• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi31
Bugün Toplam605
Toplam Ziyaret5152046
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Mehmet Sönmezoğlu
mehmetsonmezoglu@hotmail.com
Ramazan Bayramı
10/08/2013

RAMAZAN BAYRAMI

 

Yüce Allah’ın rahmetinin, af ve mağfiretinin mü’minlerin üzerine sağanak sağanak yağdığı bir bereket ve fazilet mevsimini geride bırakarak Ramazan Bayramı’na ulaşmış bulunuyoruz. Müslümanlar olarak, bizlere oruç ve diğer ibadet ve iyiliklerle Ramazan’ı ihya etme imkanı lutfeden, ardından bizleri sevinç ve mutluluk günü olan bayrama ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz şükürler olsun.

 

Birlik-beraberlik içerisinde toplumun bütün kesimlerinin kaynaştığı, huzur ve mutluluk dolu bir Ramazan ayının ardından bayrama ulaşmak Yüce Allah’ın biz mü’minlere büyük bir ikram ve ihsanıdır.

 

Ramazan bayramı, üç aylar mevsiminin meyvelerinin devşirildiği/toplandığı manevî hasat zamanıdır. Bu bayram; Recep ayı ile başlayan, Şaban ayı ile devam eden ve Ramazan-ı şerifte doruk noktaya ulaşan yoğun bir ibadet, hayır ve hasenat dönemini en iyi şekilde değerlendiren mü’minlere mükâfatlarının verildiği ödül günüdür.

 

Her toplumun öteden beri kutladıkları bayramları vardır. Bizim de Ramazan ve Kurban Bayramı olmak üzere iki büyük bayramımız vardır. Allah Resûlü (s.a.s.) hicret ettiği zaman Medinelilerin çeşitli oyunlar oynadıkları cahiliye döneminden kalma iki bayramları vardı. Hz. Peygamber (s.a.s.), onların bu bayramlarını görünce şöyle buyurdu: “Allah, size bu iki bayramınıza bedel olarak daha hayırlısını; Ramazan ve Kurban bayramını lütfetmiştir.” (Ebu Davud, Salât, 239) Müslümanlar olarak, o günden sonra bu iki büyük bayramı sevinç ve coşkuyla kutlamaktayız.

 

Yüce dinimiz İslam, bayramlarda meşru ölçüler içerisinde eğlenmeye ve sevinç göstermeye müsaade etmiştir. Ancak bayramların sadece eğlence ve tatil günleri olarak görülmesi doğru değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bayramların meşru sınırlar içerisinde ve kulluk şuuruyla kutlanmasını istemiş; bayramların, neşe ve eğlenme günü olduğu kadar Allah’ı zikretme günleri olduğunu da bildirmiştir. (Ebu Davud, Edâhi, 9-10)

 

Bayramın neşesine zarar verecek, insanları korkutup endişelendirecek ve toplumun huzurunu bozacak davranışlardan sakınmak gerekir. Bayram sevincini silah atarak kutlamak doğru bir davranış değildir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bayramlarda herhangi bir düşman tehlikesi yokken, insanların kalabalık olduğu yerlerde silah taşımayı yasaklamıştır. (Buharî, İydeyn, 9)

 

Bayramlar aynı zamanda sosyal dayanışmanın en güzel şekilde yaşandığı; toplum fertlerinin birbiriyle kaynaştığı; dargınlıkların unutulduğu, küslerin barıştığı; sevinç ve kederlerin paylaşıldığı; sevgi, saygı ve kardeşlik duygularının doruk noktaya ulaştığı müstesna mutluluk günleridir.

 

Bayramlar özellikle kırılan kalpleri tamire, incinen gönülleri yapmaya en uygun zamanlardır. Yüce Rabbimiz, “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin” (Hucûrât, 49/10) buyurmaktadır. Bayram vesilesiyle mü’min kardeşlerimizle bozulan ilişkilerimizi düzeltmeli, aramızdaki küskünlük ve dargınlıklara mutlaka son vermeliyiz. Kur’an-ı Kerim’de, “Sen af yolunu tut” (A’râf, 7/199) buyrulduğu gibi bu bayramda olabildiğince affedici ve hoşgörülü olmalıyız. Şefkate muhtaç öksüz ve yetimlerle ilgilenmeli, fakir-fukaraya yardım etmeliyiz. Bayramın sevinç ve mutluluğunu toplumun her yanına, her kesimine yaymalı; kederli ve gönlü kırık kimselerin de bayram coşkusuna katılmalarını sağlamalıyız.

 

Bu bayramda; dünyanın çeşitli bölgelerinde zulme uğrayan, savaş ve terör korkusuyla evini yurdunu terketmek zorunda kalan, yoksulluğun pençesinde kıvranan din kardeşlerimizin acılarına ortak olmalı, onlara yardım etmenin yollarını aramalıyız. Hiç değilse onlar için dua etmeli, bir an önce içinde bulundukları sıkıntılardan kurtulmalarını dilemeliyiz.

 

Bayram günü mümkünse ilk önce bizden dua bekleyen geçmişlerimizin kabirlerini ziyaret etmeli, onlara Fatihalar göndererek ruhlarını şâd etmeliyiz. Daha sonra başta anne-babamız olmak üzere büyüklerimizi, yakınlarımızı, komşularımızı ziyaret etmeliyiz. Ziyaretine gidemediğimiz yakınlarımıza çeşitli iletişim vasıtalarıyla ulaşarak bayramlarını kutlamalıyız.

 

Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan Bayramınızı tebrik eder; bu bayramın birlik ve beraberliğimize, ülkemizin ve İslam âleminin barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Mevlâmızdan niyaz ederim.

 

 



9756 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Riyanın Zararları - 04/12/2014
Riyanın Zararları
Helal Haram Bilinci - 04/12/2014
Helal Haram Bilinci
Allah Cömertleri Sever - 06/11/2014
Allah Cömertleri Sever
Allah’ın ayı Muharrem - 24/10/2014
Allah’ın ayı Muharrem
Hz. Peygamber ve Gençlik - 16/10/2014
Hz. Peygamber ve Gençlik
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz - 02/10/2014
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır - 19/09/2014
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır
Allah Zalimleri Sevmez - 08/08/2014
Allah Zalimleri Sevmez
Ramazan Bayramı - 28/07/2014
Ramazan Bayramı
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.201632.3307
Euro34.675034.8139
Saat