• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam217
Toplam Ziyaret5152986
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Mehmet Sönmezoğlu
mehmetsonmezoglu@hotmail.com
Zamanın Kıymetini Bilmek
29/03/2013

Allah’a kulluk etmesi için yaratılan ve imtihan için dünyaya gönderilen insana sayısız nimetler verilmiştir. İnsanın bu imtihan dünyasında en kıymetli sermayesi ise zamandır. Zaman, biz insanlara bir emanet ve fırsat olarak verilmiştir.

 

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de asra yani zamana yemin ederek (Asr, 103/1), zamanın insan hayatı için önemine dikkat çekmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) de, “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz: Ölüm gelmeden önce hayatın; hastalık gelmeden sağlığın; meşguliyet gelmeden boş vaktin; ihtiyarlık gelmeden gençliğin; fakirlik gelmeden zenginliğin”(Buhârî, Rikak, 3) buyurarak vaktin, insan hayatı için en önemli nimetlerden birisi olduğunu haber vermiştir.

 

Kur’an-ı Kerim, insanların kendilerine verilen nimetlerden hesaba çekileceğini haber vermiştir.(Tekâsür, 102/8) Öyleyse, insan zaman nimetinden de hesaba çekilecektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: “Kişi kıyamet gününde şu hususlardan sorulacaktır. Bunların cevabını vermeden hiçbir yere adım atamayacaktır. Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini ne işte harcadığından, malını nereden kazanıp nerelere harcadığından, öğrendiği ile ne derece amel ettiğinden.” (Tirmizî, Kıyamet, 1)

 

Hz. Peygamber (s.a.s.), “İki nimet hakkında insanların çoğu aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit”(Buharî, Rikâk, 1) buyurarak insanların dünya ve ahiret mutlulukları için kendilerine lutfedilen bu önemli nimetlerin kıymetini bilemediklerini belirtmiştir.

 

Bir atasözümüzde zamanın önemi; “Vakit, nakittir” ifadesiyle vurgulanmıştır. Aslında vakit, nakitten de önemlidir. Çünkü kaybedilen mal, servet ve her türlü maddî imkanlar zamanla kazanılabilir, ama kaybedilen vakti kazanmak asla mümkün değildir.

 

Müslüman, vaktin kıymetini çok iyi bilir ve gereği gibi değerlendirir. Zira bütün ibadetler, özellikle de günün muayyen saatlerinde kılınan beş vakit namaz mü’minlere vaktin kıymetini telkin etmekle kalmaz, aynı zamanda her işi zamanında yapmasını, hayatını planlı ve düzenli yaşamasını da öğretir. Müslümanın hayatında “boş zaman” diye bir kavram olamaz. Onun boş ve faydasız şeylerle meşgul olması da düşünülemez. Çünkü Müslüman, her anını Allah’a kulluk yaparak ve O’nun yaratmış olduğu varlıklara hizmet ederek değerlendirmekle sorumludur.

 

Kur’an-ı Kerim’de, “Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler” (Mü’minun, 23/3) buyrularak, zamanını iyi değerlendiren ve lüzumsuz işlerden uzak duran kimseler, kurtuluşa eren mü’minler arasında sayılmıştır.

 

Müslüman, kendisine verilen ömrün kıymetini bilmeli; her gününü, her saatini, her dakikasını kısacası hayatının her anını dünya ve ahireti için faydalı olacak meşguliyetlerle değerlendirmelidir. Her işini planlı ve düzenli olarak yapmalı, vaktini israf etmemelidir. Eğer zamanı iyi kullanamaz ise, ibadetlerini vaktinde ve tam olarak yerine getiremez. İşlerini vaktinde yetiştiremez, sözünde duramaz, insanlara karşı mahcup olur. Bu durumdaki bir insan sürekli gönül huzursuzluğu içinde kıvranır durur.

 

Yüce Allah, bazı zaman dilimlerini diğerlerine göre daha feyizli, daha bereketli ve ayrıcalıklı kılmıştır. Regaib, Mirac, Berat ve Kadir gecelerinin içinde yer aldığı, Recep, Şaban ve Ramazan aylarından oluşan üç aylar böyle müstesna bir zaman dilimidir.

 

İşte Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in, “Allahım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek ve bereketli kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur” (Müsned, I, 259) buyurduğu mübarek ve bereketli bir maneviyat mevsiminde bulunmaktayız. Bugün üç ayların ikincisi olan, mübarek Şaban ayının ikinci günüdür. Şaban ayı, içinde kulların işlerinin takdir edildiği, bağışlanma ve günahlardan arınma gecesi olan Berat gecesini bulunduran, Sevgili Peygamber (s.a.s.)’in “Benim ayımdır” (Feyzü’l-Kadir, 4/161) buyurduğu şerefli bir aydır. Peygamberimiz Şaban ayına çok büyük önem verir, bazen tamamını, bazen de tamamına yakınını oruçlu geçirirdi. (İbni Mâce, Savm, 4) Bizler de bu müstesna vakitlerin kıymetini bilmeli, manasına ve kutsiyetine uygun şekilde ibadetlerle ve hayırlı hizmetlerle geçirmeliyiz.

 

İçinde bulunduğumuz her anı, ömrümüzün kalan son anıymış gibi düşünmeli, Yüce Rabbimizin razı olacağı bir şekilde değerlendirmeliyiz.



3273 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Riyanın Zararları - 04/12/2014
Riyanın Zararları
Helal Haram Bilinci - 04/12/2014
Helal Haram Bilinci
Allah Cömertleri Sever - 06/11/2014
Allah Cömertleri Sever
Allah’ın ayı Muharrem - 24/10/2014
Allah’ın ayı Muharrem
Hz. Peygamber ve Gençlik - 16/10/2014
Hz. Peygamber ve Gençlik
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz - 02/10/2014
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır - 19/09/2014
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır
Allah Zalimleri Sevmez - 08/08/2014
Allah Zalimleri Sevmez
Ramazan Bayramı - 28/07/2014
Ramazan Bayramı
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.184732.3137
Euro34.646634.7854
Saat