• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam1063
Toplam Ziyaret5152504
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Mehmet Sönmezoğlu
mehmetsonmezoglu@hotmail.com
Sıla-i Rahim'in Önemi (Akrabalarla İlgilenmek)
26/06/2012

İslam Dini’nin temel hedeflerinden birisi de Müslümanları güçlü ve sağlam bir toplum olarak bir arada bulundurmak, aralarında sevgi ve saygıya dayalı kardeşlik tesis etmektir.



Allahu Teâlâ böyle bir toplumun oluşturulmasında Müslümanlara bir takım görevler yüklemiş, başta ana-baba, akraba ve komşular olmak üzere toplumun bütün fertleri ile iyi ilişkiler kurulmasını istemiştir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisâ, 4/36)



İşte fertleri arasında sevgi ve güvenin hâkim olduğu huzurlu bir toplum meydana getirmenin yollarından biri de “sıla-i rahim”dir. Sıla kelimesi, ulaşmak, kavuşmak, bağ gibi anlamlara gelir. Rahim ise, acıma, koruma, şefkat manalarına gelmektedir. (İbnü’l-Esir, II, 210)



En geniş şekliyle akrabalık hak ve hukukunun yerine getirilmesi şeklinde ifade edilen sıla-i rahim, kişinin anne, baba, dede, nine, kardeşler, amcalar, halalar, kardeş çocukları, dayılar, teyzeler sonra da yakınlık derecesine göre nesep bağı olan akrabalarına karşı, imkan nispetinde maddi ve manevi anlamda faydalı olmak, hizmet etmek, ilgi ve alaka göstermek, yerine göre iletişim araçlarıyla da olsa onlarla irtibatı devamlı hale getirmek gibi anlamlara gelmektedir. (Sa’dî Ebû Ceyb, s, 145, Pakalın, III, 205)



Akrabalık farklı şekillerde meydana gelir. Bu ilişki kan bağıyla meydana geldiği gibi, sıhrî dediğimiz, evlilik sebebiyle de gerçekleşebilir (kayınvalide, kayınpeder ve kayınbirader gibi). Bu yönüyle akrabalık bağları daha bir geniş boyut kazanmaktadır.



En yakındaki anne-babadan başlayıp uzak akrabalara kadar uzanan bir ilişki olan sıla-i rahim, daha çok ahlâkî bir kural gibi görünmekle birlikte, kişilere hukukî anlamda mükellefiyetler de yüklemektedir. Çünkü Kur’an ve sünnette akrabaya karşı iyilik etmek sadece ahlâkî bir görev olarak değil, aynı zamanda hukukî bir sorumluluk olarak da ele alınmıştır.



Sıla-i rahim, akrabalarımıza karşı tatlı sözlü, güler yüzlü olmak; karşılaştığımız zaman selamlaşmak, hal ve hatırlarını sormak; daima onların iyiliklerini istemek ve fırsat buldukça ziyaretlerine gitmektir. Özellikle yaşlı ve hasta olanları sık sık ziyaret ederek işlerine yardımcı olmak gerekir. En önemlisi de fakir akrabalara maddî yardımda bulunmak, ihtiyaç durumunda yardımlarına koşmaktır.



Son zamanlarda gerek akrabalarımız, gerekse diğer insanlarla ilişkilerimizin zayıfladığını üzülerek müşahede etmekteyiz. Özellikle yeni yetişen nesiller artık en yakın akrabalarını bile tanıyamaz hale gelmiştir. Halbuki dinimiz İslam, akrabalarımızla olan ilişkilerimizi kuvvetlendirmemizi, zayıf, güçsüz ve muhtaç durumda olanları koruyup kollamamızı emretmektedir.



Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de; “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor” (Nahl, 16/90) ve “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver…” (İsrâ, 17/26) buyurarak akrabalara iyilik edilmesini emretmiştir.



Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de sıla-i rahimin önemini şöyle ifade buyurmuşlardır: “Yoksula bir şey vermek sadakadır. Akrabaya bir şey vermenin ise iki sevabı vardır. Biri sadaka sevabı, diğeri de akrabayı görüp gözetme sevabıdır.” (Tirmizî, Zekât, 26, III, 46)



Sıla-i rahim, tam olarak yerine getirildiğinde hem ferdî hem de toplumsal olarak birçok fayda sağlamaktadır. Sıla-i rahim sayesinde toplumdaki insanî ilişkiler canlanır, insanlar sahip oldukları maddî-manevî değerleri ve ahlâkî güzellikleri birbirleriyle paylaşırlar. Böylece toplumda huzur, güven ve mutluluk hâkim olur.

 

İslam dini sıla-i rahmin terkedilmesini (kat-ı rahimi), yani akrabalık bağlarını koparmayı, onlara karşı ilgisiz ve alakasız kalmayı büyük günahlardan saymıştır. Nitekim Yüce Allah mü’minleri akrabalarla alakayı kesmekten sakındırmıştır: “…Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının…”(Nisâ, 4/1)

Başka bir ayet-i kerimede ise, akrabalık bağlarını koparmak bozgunculuk yapmakla bir tutulmuş, böyle yapanların da Allah’ın lanetine uğrayacakları bildirilmiştir: “Demek, başa geçtiğinizde yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız, öyle mi? İşte bunlar, Allah’ın lânetleyip, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir...” (Muhammed, 47/22-23) İslam âlimleri bu ayet-i kerimeden, akrabalarla alakayı kesmenin münafıklık vasfı olduğu manasını çıkarmışlardır.

Hz. Peygamber (s.a.s.) sıla-i rahimin, rızkın bereketine, ömrün uzamasına sebep olduğunu bildirmiş  (Buhârî, Edeb, 12)  ve akrabalık bağının korunmasının Allah’ın ihsan ve rahmetine vesile olduğunu belirterek; “Rahim (akrabalık), Allah’ın rahmetinin eserlerindendir. Kim bu bağı korursa, Allah ona merhamet eder. Kim onu koparırsa, Allah da ondan ihsan ve rahmetini keser” (Buhârî, Edeb, 13) buyurmuştur. Diğer bir hadis-i şeriflerinde ise şöyle buyurmuşlardır: “Akrabasıyla ilişkiyi kesen (cezasını çekmeden veya affedilmeden) Cennet’e giremez”  (Buhârî, Edeb, 11) buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), sahabe-i kiramdan, “Beni cennete yaklaştıracak ve cehennemden uzaklaştıracak bir ameli haber verir misiniz? diye soran birine; “Allah’a ibadet eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaz, namazı doğru kılar, zekatı verir, yakınlarını ziyaret edersin”diye tavsiyede bulunmuş, o kişi uzaklaşırken de arkasından “Emrolunduğu şeyleri yaparsa, cennete girer”  (Müslim, İman, 4) buyurarak sıla-i rahimin ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Bir hadis-i şeriflerinde ise şöyle buyurmuştur: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden akrabasını görüp gözetsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun.”(Riyâzu’s-Sâlihin, Birr’ul Valideyn, 312)

Sıla-i rahim sadece küçüklerin büyüklere karşı vazifesi olarak görülmemeli, büyük küçük herkes tarafından yerine getirilmelidir. Ayrıca sıla-i rahim karşılık beklemeden yapılmalıdır. Yani bu vazifeyi yerine getirmeyen akrabalara karşı bile sıla-i rahim yapılmalıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.), “Akrabadan gelen iyiliğe misliyle karşılık veren kimse, tam manasıyla akrabasına sıla etmiş değildir. Gerçek sıla, kendisiyle ilgiyi kesenleri görüp gözetmektir” (Buhârî, Edeb, 15)“Faziletli işlerin en üstünü senden ziyareti kesen akrabanı ziyaret ederek ilişkiyi sürdürmendir”(Ahmed, III, 438) buyurmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s.), akrabalarını ziyaret ettiği halde onların kendisine gelmediklerini, onlara iyilik ettiği halde onlardan kötülük gördüğünü söyleyen bir sahabeye, böyle davranmaya devam ettiği sürece Allah’ın yardımının kendisiyle beraber olacağını söylemiştir. (Müslim, Birr, 11)

Akrabalar arasında zaman zaman çeşitli sebeplerle ufak tefek kırgınlıklar olabilir. Ancak böyle durumlarda hoşgörülü davranmalı, meseleleri çok fazla büyütmemeli ve akrabalık bağını koparmamaya özen göstermeliyiz. Her fırsatta, özellikle de bayramları, mübarek gün ve geceler ile Cuma gününü fırsat bilerek birbirimizi ziyaret etmeli, sevinç ve mutluluklarımızı paylaşmalıyız.

Sıla-i rahim, sadece ziyaret olarak anlaşılmamalıdır. Sıla-i rahim, aynı zamanda hısım ve akrabalarımıza ihtiyaçları halinde maddî olarak yardım etmek, hizmetlerini görmek, onlara daima şefkat ve sevgi göstermek, iyi ve kötü günlerinde yanlarında olmaktır.

Yeni yetişen neslimizi son zamanlarda meydana gelen sosyal, kültürel ve ahlâki yozlaşmadan korumalı ve onlara sıla-i rahimin önemini öğretmeliyiz. Akraba ziyaretlerine çocuklarımızı da götürmeli, onlara hısım, akraba ve dostlarımızı tanıtmalıyız.   Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda “Nesebinizden sıla-i rahim yapacaklarınızı öğrenin; zira sıla-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır” (Buhâri, Edeb, 12; Tirmizî, Birr, 49) buyurmaktadır.

Öyleyse dinî bir vazife ve toplumsal bir sorumluluk olan sıla-i rahimi asla ihmal etmemeli, akrabalarımızla olan münasebetlerimizi güçlendirmeye, hatta birlikte yaşadığımız toplumun diğer kesimleriyle de iyi ilişkiler içinde olmaya gayret göstermeliyiz.

 



3240 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Riyanın Zararları - 04/12/2014
Riyanın Zararları
Helal Haram Bilinci - 04/12/2014
Helal Haram Bilinci
Allah Cömertleri Sever - 06/11/2014
Allah Cömertleri Sever
Allah’ın ayı Muharrem - 24/10/2014
Allah’ın ayı Muharrem
Hz. Peygamber ve Gençlik - 16/10/2014
Hz. Peygamber ve Gençlik
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz - 02/10/2014
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır - 19/09/2014
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır
Allah Zalimleri Sevmez - 08/08/2014
Allah Zalimleri Sevmez
Ramazan Bayramı - 28/07/2014
Ramazan Bayramı
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.184732.3137
Euro34.646634.7854
Saat