• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam944
Toplam Ziyaret5143343
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Hoca ve İplik Eğiren Kadın
10/02/2014

 

Zirvede Esen Sert Rüzgârlar ve İplik Eğiren Kadın

 

Zirveye ulaşan ve orada uzun yıllar başarılı hizmetler yapmayı planlayan bir lider hayatının her anında çok dikkatli olmak zorundadır. Eğer o lider, uzun uğraşlar sonucu çok önemli konumlara gelmeyi başarmışsa, etkilediği çevreler varsa, aldığı kararlar pek çok insanın hayatını ilgilendiriyorsa onun bin düşünüp bir söylemesi ve çok doğru kararlar alması gerekir. Aksi halde zirvede esen sert bir rüzgâr onun küçük hatalarını affetmeyecek, ayağını yere çok sağlam basmadığı için de aşağıya doğru yuvarlanması çok daha hızlı gerçekleşecektir. Bu itibarla, yaşadığı toplumda kanaat önderi olanların, emir ve tavsiyeleri harfiyen uygulananların, karar mekanizmalarında yer alanların, sözü sohbeti dinlenenlerin, düşünce ve fikirleriyle topluma yön verenlerin mutlaka uzun istişareler sonucu ortak aklı devreye sokarak nihai karara varmaları ve bunları söylemeleri/uygulamaları gerekir.

Zirvede olanlar veya zirveye talip olanlar bilmelidirler ki, hem şeytanlaşmış insanlar hem de içlerinde görmedikleri ama varlığını hissettikleri, fısıltılarını/vesveselerini işittikleri şeytani sesleri bir o kadar azılı, güçlü, hain ve alçaktır. Bu nedenle yüksek mevkilere gelmiş kimselerin tüm bu şeytanları yenebilmeleri için yüksek ahlâkî karaktere sahip olmaları ve İslâmî değer yargılarını içselleştirip eksiksiz uygulamaları gerekir. Çünkü böyle bir kimse nefsine ve şehvetine yenik düşmesiyle, öfkesini kontrol edememesiyle, gözünü para hırsı bürümesiyle, daha da yüksek makamlara göz dikmesiyle, haksız yere inatlaşmasıyla kendi sonunu kendisi hazırlayabilir. Bu ahlâkî zaafları nedeniyle sadece o kaybetmez, körü körüne peşinden sürüklediği kitleler de kaybeder. Bu insanların da vebalini üzerine alarak aşağıların aşağısına doğru yuvarlanır. Dolayısıyla burada bir suçlu aranacaksa, o kişi öncelikle zirveye gelmeyi başarmış, ancak daha sonra ciddi yanlışlar yapmış ve hatasında ısrar etmiş o sözde liderden başkası değildir.

Ehem ile mühimi karıştıran, pire için yorgan yakan, ayağını yorganına göre uzatmayan, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olan, hak etmediği şeyleri göz diken, verdiği sözleri unutan, büyük laflar eden, küçük hesaplar yapan, kolayca çark eden, büyük düşündüğünü zanneden, milyonların ya da milyarların hayatını, umutlarını ve geleceklerini tehlikeye atan, ayı ile aynı yatağa girdiğini bir türlü fark edemeyen bir lider ya da yönetici zirvede esen o sert rüzgârla alaşağı olup dünyasını zindana çevirebilir, ahiretini kaybedip hüsrana uğrayanlardan olabilir.

Görüldüğü üzere bir insan yaptığı eylemlerle, niyetiyle, sözleriyle kendi kaderini kendisi şekillendirmekte, cennetini ya da cehennemini kendisi hazırlamaktadır. Dolayısıyla liderin etrafında bulunup da onu etkileyen kimselerin de güçlü bir karaktere sahip olmaları, ulvî hedeflere talip olmaları, İslam’ın izzet ve onuruna leke sürecek her türlü davranıştan kaçınmaları icap eder. Bir lider etrafına böyle kimseleri getirmiyor, yalakalarla, sahtekârlarla ve dalkavuklarla iş görüp onlarla mutlu oluyorsa, hatalarını söyleyenleri ödüllendirmek yerine “hain” ve “ajan” diye damgalıyor ve etrafından uzaklaştırıyorsa, bu sözde lider sert esen o rüzgârlara karşı en sağlam tutamaklarından birini daha kaybetmiş ve kendi çöküşünü daha da hızlandırmış olur.

Hak etmediği halde zirveye bir şekilde gelmiş ya da getirilmiş kimse, büyük hizmetler yapma fırsatını/şansını içindeki şeytânî sese yenik düşerek kaybediyor ve firavunlaşıyorsa, kendisine sunulan imkânları heba ediyorsa suçlaması gereken yalnızca kendisidir. Tarih, kendini vazgeçilmez zanneden böyle tiplere her dönemde şahitlik etmiştir ve bundan sonra da edecektir.

Kur’an-ı Kerim, dünyevi menfaatler uğruna Allah’a verdiği sözü unutan, ilkenin, hakkın ve haklının yanında değil, gücün, güçlünün ve servetin yanında yer alan kimseleri, “uzun emekler sarf ederek eğirip büktüğü ipliği küçük bir nedenden dolayı tekrar çözüp bozan/söken kadının durumuna” benzetmekte ve böyle yanlış kararlar alanlara sağlıklı tefekkür tavsiyesinde bulunmaktadır. (Nahl, 16/92)

Ancak Kur’an ile arasına manevî engeller koyan, dünyanın geçici güzelliklerine ve makamlarına aldanan, daha çok güç ve servet elde etmek isteyen, menfaatlerini önceleyen ve küçük hesaplar yapan kimselerin bu uyarıyı işitmesi ya da anlaması çok zor olmaktadır. Zira kalpler taşlaşmaya başladığı için fikirlerin/uyarıların oralarda yankı bulması giderek zorlaşmakta, hatta imkânsız hale gelmektedir. Öyleyse akıllı bir mümin zararın neresinden dönülürse kârdır diye acı bir fren yapmalı, günahlarından ve hatalarından derhal vazgeçmelidir. Bununla birlikte fâsık veya mücrimin yanlışlarını savunduğu, iyice yoldan çıktığı ve İblis gibi inatlaşarak kaybedenlerden olmaya başladığı da ayrı bir gerçektir.

Sonuç olarak, zirvede esen sert rüzgârlar, İblisleşmeye başlayanları her zaman tepetaklak etmiş ve aşağıların aşağısına yuvarlamıştır. Bundan sonra da yuvarlaması sünnetullah’ın tabiî bir sonucudur. Öyleyse herkes kendisini esfel-i sâfilîn’e götüren süreci bizzat kendisinin nasıl tetiklediğine ve olgunlaştırdığına bakmalı, suçu Allah’a havale etme kolaycılığından artık kurtulmalıdır. Böyle biri tövbeye yönelmek ve uyarılardan ders almak yerine, üstüne üstlük yanlışında hikmet aramaya başlamışsa bu kimseye söylenecek tek şey “Selam!!!”dan başka bir şey olmasa gerektir. (07.02.2014)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

 

 



7182 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir? - 28/12/2019
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir?
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder - 28/12/2019
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Saat