• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam13
Toplam Ziyaret5146068
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Kur’ân-ı Kerîm’de Geçen “Emanet” Kavramı Üzerine
25/02/2019

Kur’ân-ı Kerîm’de Geçen “Emanet” Kavramı Üzerine

Ahzâb suresi 72. âyette geçen “emanet” kavramı ile kast edilenin ne olduğu konusunda değişik görüşler mevcut olup bazıları bu kavramı açıklamaya çalışmış, bazıları ise işin kolayına kaçarak “emanet” kavramını tercüme etmeden olduğu gibi bırakmışlardır.

Biz öncelikle bu âyete verilen farklı anlamlara dikkat çekeceğiz, daha sonra ise mezkûr âyete yaptığımız kendi yorumumuzu paylaşacağız.

Bu âyet bazı meallerde şu şekilde tercüme edilmiştir:

“Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.” (DİB Meali Yeni)

“Evet, biz o emaneti Göklere, Yere ve Dağlara arzettik, onlar onu yüklenmeğe yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi, o cidden çok zalim, çok câhil bulunuyor.” (Elmalılı Hamdi Yazır Meali)

“Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, on(un sorumluluğun)dan korktular; onu insan yüklendi; (fakat onun ağır sorumluluğunu tam kavrayamadı) doğrusu o, çok zalim, çok cahildir.” (Süleyman Ateş Meali)

“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, sorumluluğundan korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zâlimdir; çok câhildir.” (Bayraktar Bayraklı Meali)

“Gerçek şu ki, Biz [akıl ve irade] emaneti[ni] göklere, yere ve dağlara sunmuştuk; ama (sorumluluğundan) korktukları için onu yüklenmeyi reddettiler. O (emanet)i insan üstlendi; zaten o, daima haksızlığa ve akılsızlığa son derece meyyal biridir.” (Muhammed Esed Meali)

“İşin gerçeği Biz emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk; ve onlar emaneti taşımaktan kaçındılar, ondan dolayı tedirgin oldular; nihayet onu insan yüklendi: ne var ki, o da zalim ve cahil biri olup çıktı.” (Mustafa İslâmoğlu Meali)

“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkup titrediler. Onu insan yüklendi. O da çok zalimleşti ve kendine hakim olamadı.” (Abdülaziz Bayındır Meali)

“Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi.” (Yaşar Nuri Öztürk Meali)

Görüldüğü üzere yukarıdaki meallerde “emanet” kavramı çoğunlukla tercüme edilmeden olduğu gibi bırakılmış, buraya almadığımız başka tefsir ve meallerde ise “akıl ve irade”, “sorumluluk”, “ibadetler”, “imtihan edilme”, “mülkiyet” ve “halifelik” şeklinde açıklanmaya çalışılmıştır.

Ancak bize göre yapılan bu yorumların hiçbirisi isabetli değildir. Zira eksik araştırma sonucu yapılan bu teviller tam olarak gerçeği yansıtmamakta ve Yüce Allah’ın muradının bilinmesine imkân tanımamaktadır.

Kanaatimizce bu âyette “emanet” kelimesiyle kast edilen “Allah’a itaat/ kulluk”tur. Nitekim gökler, yerler ve dağlar bu “itaatı/ kulluğu” eksiksiz yapmakta, hangi amaç için yaratıldıysalar o amaca uygun görevlerini yerine getirmektedirler. Bir başka ifadeyle evrendeki tüm varlıklar ne maksatla yaratıldı iseler ona uygun davranmakta, yaratılışlarının gereğini hassas bir şekilde yerine getirmektedirler. Nitekim bundan önceki iki âyette “itaat/ kulluk”tan söz edilmesi bizim bu kanaatimizi desteklemektedir. Söz konusu âyetleri birlikte okuyalım.

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının (sorumluluklarınızın bilincinde olun) ve sözü yerinde ve dosdoğru söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin (işlerinizi yoluna koysun) ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resûlüne itaat ederse, muhakkak büyük bir kurtuluşa ermiştir (büyük başarıya ulaşmıştır).” (Ahzâb, 33/70-71)

Görüldüğü üzere mezkûr âyetin siyak ve sibakı dikkate alınarak meseleye yaklaşıldığında çözüm kolaylaşırken, Kur’ân’a parçacı yaklaşımlar insanı çok yanlış ve hatalı sonuçlara götürmekte ve Yüce Allah’ın verdiği mesajın doğru anlaşılmasını epey güçleştirmektedir.

Nitekim Zeccâc (ö. 311/923) ve Zemahşerî (ö. 538/1144) gibi iki önemli müfessir ve aynı zamanda filolog (dilbilimci), âyette geçen (حَمَل) kelimesinin “Allah’a ihanet” anlamında kullanıldığını ifade etmişlerdir. Çünkü Arapça’da “fulanun hâmilun li’l-emane” ibaresi “falanca emanete ihanet etmektedir” anlamına gelmektedir. Yani; “emaneti hamletmek” demek “emaneti yerine koymamak”, “emanete riayet etmemek”, “emanete sadakat göstermemek” ve “emanete ihanet etmek” anlamlarını mündemiçtir. Görüldüğü üzere mezkûr kelimeye doğru anlam verilemediği zaman Kur’ân’ın anlaşılması güçleşmektedir.

Bu açıklamalardan sonra bizim âyete yaptığımız tevil/ meal şöyledir:

“Şüphesiz biz emaneti (Allah’a itaat/ kulluk görevini) göklere, yere ve dağlara sunduk (onları görevlendirdik) de onlar ona ihanet etmeyi reddettiler, onun üzerine titrediler (emanete sadakat gösterdiler/ görevlerini kusursuz ve eksiksiz yaptılar ve yapıyorlar). (Ancak) ona (emanete/ kulluğa/ itaate) (bilerek ve isteyerek hain, nankör, zalim, kâfir, münafık, müşrik, mücrim, ateist, deist, satanist, nihilist, agnostik vs. olmayı seçen) insanoğlu ihanet etti (Allah’a değil başka ilahlara/ varlıklara/ canlılara tanrılık izafe etti, onlara kul ve köle oldu). Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.

Görüldüğü üzere bu âyette Yüce Allah evrendeki her varlığın yaratılış amacına uygun hareket ettiğini/ görevini yaptığını, ancak insanoğlunun “kulluk için” yaratılmış olmasına rağmen “şeytanın ve şeytanlaşmış insanların” vesveselerine aldandığını, kulluğun gereklerini yerine getirmediğini, kendine yazık ettiğini, cahilce davrandığını haber vermekte ve itaat/ kulluk konusunu gökler, yer ve dağlar üzerinden verdiği bu güzel örnekle açıklamaktadır.

Sonuç olarak, göklere, yere ve dağlara sunulan emanet “akıl ve irade”, “sorumluluk”, “ibadetler”, “imtihan edilme”, “mülkiyet” ve “halifelik” değildir. Zira göklere, yere ve dağlara böyle bir teklifte bulunulması akıl ve mantık dışıdır; kaldı ki bu durum onların yaratılış amaçlarına terstir. Çünkü onların yaratılış gayesi/ maksadı/ amacı “akıl ve irade sahibi olup imtihan edilmek, sorumluluk almak, mülkiyet sahibi olmak veya halifelik yapmak” değil tam tersine “verilen emre itaat”tir. Yani gökler, yer ve dağlar da tıpkı insanlar gibi “kulluk” ile mükelleftir ve onların vazifesi Yüce Allah’ın emirlerine kayıtsız şartsız itaattir ve onlar da bu itaati programlandıkları şekilde zaten yapmaktadır. Bir başka ifadeyle insanlar ve cinler dışında evrendeki tüm varlıklar kendilerine yüklenen misyonun gereklerini yerine getirmekte ama kulluk için yaratılan insanların ve cinlerin kahir ekseriyeti ise özgür bırakıldıkları ve imtihan edildikleri için iradelerini kötü yönde kullanmakta, Yüce Allah’a ihanet etmekte, O’nun emirlerine karşı gelmekte, O’na itaat etmedikleri için zalim ve cahillerden olmakta ve böylece kendi sonlarını kendileri hazırlamaktadırlar.  (20.07.2018)

Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Emin SEYHAN                     

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi



1158 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler - 28/12/2019
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
Yetki Varsa Hesap da Vardır! - 28/12/2019
Yetki Varsa Hesap da Vardır!
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.286532.4159
Euro34.598834.7374
Saat