• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam191
Toplam Ziyaret5141488
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Kürtajı Savunanlar ve Empati Yoksunluğu
25/04/2013

Daha öncede kürtaj konusunu değişik yazılarımızda değerlendirmiş ve görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmıştık.
 
Ancak bugünlerde kürtaj konusu tekrar gündeme geldiği ve sıkça tartışıldığı için görüşlerimizi yeniden paylaşmamız gerekli olmuştur. 
Öncelikle şunu ifade edelim ki, kürtaj kesinlikle bir doğum kontrol yöntemi değildir ve asla da olamaz. 
 
Kürtajı doğum kontrol yöntemi olarak gören ve kürtaj yaptıranlar alanen cinayet işlemektedirler. Zira 9 ay 10 gün sonra bir “insan” olarak dünyaya gözlerini açacağı neredeyse kesin olan bir canlının (insanın) yaşamına son vermeye kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur. Çünkü embriyonun ve ceninin yaşam haklarını hiçe sayarak kürtaja başvurmak, insanın hayat hakkının apaçık ihlalidir. İşte bu nedenle de kürtaj bir cinayettir. 
 
Bu itibarla, tekrar ifade edelim ki, yaşam hakkı en temel ve kutsal bir hak olup haksız yere hiçbir şekilde bir başkası tarafından sonlandırılamaz. Zira ayet-i kerime açıktır. 
“...Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır....” (Maide, 5/32)  
 
Doğduktan sonra bir çocuğu öldürmek nasıl cinayet ise, doğmadan önce de  bir ceninin yaşamına daha anne karnında iken son vermek aynı şekilde cinayettir.
 Çünkü ayette de belirtildiği üzere anne karnındaki o cenin kimseyi öldürmemiş ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarma suçunu da işlememiştir. Onun hiçbir suçu ve günahı yoktur. Onun korunmaya ve kollanmaya ihtiyacı vardır. Zira o savunmasız bir haldedir.
 
 Öte yandan, Allah’ın verdiği canı ancak Allah’ın alacağını iddia eden, ama bu sözünde samimi olmayan kimselere de dikkat etmek gerekmektedir. Kanaatimizce böyle söylediği halde tersini yapan ve kürtajı savunan ve anne karnındaki savunmasız yavruyu katletmeyi tavsiye eden bir zihniyet, gerçeklere gözünü ve kulağını kapatan ve hakikati bir türlü kabul etmek istemeyen bir zihniyettir.
 
Sperm ve yumurtanın birleşmesinden önce meşru her türlü doğum kontrol yöntemlerini kullanmayanların daha sonra kalkıp oluşmuş bir cenini katletmeleri bize göre resmen cinayettir. Zira anne karnında yaşam başladığı o anda hayat hakkı başlar ve o canlı asla mazeretsiz olarak yok edilemez. Nitekim bu konuda Kur’an’da inananlara uyarılar vardır ve müminlerin asla haksız yere bir cana kıyamayacakları açıktır. (En’am, 6/151; Furkan, 25/68 )Dolayısıyla meşru yöntemlerle doğum kontrolü caizdir ama kürtaj kesinlikle haramdır
 
Nitekim ünlü İslam alimi Gazzâlî de tıpkı bizim ifade ettiğimiz gibi anne rahminde cinsel birleşme anından itibaren hâsıl olan şeyi yani; cenini, "insan varlığının bir aşaması" olarak kabul etmekte ve bunu imhâ etmeyi bir cinayet olarak görmekte ve öyle nitelendirmektedir
 
Aynı şekilde günümüz İslam alimlerinden Prof. Dr. Hayreddin Karaman da konu ile ilgili hem geçmişte hem de günümüzde yapılan ictihadlara bakarak ve de ulaşılan son bilimsel verilere dayanarak bir değerlendirme yapmakta ve kanaatini ortaya koymaktadır. Karaman’a göre; “günümüzde Hanefi mezhebi adına 120 günden önce çocuk aldırmanın caiz olduğunu söyleyen kimseler ve böyle fetvâ verenler cinayete iştirak suçunu” işlemektedirler. 
 
Ayrıca Karaman, “İslam hukukuna göre çocuğun medeni haklardan istifade etme ehliyetinin daha ana rahmine düştüğü andan itibaren başladığını” ifade etmektedir ki biz de yıllardır bu görüşü savunmaktayız.
 
Dolayısıyla anne karnında minicik elleri, ayakları ve organları birer birer parçalanan o ceninin yerine kendini koyamayanların ve o canlının yok edilme hakkını savunanların insanlıktan nasiplerini aldıklarını söylememizoldukça zordur. Zira böyle bir kürtaj görüntüsünü seyretmeye insan olanın vicdanı dayanmaz, dayanamaz. Ama insanlık değerlerini yitirmiş ve sadece zevki, hazzı, çıkarı, menfaati önceleyen tipler böyle bir cinayeti savunabilirler.Empati yoksunu böyle bireylerin konuyu bir de bu açıdan değerlendirmeleri kendi lehlerine olacaktır.
 
Öte yandan özürlü doğacak diye bir ceninin yaşam hakkının elinden alınması da aynı şekilde cinayettir. Zira onun da yaşama hakkı vardır ve hiç kimsenin onun yaşam hakkını sonlandırmaya yetkisi yoktur. Kanaatimizce anne ve babanın da böyle bir hakkı ve yetkisi olmasa gerektir. Böyle bir çocuğun doğmasını engellemek bize göre bir cinayettir. Eğer anne ve baba o çocuğa bakamayacak ve yetiştiremeyeceklerse doğum gerçekleştikten sonra sosyal devlet bu görevi üstlenir, çocuğu onlardan alır ve en güzel şekilde yetişmesini sağlar. 
 
Çünkü engelli de olsa o insanın yaşama hakkı vardır. İşin kolayına kaçarak böyle bir tavır takınmak, kadere rıza göstermemek ve engelli olacak diye o ceninin yok edilmesini istemek kesinlikle doğru değildir. Neyin kendisi için hayırlı olacağını bilemeyen bir kimsenin tamamen pozitivist ve materyalist bir bakış açısıyla meseleye yaklaşması son derece sağlıksız ve yanlıştır. 
 
Benzer şekilde tecavüze uğrayarak hamile kalan kadınların kürtaj olma haklarının olup olmadığı hususu üzerinde de düşünülmesi gerekmektedir. Bize göre onlar ancak doğumlarını gerçekleştirdikten sonra o çocuğu istememe hakkına sahiptirler. Tekrar ifade edelim ki, daha anne karnında iken hiçbir suçu ve günahı olmayan bir ceninin kürtajla yok edilmesini isteme hakkı tecavüz kurbanı kadınlara da verilmese gerektir. Elbette beden onlarındır ama taşıdıkları can (insan) onlara bir emanettir. O emanet üzerinde her türlü tasarruf hakkı da onlara verilmemiştir. Bu itibarla o emaneti sebepsiz yere yok etmek haramdır ve asla doğru değildir. Zira bu işin kolayına kaçmak olacaktır. 
 
Böyle bir durumla karşılaşmış kadınların kürtaj olmalarını savunan İslam bilginleri çıkmıştır ve bundan sonra da çıkmaya devam edecektir. Ama bize göre doğru olan görüş, masum ve savunmasız o yavrunun (insanın) yaşam hakkının olduğudur. Tecavüz mağduru o kadın çocuğunu doğurduktan sonra bakmak ve büyütmek istemezse, sosyal devlet o çocuğu o kadından alır, her türlü ihtiyacını karşılar, bakar, büyütür. Yahut o yavruyu çocuğu olmayan ailelere evlatlık olarak verir ve o yavrunun yaşamasını sağlar. Zira o yavrunun tecavüz hadisesinde hiçbir suçu ve günahı yoktur. Dolayısıyla suçu ve günahı olmayan o canın yok edilmesini savunmak insafla ve adaletle bağdaşmasa gerektir.
 
Özet olarak, böyle durumlarda bize göre “öldür ve kurtul”, “kürtaj ol ve kurtul”  mantığı kesinlikle doğru değildir. Zira bunun töre ve namus cinayetlerinden hiç bir farkı yoktur. Tecavüze uğradı diye genç bir kızı veya kadını öldürmek nasıl cinayet ise, suçu ve günahı olmayan o çocuğu (insanı) da öldürmek aynı şekilde cinayettir ve en büyük zulümdür. (Diğer taraftan tecavüze eden sapık kişiye verilecek cezanın miktarı şu an bizim konumuz değildir. Bir kadına tecavüze eden ve mahkeme kararıyla suçu kesinleşen kişiye de verilebilecek en büyük ceza ne ise o mutlaka verilmelidir.)
 
Sonuç olarak ifade edecek olursak kürtaj bir cinayettir ve ceninin yaşam hakkı vardır. Kürtaj asla bir doğum kontrol yöntemi değildir. Hanefi mezhebi adına konuşan ve ruh üflenmedi gerekçesiyle 120 günden önce çocuk aldırmanın caiz olduğunu söyleyen yarım hocalar da eksik bilgi ile böyle bir fetva ortaya koymaktadırlar. Araştırmadan ve incelemeden konuştukları ve böyle bir fetvâ ile insanları yanlış yönlendirdikleri için resmen “cinayete iştirak suçunu” işlemektedirler. Diğer taraftan bu tür yarım hocalara bakarak karar veren insanlar da ayrıca suçludurlar. Zira bu konuda Diyanet’in ne dediğine bakmak uygun olacaktır. Kanaatimizce Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konuda vermiş olduğu fetvâ daha muteber ve geçerlidir. (08.06.2012) 
 

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



3091 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder - 28/12/2019
Yanlış Kararlar İnsanı Mahveder
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar! - 28/12/2019
Din Sömürüsünün Kullanışlı Aparatı Putlar!
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Saat