• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam262
Toplam Ziyaret5142661
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Denize Düşen Yılana Sarılır!
24/11/2015

Denize Düşen Yılana Sarılır!

 

“Büyük lokma ye ama büyük konuşma!” atasözü ve “Tükürdüğünü yalamak” veya “Tükürdüğü testiden su içmek” deyimleri insanları uyarmak için söylenmiş veciz ifadelerdir. Çünkü bazı insanlar sonuçlarını düşünmeksizin çok büyük laflar etmekte, tövbeye yanaşmamakta, hata üstüne hata yapmakta, yanlışta ısrar etmekte en sonunda da kâfirlerden/ zalimlerden/ müşriklerden/ ateistlerden medet ummakta, “denizde” bulduğu “çıngıraklı yılanlara” sarılmaktadırlar.

Zira bu tipler, basit dünyevi çıkarlar uğruna dostlarını/ din kardeşlerini arkadan hançerlemiş, yanlış üstüne yanlış yapmış, bir zamanlar aleyhine konuştuğu kimselerin eline/ avucuna/ ocağına düşmüş ve onların iplerine sarılmışlardır.

İşte atalarımız böyle öngörüsü zayıf, basiretsiz ve ferasetsiz kimseleri yukarıdaki sözlerle uyarmış, bir gün yaptıklarının bedelini acı bir şekilde ödeyebileceklerini ve çok dikkatli olmaları gerektiğini onlara tembihlemişlerdir.

Nitekim bazı iç mihraklar günümüzde de bir zamanlar düşman oldukları ve aleyhlerinde kampanyalar yürüttükleri kimselerin kapılarına giderek onlara yalvarmakta, onlarla işbirliğine girişmekte, dost olup kucaklaşmakta, süfli davaları uğruna ellerindeki her türlü imkânı (sır, belge, para, psikolojik destek, tv, radyo vs.) zalimlere sunmakta, gizli bir şekilde görevlerini yapan masum insanların zarar görmesine neden olmakta ve bunu da hiç Allah’tan korkmadan, utanmadan ve sıkılmadan yapabilmektedirler. Oysa bu tipler, yazıcı meleklerin yaptıklarını kaydettiklerini bilecek kadar da olsa dinî bilgiye sahiptirler.

Ancak kendi elleriyle saplandıkları bataklıkta şantajlara boyun eğmek zorunda kalan bu şer odakları, bir kere olsun sağlıklı tefekkür yapmamış, kin, nefret ve kıskançlık duygularıyla hareket etmiş, dünyevi çıkarlar uğruna gözlerini karartmış ve iplerini sinsi şeytanların ellerine vermişlerdir. Sinsi şeytanlar da onlara yaptıklarının doğru, meşru ve haklı olduğunu söylemiş ve amellerini süslü göstererek onları kendi gidecekleri yere götürmek için harekete geçmişlerdir.

“Yüce Allah bir racül-ü fâcirin (kötü bir adamın) eliyle de İslam’a hizmet eder” sözünü haklı çıkartan bu tipler hâlâ hatalarını görememekte ve çırpındıkça daha da batmaktadırlar. Oysa “Kim bilir belki de dillerine dolayıp durdukları, büyük konuştukları, haksız yere suçladıkları o racül-ü facir tam da kendileri oluvermiştir.” Çünkü Müslüman görünen bu tipler ilkesiz ve omurgasız davranarak, adaletten ayrılarak ve sürekli belden aşağı vurarak böyle bir sonu kendileri hazırlamışlardır. Bu nedenle de mezkûr ikiyüzlülerin kimseye kızmaya hakları yoktur.

Çünkü tarih boyunca belden aşağı vuranlar, hatalarını kabul etmeyenler, küçük hayaller uğruna ayılarla (küresel güçlerle, Siyonistlerle, kâfirlerle, müşriklerle, münafıklarla) aynı yatağa girenler, piyon/ maşa/ mankurt/ zombi olmayı kabullenenler işleri bitince bir tuvalet kâğıdı gibi kullanılıp bir kenara atılmış ve mutlaka kaybetmişlerdir. Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.

Yani bu yarım gönüllüler yaptıkları iyi ve güzel şeylerin karşılığını bu dünyada iken almış, mutlu günler yaşamış, alkışı ve takdiri görmüş, yandaşları tarafından elleri ve etekleri öpülmüş, baş tacı edilmiş ve omuzlarda taşınmışlardır. Ancak ahirette kendilerine hiçbir pay/ hak/ sevap kalmamıştır; çünkü her ürettikleri ve bunlar sayesinde yandaşlarını kandırmayı başardıkları “iyi ve güzel şeylerin karşılığını” buradayken tüketmişlerdir. Onlar ömürlerinin sonlarında da bu dünyadan rezil olarak ayrılmayı ve ahirette de rüsva olmayı hak etmişlerdir. Çünkü âyetler gayet açıktır. Birlikte okuyalım.

İnkâr edenler (gerçeklerin üzerini örtenler) ateşe sunuldukları gün, (onlara şöyle denir:) “Dünyadaki hayatınızda güzelliklerinizi (yaptığınız iyi şeylerin karşılığını alıp) bitirdiniz, (alacağınızı aldınız) onların zevkini ve sefasını sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan (inatçı küfrünüzden) ve yoldan çıkmanızdan (fıskınızdan) dolayı alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız.” (Ahkâf, 46/20)

“Doğrusu Allah'a verdikleri sözü ve ettikleri yeminleri az bir menfaat (kazanç) karşılığında değiştirenler (Yahudi, Hıristiyan ve müşrikleri dost edinenler, batıl din mensuplarının değerlerine sarılanlar var ya), işte onlar öteki dünyanın nimetlerinden asla nasiplenemeyeceklerdir. Allah kıyamet günü onlara hitap etmeyecek ve onları (günahlarından) temize çıkarmayacaktır. Onlar için elem verici bir azap vardır.” (Âl-i İmrân, 3/77)

“Kim âhiret kazancını (sevabını) isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını (iktidar, güç, şöhret, servet, rütbe, statü, mal, mülk, makam, para) isterse ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur.” (Şûrâ, 42/20)

“Allah’a ve Resûlüne savaş açanların (basit çıkarlar uğruna zalimlerle/ kâfirlerle işbirliğine girişip Müslümanları arkadan hançerleyenlerin, din kardeşliğini yok edenlerin, tüm dünyada İslâm’ın yara almasına neden olanların) ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların (fert ve toplumun huzur ve güvenliğini tehlikeye sokanların, adam öldürenlerin ve yağma suçu işleyenlerin) cezası; (eğer birini öldürmüşlerse kendilerinin de) öldürülmeleri yahut (malını alarak öldürmüşlerse çarmıha gerilerek) asılmaları veya (sadece mallarını zorla almışlarsa) ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut (tehditle, şantajla, baskıyla insanları korkutmuş ve sindirmişlerse bulundukları) o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara (korkunç) büyük bir azap vardır.” (Mâide, 5/33)

“Ey peygamber! Hakikati inkârda birbirleriyle yarışanlardan dolayı üzülme: Şu, ağızlarıyla “Biz inanıyoruz!” diyen hâlbuki kalpleriyle inanmayanlardan  ve her türlü yalanı can kulağıyla dinleyen ve [aydınlanmak için] sana gelmek yerine başka insanlara (sahte hahamlara/ sahte din adamlarına) kulak veren Yahudilerden. Ki onlar, [vahyedilen] sözleri asıl bağlamlarından kopararak anlamlarını çarpıtırlar ve “Eğer size şöyle şöyle [bir öğreti] verilirse onu kabul edin; ama verilmezse uzak durun!”  derler. [Onlara bakıp üzülme,] çünkü Allah (kötü niyet ve eylemlerinden dolayı) kimin düştüğü sapıklıkta kalmasını isterse, artık sen onu Allah'ın elinden kurtaramazsın. (Nitekim kendileri istemedikleri ve hiçbir çaba göstermedikleri için) Allah da onların kalplerini temizlemek istememiştir. Onları bu dünyada zillet, öteki dünyada da korkunç bir azap beklemektedir.” (Mâide, 5/41)

Görüldüğü üzere mezkûr âyetler hakikat inkârcılarının, müstekbirlerin, mütreflerin ve münafıkların sonlarının nasıl olacağını haber vermektedir. Dolayısıyla bunlara karşı dikkatli olmak, onların tuzaklarına kapılmamak ve aynı delikten iki kez ısırılmamak gerekmektedir. Çünkü büyük laf konuşanlara, tükürdüğü testiden su içenlere ve denize düşüp yılanlara sarılan “sinsi ayartıcılara” kananlar da tıpkı onlar gibi suçludurlar. Ahirette bunların özür dilemelerine, suçu birbirlerine atmalarına izin verilmeyecek (Nahl, 16/84; Mürselât, 77/36), her ne kadar birtakım mazeretler ileri sürseler de kendi yaptıklarına artık kendileri şahitlik edecek (Kıyâme, 75/14-15) ve öne sürdükleri bu mazeretler kesinlikle kabul edilmeyecektir (Tevbe, 9/66; Rûm, 30/57; Mümin, 40/52; Tahrim, 66/7).

Sonuç olarak aklı ve kalb-i selim ile düşünmeyen, muhakemeyi rafa kaldıran, aklını kiraya veren, liderine/ şeyhine/ hocasına körü körüne bağlanıp itaat edenler denizde bulup sarıldıkları yılanlar tarafından er ya da geç sokulmayı da peşinen kabullenmişlerdir. Çünkü “Düşmanımın düşmanı dostumdur, onunla işbirliğine girişirim, düşmanımı yok ederim” felsefesini sadece kendileri değil, o yılanlar da çok iyi bilmektedir. Onlar geçmişteki “kuyruk acısını” unutmamışlardır ve namertlerin dostlarına yaptıkları açık ihaneti görmüşlerdir. O kimseler günün birinde kendilerinin de aynı akıbeti maruz kalabileceklerini idrak edecek, gereken tedbirleri önceden alacak ve hainleri/ piyonları işleri bitince temizleyecek kadar da akıl ve basiret sahibidirler. Dolayısıyla omurgasız sürüngenler her zaman kullanılmış, satın alınmış, işleri bitince de dost sandıkları ve işbirliğine giriştikleri ezeli düşmanları tarafından ortadan kaldırılmayı da hak etmişlerdir. Zira mert olmayan, ilkesiz, vicdansız, tutarsız, kaypak ve dönek kimseleri aklı başında insanlar hiçbir zaman sevmezler; kaldı ki yamanmaya/ ilişmeye/ tutunmaya çalıştıkları o mahalledekiler ise hiç mi hiç sevmez ve onaylamazlar. Çünkü onlar; “Bunlar zamanı gelince çıkarları için bizi de arkadan hançerleyebilirler, bizi de satabilirler” düşüncesini sürekli zihinlerinde taşıyacakları için tuvalet kâğıdı olmayı kabullenen zavallıları kullanır, işleri bitince atar ve üzerlerine de sifonu çekerler. (20.11.2015)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN      

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



4808 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak! - 28/12/2019
Hamaseti Bırak Gerçeklere Bak!
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor? - 28/12/2019
Kur’ân Neyi Tasdik Ediyor?
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder - 28/12/2019
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Saat