• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam1057
Toplam Ziyaret5152498
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Mehmet Sönmezoğlu
mehmetsonmezoglu@hotmail.com
Oruç ve Takva
10/07/2014

 

Ramazan ayına mahsus ibadetlerden biri olan oruç,bizi takvaya ulaştıran en önemli dinî görevlerimizdendir.Oruç, Medine’de hicretten bir buçuk yıl sonra Şaban ayının onuncu günü farz kılınmış olup, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bildirdiği İslam’ın beş esasından biridir. (Buharî, İman, 34; Müslim, İman, 8)

 

Oruç, Arapça’dasavm kelimesi ile ifade edilmektedir. Savm, “bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek” anlamına gelmektedir. Orucun dinimizdeki anlamı ise; ibadet niyetiyleimsak vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır.

 

Orucun farziyetini bildiren ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır:Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takvaya ulaşırsınız.”(Bakara, 2/183)

 

Ayetin son kısmında geçen, “Umulur ki takvaya ulaşırsınız” şeklindeki ifade orucun gayesini bildirmektedir.“Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin ki takva sahibi olasınız”(Bakara, 2/21) ayet-i kerimesinde belirtildiği üzere insanlara, Allah’a ibadet ve taatte bulunarak takvalı olmaları emredilmiştir. Bu manada dinin emir ve yasaklarının en başta gelen gayesinin insanı takvaya ulaştırmak olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “Allah katında, en değerli olanınız, en çok takva sahibi olanınızdır”(Hucurât, 49/13) buyrulmak suretiyle takva, Allah’a yakınlığın ölçüsü olarak gösterilmektedir.

 

Takva; Allah’ın çizdiği sınırları aşma korkusuyla bu sınırlara yaklaşmamak, Allah’tan korkarak nefsin kötü arzularından ve günahlardan sakınmaktır. Daha kısa bir ifadeyle takva, Allah’a ve O’nun buyruklarına karşı kalpte bulunan derin hassasiyettir.

 

Yüce Allah’ın emir ve yasakları insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamaya yöneliktir. Dinimizin güzel görüp yapılmasını istediği şeylerde fert ve toplum için çok büyük faydalar, çirkin sayıp da yasakladığı şeylerde ise büyük zararlar bulunmaktadır.

 

Sonsuz merhamet sahibi olan Cenâb-ı Hak, kullarının zorluğunu dilemez. (Bakara, 2/185) Oruç gibi insan nefsine zor gelen bir ibadetle kullarını mükellef tutması onların iyiliğini istediği içindir. Çünkü oruç, insanın nefsinin hâkimiyetini kırarak takvaya ulaşmasınısağlayan en etkili ibadettir.

 

Oruç,mü’minler için bir takva eğitimidir, zira oruç insana nefsanî arzularını dizginlemeyi ve günahlara karşı dirençli olmayı öğretir. Ancak orucun insanı takvaya ulaştırabilmesi ve günahlardan arınmaya vesile olabilmesi için hadis-i şeriflerde ifade edildiği şekilde inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek, yani samimi bir niyetle tutulması şarttır. Ayrıca oruçtan beklenen asıl neticeyi elde edebilmek için yemeden içmeden, cinsel isteklerden uzak kalmanın yanında yalandan, dedikodudan, kötü söz söylemekten, başkalarına sataşmaktan ve zarar vermekten de sakınmak gerekir.

 

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), “Oruç bir kalkandır; sakın, oruçluyken, cahillik edip de kötü söz söylemeyin. Birisi size sataşacak veya dalaşacak olursa, ‘ben oruçluyum, ben oruçluyum’ deyin”(Buharî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 30)sözleriyle orucun, sadece yeme, içme vb. şeylerden uzak kalmak olmadığını, ayrıca kötü söz ve davranışlardan da sakınmak gerektiğini açık bir dille ifade etmiştir.

 

Orucun bu özelliğinin yanında onu diğer ibadetlerden farklı kılan başka yönleri de bulunmaktadır.Bunlardan biri orucun sadece Allah için yapılan bir ibadet olması, yani riya ve gösteriş karışması pek mümkün olmayan bir ibadet olmasıdır. Çünkü orucun başka ibadetler gibi anlaşılmasını sağlayan bir şekli ve görüntüsü yoktur. Oruç tutan kimse söylemediği sürece dışarıdan bakanların onun oruç tuttuğunu bilmesi ve anlaması mümkün değildir.

 

Orucun bir diğer özelliği de mükâfatının önceden bilinmeyip yalnızca Allah tarafından takdir edilecek olmasıdır. Bir iyiliğe on katından yedi yüz misline kadar sevap verildiği bilinmesine karşın orucun sevabı bu miktarın tamamen dışında ve üstündedir. Nitekim bir kutsî hadiste şöyle buyrulmuştur: “Allah (c.c.) buyurdu ki: Âdemoğlunun her ameli kendisi içindir, yalnız oruç hariç. Çünkü o, benim içindir. Onun mükâfatını da ben vereceğim.”(Buhari, Savm, 2, 9)Oruç hakkında, “O, benim içindir” buyrulmuş olması oruca özel bir önem verildiğinin göstergesidir.

 

Hülasa; oruç, Allah’ın emrine boyun eğerek O’na kulluk zevkini tattıran, Allah katında büyük değeri olan bir ibadet venefsin tuzaklarına karşı en etkili bir mücadele yoludur.

 



6743 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Riyanın Zararları - 04/12/2014
Riyanın Zararları
Helal Haram Bilinci - 04/12/2014
Helal Haram Bilinci
Allah Cömertleri Sever - 06/11/2014
Allah Cömertleri Sever
Allah’ın ayı Muharrem - 24/10/2014
Allah’ın ayı Muharrem
Hz. Peygamber ve Gençlik - 16/10/2014
Hz. Peygamber ve Gençlik
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz - 02/10/2014
Kurban Bayramı'nda Dini Görevlerimiz
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır - 19/09/2014
Kurban Allah'a Yaklaşmaktır
Allah Zalimleri Sevmez - 08/08/2014
Allah Zalimleri Sevmez
Ramazan Bayramı - 28/07/2014
Ramazan Bayramı
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.184732.3137
Euro34.646634.7854
Saat