynayan kimse bir taraftan servetini kaybederken diğer taraftan sağlığından da olur. Çünkü kumarcının gecesi ve gündüzü belli değildir. Yemeğini muntazam yiyemez, zamanında uyuyamaz, istirahatını yapamaz, böylece sağılığı da bozulmuş olur. Kumarcı, çoluk çocuğu ile ilgilenmeye ve onları yetiştirmeye vakit bulamaz ve onları ihmal eder.

     Daha pek çok zararları olan kumarı dinimiz yasaklamış ve bu yolla elde edilen kazancın da haram olduğunu bildirmiştir.

     Peygamberimiz (SAV), arkadaşına, gel kumar oynayalım, diyen kimsenin bu sözüne keffaret olmak üzere sadaka vermesini öğütlemiştir.

     Gerek ferdî ve gerekse içtimaî pek çok zararları olan, ferdin ve toplumun nezih hayatını kirleten içki ve kumarı dinimiz yasaklamış ve bu iki kötü alışkanlıktan uzak durmamızı öğütlemiştir. Dinimizin her emir ve tavsiyesi bizim için, bizim dünya ve âhiret mutluluğumuz içindir. Bu emir ve tavsiyelere kulak vermeli ve onlara uymalıyız. Ne mutlu dinimizin emirlerine uyanlara ve bunları başkalarına da öğütleyenlere.

 

KAYNAK : DİYANET AYLIK DERGİ


Yorumlar - Yorum Yaz
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Saat