• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam137
Toplam Ziyaret5151578
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Mehmet Sönmezoğlu
mehmetsonmezoglu@hotmail.com
Ameller Niyetlere Göredir
13/03/2014

Yüce Allah, insanları ve cinleri kendisine kulluk/ibadet etsin diye yaratmıştır. (Zâriyât, 51/56) Bunun içindir ki, insanın en önemli ve öncelikli görevi Allah’a kulluk etmesidir.

 

Yaratılışın gayesi ve Yüce Allah’a bağlılığın açık bir göstergesi olan ibadetler, sırf Allah rızası gözetilerek yapılmalıdır. Çünkü Allah’ın emri olan ibadetler, halisane bir niyetle yapıldığında makbul olur. Bu nedenle dinimizde niyet, ibadetlerde şart koşulmuştur.

 

İnsanın bütün söz ve davranışları Allah Teâlâ nezdinde ancak niyetine göre değer kazanmaktadır. Buna göre; Allah’ın rızasını gözetmeyen bir niyetle yapılan amelin Allah katında hiçbir değeri yoktur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, ibadetlerin makbul olmasının, sırf Allah’ın rızası gözetilerek ve ihlâsla yapılmasına bağlı olduğu bildirilmiştir: “De ki: “Şüphesiz bana, dini Allah’a has kılarak O’na ibadet etmem emredildi.” (Zümer, 39/11) “Halbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.” (Beyyine, 98/5)

 

Hz. Peygamber (s.a.s.) de şöyle buyurmuştur: “Ameller ancak niyetlere göre değer kazanır. Kişi neye niyet ettiyse onun karşılığını alır…” (Buhârî, Îmân, 41; Müslim, İmâre, 155) Başka bir hadis-i şerifte ise; “Şüphesiz Allah Teâlâ, sadece kendisi için ve ancak kendisinin rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder” (Nesâî, Cihad, 24) buyrularak, yapılan ibadetlerin makbul olması için sırf Allah rızasını kazanmak niyetiyle yapılmasının şart olduğu vurgulanmıştır.

 

Bütün ibadet ve hayırlarını halisane niyetlerle yapan kimseler Yüce Allah tarafından şöyle övülmüştür: “Temizlenmek için malını hayra veren en muttakî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır. O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz.(Yaptığı iyiliği) Ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar). Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.” (Leyl, 92/17-21)

 

Niyetin etkisi o kadar büyüktür ki, insanın davranışlarının mahiyetini değiştirir. Sıradan davranışlar güzel niyetlerle ibadete dönüştüğü gibi, halis olmayan niyetlerle yapılan ibadetler de insanı günaha götürür.  Aynı şekilde niyet ile âdetler ibadet haline dönüşürken, ibadetler de âdet haline gelebilir.

 

Örneğin bir kimsenin gelip geçenlere zarar vermesin diye yoldaki taş, çalı vb. şeyleri kaldırıp atması ona sevap kazandırır. Diğer yandan gösteriş için yani insanların takdirini kazanmak veya başka bir dünyevî menfaat elde etmek için yapılan ibadet, iyilik ve hayırlar insan için ağır bir vebal olmaktadır. Yine bir Müslüman, meşru yollardan kazanarak ailesinin geçimini sağlamak düşüncesiyle çalışırsa, ibadet sevabı kazanır. Demek ki, insanın ne yaptığı değil, neyi niçin yaptığı daha önemlidir.

 

Bir kimse yaptığı bir işi sadece Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle yaparsa, hem dünyada hem de ahirette onun karşılığını fazlasıyla görür. Sadece insanların beğenisini kazanmayı ve dünyevî menfaat temin etmeyi düşünenler ise dünyada kazançlı çıksalar bile ahirette bir şey elde edemeyeceklerdir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) insanların ahirette niyetlerine göre diriltileceklerini haber vermiştir. (Buharî, Büyû’, 46; Müslim, Fiten, 4-8)

 

            İnsanın her istediği iyiliği yapmaya gücü yetmeyebilir, fakat samimi niyeti sayesinde birçok sevap elde edebilir. Zira Müslümanın ibadet, hayır ve iyilik yapma konusunda kalbinden geçen samimi isteği de ibadet olarak değer kazanmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Mü’minin niyeti amelinden daha hayırlıdır.” (Heysemî, I, 61; Suyûtî, Câmi, II, 194) Yine Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Allah yolunda şehit olmayı samimi bir şekilde istediği halde bu arzusuna kavuşamayıp yatağında ölen kimsenin şehit sayılacağını haber vermiştir. (Müslim, İmâre, 156, 157)

 

Yüce Allah, insanın tüm davranışları, sözleri hatta kalbinden geçen bütün düşüncelerinden haberdardır, O’na hiçbir şey gizli kalamaz. (Âl-i İmrân, 3/29) İnsanlar, bütün söz ve davranışlarından ancak niyetlerine göre sorumlu tutulacaklardır.

 

O halde; niyetlerimize dikkat etmeli; bütün işlerimizi, ibadetlerimizi ve iyiliklerimizi sırf Allah rızası için yapmalıyız.



6892 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Helal Haram Bilinci - 04/12/2014
Helal Haram Bilinci
Riyanın Zararları - 04/12/2014
Riyanın Zararları
Allah Cömertleri Sever - 06/11/2014
Allah Cömertleri Sever
Allah’ın ayı Muharrem - 24/10/2014
Allah’ın ayı Muharrem
Hz. Peygamber ve Gençlik - 16/10/2014
Hz. Peygamber ve Gençlik
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz - 02/10/2014
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır - 19/09/2014
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır
Allah Zalimleri Sevmez - 08/08/2014
Allah Zalimleri Sevmez
Ramazan Bayramı - 28/07/2014
Ramazan Bayramı
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.184732.3137
Euro34.646634.7854
Saat