• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam173
Toplam Ziyaret5143732
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Zerre Miktarı İmanın Ölçüsü!
02/05/2013

Zerre Miktarı İmanın Ölçüsü!

İslam’a göre zerre miktarı imana sahip olan bir müminin cennete gireceği herkesin malumudur. Müminleri kötülüklerden sakındırmak ve iyilikleri teşvik amaçlı söylenen bir hadisi şerif şöyledir: “Kalbinde zerre miktarı iman bulunan kimse cehenneme girmez; kalbinde zerre miktarı kibir bulunan kimse de cennete giremez.” (Müslim, İman, 39).

Kimsenin elinde bir imanometre olmadığına göre bir başkasının imanının derecesini/miktarını/zayıflığını/sağlamlığını bir diğerinin bilmesi mümkün değildir. Ancak Kur’an ve Sünnet bir bütün olarak değerlendirildiğinde zerre miktarı imanın nasıl anlaşılabileceği hakkında bazı şeyler söylemek mümkündür. Zira bu konudaki ayetler ve hadisler açıktır. Bunları birlikte okuyup değerlendirelim.

“Yoksa Allah, içinizden cihad edenleri (Allah’ın dinini temsil ve tebliğ hususunda üstün çaba gösterenleri) belli etmeden, (zorluklara) sabredenleri ortaya çıkarmadan, (hemen) cennete gireceğinizi mi sandınız?” (Âl-i İmrân, 3/142)

“Sizden önce gelip geçen [mümin]ler gibi sıkıntı (ve zorluk) çekmeden cennete girebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Onların başına öyle ezici sıkıntılar ve kımıldatmaz darlıklar (meşakkatler) geldi ki ve öylesine sarsıldılar ki müminlerle birlikte Elçi de: “Allah'ın yardımı ne zaman gelecek?” diye feryat ediyordu. (Ama bilin ve) gözünüzü açın, Allah'ın yardımı [daima] yakındır!” (Bakara, 2/214)

“Mümin olarak, erkek veya kadın, her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” (Nisâ, 4/124)

“Bedevîler, “Biz imana erdik” derler. De ki [onlara, ey Muhammed]: “Siz [daha] imana ermediniz: ‘Biz [zahiren] teslim olduk’ demeniz daha doğrudur; çünkü [gerçek] inanç henüz kalplerinize girmiş değil”. Ama Allah'a ve Elçisi'ne [gerçekten] kulak verirseniz O, hiçbir işinizin boşa gitmesine izin vermez: çünkü şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır.” (Hucurât, 49/14)

Hz. Peygamber (s.a.v.) ise şöyle buyurmuştur: “Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı (barışı, kardeşliği, hoşgörüyü, dayanışmayı, sosyal adaleti) yayınız!" (Müslim, Îmân, 93-94; Tirmizî, Et'ime, 45; İbn Mâce, Mukaddime, 9)

“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez; onu yardımsız bırakmaz; onu tahkir etmez. (Rasûlullâh) üç defa kalbine işaret ederek: ‘Takva (Allah’a karşı sorumluluk bilinci) şuradadır. Müslüman kardeşini hakir görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Bir Müslümanın diğer Müslümana kanı, malı ve ırzı haramdır’ buyurdu.” (Müslim, Birr, 32).

“Bir kimse Rasulullah’a (s.a.v.): “Hangi Müslüman daha faziletlidir?” diye sordu, O da: “Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir” cevabını verdi.” (Müslim, İman, 64).

Görüldüğü üzere tüm bu ayetler ve hadisi şerifler imandan sonra yapılacak salih amellere ve imtihanın çeşitliliğine işaret etmektedir. Dolayısıyla iman ettiğini iddia eden kimseler din kardeşlerini sevmek zorundadır. Bu hadislere göre müminlerin birbirlerini sevmemeleri, haklarına saygı duymamaları ve bu hakları ihlal etmeleri imanlarının zayıflığının bir işareti olarak görülebilir. Bu itibarla iman ettiklerini iddia edenlerin bir takım zorluklarla ve ciddi imtihanlarla karşılaşacaklarını bilmeleri gerekir.

Kişinin imanının miktarını/derecesini/sağlamlığını/zayıflığını belirleyen zorluklar ve sıkıntılar karşısında göstereceği tavrı ve duruşudur. Yüce Allah ayetlerde insanların deneneceğini, herkesin yaptıklarının karşılığını göreceğini zaten haber vermektedir. Bu nedenle zerre miktarı iman konusunda aşağıda verilecek örnekler, yukarıdaki ayet ve hadisler ışığında düşünüldüğünde arınmak isteyenlere bir fikir verebilir.

Mesela kendi yaşadığı dönemde dünyadaki insanların çoğunluğunun İslam’ı bilmediğine, onlara bu son dinin doğru dürüst tanıtılmadığına üzülen,  İslam’ı iyi temsil ve tebliğ edemediği için bu insanların sahte ilahların peşinden gitmesine vicdanı sızlayan bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Bir vakit namazını -her türlü tedbiri almış olmasına rağmen- uykuda olduğu için kaçıran, uyanınca da bu duruma çok üzülen ve içi cız eden bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanın açlıktan öldüğünü duyunca bir şey yapamadığına üzülen, bu insanlara yardım elini uzatmak için çaba harcamadığına derin pişmanlık duyan bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

 Dünyanın herhangi bir yerinde inancından dolayı öldürülen bir insan olduğunu öğrenince elinden bir şey gelmediğine üzülen, bu insanların din ve vicdan özgürlüğünün temini konusunda bir şey yapamadığı için içi cız eden bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Dünyanın herhangi bir yerinde ormanlar yanarken, denizler ve nehirler kirletilirken, hayvanlara işkenceler yapılırken bu duruma üzülen, tüm bunlara vicdanı sızlayan ve içi cız eden bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Bir kimsenin yalan yere şahitlik ettiğini gözleri ile görüp, kulağı ile işitince bu duruma seyirci kalmayan haktan ve adaletten yana tavır alan bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Yakınındaki bir kimsenin gıybet ettiğini, iftira attığını ve yalan söylediğini bizzat gözüyle görüp kulağıyla işittiğinde bu duruma tepki gösteren ve tavrını belirleyerek haksızlığa seyirci kalmayan bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Bilmeksizin günah işlediğinde hatasını anlayınca derhal yanlışından vazgeçen, tevbe edip pişmanlık duyan, daha sonra o günahı hatırlayınca içi cız eden, nasıl böyle bir günahı işlediğine üzülen bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir. 

Farkında varmaksızın insan hakkı ihlali yaptığını anlayan, gidip o kuldan helallik dileyen, affedilmesini temin etmek için o mazluma kaybettirdiği tüm haklarını geri veren, bu yanlışını hatırladıkça da üzülen ve vicdanı sızlayan bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Bir karıncayı veya böceği bilmeksizin ezdiğini fark edince üzülen, bu duruma içi cız eden bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir. 

Haksız yere şiddete ve dayağa maruz kalmış bir kadını veya çocuğu görünce üzülen, kürtajla yaşamına son verilmiş bir ceninin yaşam hakkını kaybetmesine vicdanı sızlayan bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Bir sigara izmaritini veya çöpü insanların dolaştıkları caddelere veya çevreye atan, sokaklara tüküren ama sonra hatasını anlayınca derhal pişman olan, yaptığına içi cız eden bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Kendisine hiçbir zararı dokunmayan herhangi bir canlının veya hayvanın yaşam hakkına son veren, daha sonra ise hatasını anlayan ve bu duruma üzülen, vicdanı sızlayan bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Kırmızı ışık ihlali yaptığı için başkasına zarar veren, bundan dolayı vicdanı sızlayan ve içi cız eden, yanlışını savunmaya kalkmayan, bir daha böyle bir hata yapmamak için çok dikkatli olmaya söz veren ve gereğini yapan bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Kaçak elektrik ve su kullanan, devlet malını çarçur eden, tüyü bitmemiş yetimin hakkına tecavüz eden ama sonunda hatasını anlayıp pişman olan ve tevbe eden, herkesle helalleşmek için gereğini yapan bir kimsenin zerre miktarı imana sahip olduğu söylenebilir.

Özetle ifade edecek olursak, verilen bu misaller zerre miktarı imanın ölçüsünün ne olabileceği hakkında bir fikir verebilir. Kendisiyle yüzleşmek hatalarından dersler çıkarmak isteyenler için ufuk açıcı olabilir. Düşünen ve sorgulayan insanların gerçekleri görmesine bir kapı aralayabilir. Ham hayaller kurmasının yanlışlığı konusunda onu ikna edebilir. Dolayısıyla herkes kendine bakmalı, hüsnü kuruntularla kendini avutmamalı, günahlarına tevbe edip imanını daha da sağlamlaştırmak için derhal harekete geçmeli ve bir şeyler yapmalıdır. Kendisini bu şekilde uyaranlara teşekkür etmek yerine hakaret eden, yanlışlarına kılıf arayan ise zerre miktarı iman konusunu biraz daha düşünmeli, ahiret günü gerçek anlamda iflas edenlerden olmamak için kendisine verilen akıl emanetini şimdiden devreye sokmalıdır. (03.05.2013)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



8279 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük - 28/12/2019
Kuraklık, İsraf ve Şükürsüzlük
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir? - 28/12/2019
İslâmîlik Endeksleri ile Yapılmak İstenen Nedir?
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine - 28/12/2019
Akademisyen ve Siyasetçi İlişkisi Üzerine
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır - 28/12/2019
“Vasatiyye Hareketi” Bir Tuzaktır
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar! - 28/12/2019
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar!
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Saat